Aylık arşivler: Nisan 2014

29.04.2014

„Blood and Honour“ ile yeraltına III

Bugün yeniden „Blood&Honour“ aktivisti Thomas Starke’yi sorgulamış olan bir polis memuru sorgulandı (konuya giriş için 02.04.2014 tarihli blog metnine bakabilirsiniz). Bugün de Starke’nin ifadelerinin tamamı mahkemeye sunulmadı; şu ana kadar altı ifadesinden sadece üçü konuşuldu.

Bugün konuşulan ifadelerinde Starke, özellikle Nazi camiası içerisindeki çok çeşitli bağlantılarından bahsediyordu. Bunlardan Uwe Mundlos’u, patlayıcı madde teslimatının ardından yine bir „Blood & Honour“ üyesi olan teslimatçı Jörg Winter ile bir araya getirmişti. Mundlos ona patlayıcı maddenin yanıcı olmadığı konusunda şikayette bulunmuştu. Patlayıcı madde ile deneme yapan Winter, kendisinin tedarik ettiği TNT için o zaman tedarik edemediği özel bir fitilin gerektiğini söylemişti. Starke, o zamanlar „Weiße Bruderschaft Erzgebirge“nin (Erzgebirge Beyaz Kardeşliği) kurucu üyeleri ve yönetici kadrosu olan sanık André Eminger ve kardeşi Maik’le olan bağlantılarını da anlatmıştı.

Üçüncü sorguda memurlar Starke ile evinde çekilmiş çeşitli fotoğraflar hakkında konuşmuşlardı. Bu fotoğraflar Starke’yi „Blood & Honour“ kadrosu ile Federal toplantılarda, Amerika’daki „yoldaşlarını“ ziyareti sırasında vs. gösteriyordu, ama 1993-1994 yıllarından itibaren sürekli Zschäpe, Böhnhardt ve Mundlos etrafındaki Jena grubuyla da birlikte de görünüyordu.
Duruşma gününün sonunda müdahil davacılar kısa süre önce ortaya çıkan „NSU NSDAP“ isimli CD’nin (basında çıkan haberlere göre bu CD 2006 yılında hazırlanmıştı) delil olarak kullanılması için dilekçe verdi. CD’nin olası sahibi olarak uzun süredir Nazi kadrosunda olan ve daha 1992 yılındayken „Ulusal Cephe“de aktif olup aynı zamanda neredeyse 20 yıl boyunca „Corelli“ adı altında Anayasayı Koruma Dairesi için muhbirlik yapmış olan Thomas Richter’in ismi geçti. Richter bir kaç hafta önce (raporlara göre bir emniyet dairesinden olan ve onu CD ile ilgili sorgulamak isteyen memurlar tarafından) ölü bulunmuştu. Federal Başsavcılık, CD’nin Münih’teki duruşmayla olası bir bağlantısına dair soruşturmalara devam edileceğini bildirdi.

 

28.04.2013

İnkar ve Masum Gösterme Çabaları, VII – Enrico Theile

Bugün yeniden tanık Enrico Theile sorgulandı. Theile, NSU’nun cinayet silahı olan Ceska silahın Nazi camiasının dükkanı „Madleys“e satışında rol üstlenmişti. Geçen sefer Theile’nin bilgi vermekten çekinme hakkına sahip olup olmadığı konusunda tartışmalar yaşanmıştı. Bugün, kendinden önceki birçok tanık gibi ifade vermeye (ve hiçbir şey hatırlamadığını iddia etmeye) karar verdi.

Theile silah satışıyla olan bütün bağlantılarını reddetti. Silahın satılmasına karışan bir diğer kişi olan Jürgen Länger arkadaşıydı; onu mahalleden tanıyordu. Silah satışının İsviçre ayağına dahil olan Hans Ulrich Müller’i uzun zamandır tanıyordu. Onu İsviçre’de tatil yaparken ziyaret etmişti. Müller ile bir kez „Döner-Cinayetleri“ nedeniyle yayınlanan arama ilanı hakkında konuşmuşlardı,Müller de İsviçre’de gerçekleşen bir ev aramasından bahsetmişti. O konuşmadan daha fazlasını hatırlamadığını iddia etti. Heyet başkanı hakimin Theile’nin bunları hatırlamadığına inanmadığını belli etmesinin ve bu bağlamda Theile’nin daha önce yalan ifade vermekten hüküm giymiş olduğunu hatırlatmasının ardından da bu tavrını sürdürdü. Jürgen Länger ile veya Müller ile Länger hakkındaki konuşmalarını da hatırlamadığını öne sürdü.
Theile böylelikle Nazi camiası ve çevresinin az çok başarılı şekilde yalan söyleyen ve bu alenen saçmalık olsa dahi bir şey hatırlamadıklarını öne süren „unutkan“ tanıkları arasındaki yerini aldı. Theile asla silah sahibi olmadığını, Müller’le konuşmalarında silahların hiç söz konusu olmadığını öne sürdü. Oysa ki kendisiyle ilgili bir çok kez silahlı suçlarla ilgili olarak soruşturma açılmış, 1997’de kovanlar ve 2004’te kalem tabanca bulunmuştu ve Müller’in silahlı suçlardan dolayı tutuklandığından haberi vardı.

Görünen o ki Theile 2012 yılında NSU ile bağlantılı olarak tutuklanmaktan korkmuş ve polise verdiği bir tanık ifadesinde bunu belirtmişti. Bugün bu konuda da bir şey bilmediğini iddia etti.
Sinirlendiği belli olan heyet başkanı, Theile’nin sorgusunu 16’ya doğru sonlandırdı. Sorguya başka bir tarihte devam edilecek. Tanığa ifadesinde diretirse yalan ifade vermekten bir ceza davası açılacağı muhakkak. Lakin bu muhtemelen ancak Münih’teki davanın sonlanmasının ardından gerçekleşecek.

16.04.2014

İnkar ve Masum Gösterme Çabaları VI – Jana J.

Bugün 1996-2000 yılları arasında André Kapke ve ayrıca Carsten Schultze ile yakın arkadaş olan ve bu sayede Jena’nın Nazi camiası ile yakın ilişkiye giren tanık Jana J.’nin sorgusuna devam edildi (ilk sorgusuyla karşılaştırmak için 13.03.2014 tarihli blog metnine bakınız).

Tanık 2000 yılında Nazi camiasından uzaklaştığını söyledi. Ama önceki duruşmasında kullandığı stratejiyi sürdürerek kendinin ve Nazi camiasından arkadaşlarının o zamanlarki faaliyetlerini masum göstermeye ve/veya hatırlamadığını iddia etmeye çalıştı. Kendisini önemsizmiş gibi gösterdi, oysa ki Kapke ile birlikte önemli bir çok toplantıya katılmıştı. Tanık, Jena’nın Nazi camiasını bugün de öncelikle solcular ve devlet “takibinin” bir kurbanı olarak görüyor.

2000 yılında Jena’dan taşınmış ve sezonluk çalışan olarak Borkum’da çalışmıştı. Orada Anayasayı Koruma Dairesi’nden kendisini ziyaret edenler ve Kapke hakkında bilgi isteyenler olmuştu. Ama bilgi vermeyi reddetmiş ve Kapke’ye “acilen” haber vermişti.

Tanığa o zaman oynadığı rol ile ilgili çeşitli Anayasayı Koruma Dairesi belgeleri ve tanık ifadeleri gösterildi, ama hepsini reddedip hatırlamadığını iddia etti. Schultze’nin kendisiyle “Üçlü” ile bağlantısı hakkında konuşmuş olduğunu ve 1998 yılında üçlü için toplanan bağışları zimmetine geçirmekle suçlandığından dolayı Kapke’den uzaklaşmış olduğunu inkar etti. Kapke ve Wohlleben’in kendisini 2000 yılında Borkum’da ziyaret ettiklerini hatırlamak istemedi; Thüringen Vatan Koruma’nın liderleri Kapke, Tino Brandt ve Mario Brehme ile gerçekleşen ve bir Stern muhabirinin “Jenalı üç kaçak” ile ilgili bilgi istemesinin tartışıldığı bir buluşmayı hatırlamak istemedi; Beate Zschäpe 1996 yılında genç bir kadına saldıırp onu yaralarken ona gözcülük yaptığını da hatırlamak istemedi.

J.’den bir kez daha Kapke’nin “doğumgünü gazetesi” ile ilgili bilgi istendi. Bu gazeteyi 13.03’te devlet takibine alaycı bir tepki olarak yorumlamıştı, ama bugün makalelerden çoğunun açıklanabilir olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Bunun üzerine “Ettersberg’de yeni bir gaz istasyonu isteyenler!” isimli makale kendisine okundu. Makalede “Buchenwald’daki konsantrasyon kampının bir gaz “istasyonuna” çevrilmesiden sözediliyor ve Mundlos, Gerlach ve Kapke “herkes için gaz”ın yeni „sempatik“ sahipleri olarak tanımlanıyordu.

Tanığa 1998 yılından Thüringen Vatan Koruma’ya yapılan ve kendisinin de orada olduğu bir gezinin gösterildiği bir BBC televizyon röportajından kesitler de izletildi. Orada “yoldaşlarından” biri çokkültürü toplumu “halkın yıkımı” olarak tanımlıyordu. Bu onu bugün hala André Kapke ile bağlantılandıran bir zihniyetin ürünüydü. “Pogromly” oyununun (TV kesitinde belgelenmiş olan) gazetecilere tesliminiyse yine hatırlamak istemedi.

15.04.2014

Yine „Anayasa Koruyucusu“ ve „Üçlü“nün boru bombalarıyla ilk denemeleri üzerine

İlk tanık Thüringen Eyalet Kriminal Dairesi’nden, 1998 yılı Ocak ayında bulunan boru bombalarını etkisiz hale getirip inceleyen bir patlayıcı madde uzmanıydı. Bu bulgu o zamanlar Zschäpe, Mundlos ve Böhnhardt’ın ortadan kaybolmalarına vesile olmuştu. Tanık, bombayı hazırlayanların kimi zahmetlere girdiklerini, yaralanmaların etkisini arttırmak için bombaya metal parçalar eklediklerini anlattı. Patlayıcı madde olarak karabarutun yanında (diğer tanıkların da ifadelerinde belirttikleri gibi Chemnitz „Blood and Honour“ üyelerinden edindikleri) TNT de kullanmışlardı. Ancak bombalar patlayıcı değildi. „Üçlü“ o zamanlar görünüşe göre yeterli bilgiye sahip değildi. Ama Nazi camiasının daha önce gerçekleştirdikleri halka yönelik eylemlerinden farklı olarak sadece sahte bombalar kullanmamış, patlayıcı bomba kullanmayı da denemişlerdi.
Böylece „Üçlü“nün henüz 1998 yılında patlayıcılı saldırıları ve özellikle de çivili bomba kullanmayı düşündükleri açıklık kazandı. Böyle bir çivili bombayı Nürnberg ve Köln’deki ilk patlayıcı madde saldırılarının ardından 2004 yılında Köln’deki Keupstraße’ye yerleştirmişlerdi. Ama polisin 1998 yılında diğer herşeyi üstünkörü şekilde soruşturduğu bir kez daha belli oldu. Tanığın raporu yaklaşık olarak 1998 yılı Ağustos ayında, yani bulunmanın yedi ay ardından hazırlanmıştı ve kullanılan TNT miktarını tespit etmek için bile zahmete girmemişti.

Anayasayı Koruma Dairesi çalışanı Temme’nin sorgulanmasına devam edilmeden önce Yozgat’ın temsilcileri birden çok delil talebinde bulundular. Temme bir iş arkadaşına 10.04.2006 tarihinde öğlen saatlerinde Halit Yozgat cinayetinin Ceska 83 model bir tabancayla işlendiğini, bu yüzden cinayet serisinin bir parçası olarak görülebileceğini anlatmıştı. Yozgat’ın müdahil davacıları, tanıkları ve basında çıkan haberleri Temme’nin o zamanlar ne polisten ne de basından cinayet silahı hakkında bilgi edinemeyeceğinin kanıtı olarak gördüler.

Ardından Temme’nin sorgusuna devam edildi. Evinde bulunan ve aralarında SS’in eğitim belgelerinin de bulunduğu eşyalarla ilgili olarak onları gençken kitapçılardaki kitaplardan kopyaladığını belirtti. Polise verdiği ilk ifadelerdeki çelişkileriyse açıklığa kavuşturamadı veya kavuşturmak istemedi.

Bunun ardından Temme, öldürülen Halit Yozgat’ın babası İsmail Yozgat tarafından sorgulandı. Yozgat son kez çaresiz bir çabayla Temme’yi bloke edici tavrını değiştirmeye teşvik etmek istedi ve ona bir kez daha o zaman Halit Yozgat’ı görmemiş olmasının kesinlikle mümkün olmadığını gösterdi. Temme bundan etkilenmedi ve hiçbir şey görmemiş olduğunda ısrar etti. Eyalet Dairesi’nin arkasını kolladığı açıktı.

10.04.2014

„Blood and Honour“ ile yeraltına II

Bugün eski destekçilerden Chemnitzli Mandy Struck’un sorgusuna devam edildi. (Struck’un önceki ifadeleriyle ilgili olarak 26.02.2014 ve 27.02.2014 tarihli bloglarda bilgi vermiştik.) Struck Nazi ideolojisini ve camianın şiddete yatkınlığını masum, kendisini de önemsiz gösterme çabalarına devam etti. Ama ısrarlı sorular sonucunda en azından birkaç detay günışığına çıktı. Heyet başkanının tanığa birçok kez müdahil davacıların sorularından kaçınmamasını söylemesi ve kendisinin de „Blood and Honour“ın yapılarıyla ilgili eleştirel sorular sorması olumlu anlamda göze çarptı.

Sorgunun sonunda avukat Hoffman, Struck’un ifadesinin bütününe dair aşağıdaki açıklamayı yaptı:

Sorgusuna bugün devam edilen Mandy Struck hem Chemnitz’deki hem de Almanya çapındaki Nazi camiasıyla yakın ilişki içindeydi. Kendisi Chemnitzli „Blood&Honour“ ağı ile Chemnitzli „88-er“ grubunun bir parçasıydı. Tanıklar Starke ve Roth’un ifadelerinden bu iki grubun aslında örtüştüğünü biliyoruz.

Struck, Ulusal Tutuklular yardım örgütündeki çalışması ve Nürnberg Frankoniyen Aksiyon Cephesi’ne olan bağlılığyla ülke çapında etki sahibiydi. Böylelikle örneğin tutuklu bir „yoldaş“ ile birlikte bölgeler üstü bir Nazi dergisi olan „Landser“de Naiz camiasındaki anlaşmazlıkların ortadan kaldırılmasına yönelik bir çağrıyı kendi imzasıyla yayınlatabiliyordu. Bir kadın grubunun kurulmasına ve afiş asma eylemlerine öncülük etmişti. Tanık sorgusunda bilerek önemini, bağlantılarının niteliğini ve farklı Nazi ağlarına olan bağını önemsizmiş gibi göstermeye çalışmıştı. Örneğin ruhsatı kendisine ait olan bir aracın plakasının (-BH 88) onun için „Bike-Halterin Honda Hornet“ anlamına geldiğini iddia etti. Oysa ki bunlar Nazi çevrelerinde sürekli kullanılan „Blood and Honour“ ve „Heil Hitler“in kodlarıydı. Ama yine de „White Power Mandy“ takma isminin nedeninin ceketine sürekli bir „White Power rozeti” takması ve böylece militan ırkçı savaşa göndermede bulunması olduğunu itiraf etti.

Tanık Struck Thomas Starke etrafında oluşan Chemnitzli Blood and Honour örgütünün parçası olarak ve onlardan aldığı görevle, Zschäpe, Böhnhardt ve Mundlos’a ortadan kaybolmalarının kısa süre ardından kalacak bir yer bulunmasını organize etmişti. Kendi verdiği bilgilere göre de şu ana kadar „Üçlü“nün ortadan kaybolmasına desteği olan herkes Blood and Honour ağındandı. Yani bir yapıya sahip organize bir destek sözkonusuydu, Federal Savcılık’ın suçlamada öne sürdüğü gibi tekil şahıslar tarafından bireysel bir yardım değil.

09.04.2014

Anayasayı Koruma Dairesi gerçeklere karşı

Bugün ilk olarak Kassel’de gerçekleşem Halit Yozgat cinayetinin tanıklarından birini sorgulamış olan bir kriminal polis sorgulandı. Bu tanık olayın gerçekleştiği sırada telefonla görüşüyordu ve sesleri duymuş, ama onları silah sesleri olarak algılamamıştı. Katillerden birini görmüştü, ama bu sadece göz ucuylaydı ve bu yüzden daha ayrıntılı bir açıklamada bulunamıyordu Ama verdiği tarif (genç, güçlü, oldukça uzun) hem Mundlos’a hem de Böhnhardt’a uyuyordu. İşledikleri suçlarla ilgili olarak da hali hazırda cinayet silahı ve itiraf videoları gibi yeteri sayıda delil vardı.

Tanığın sorgularının neden Yozgat cinayetinin eski dosyaları arasında bulunmayıp ancak mahkemenin talebi üzerine sonradan teslim edildiklerine cevap veremedi. Tanığa neden olay anında internet kafede olduğu bilinen Anayasayı Koruma Dairesi görevlisi Temme’nin resminin gösterilmediğini de pek yanıtlayamadı.

Akşamüstü Temme’nin bir iş arkadaşı olan Frank Fehling sorgulandı. Fehling olayın birkaç hafta sonrasında yaptığı bir telefon görüşmesinde Eyalet Dairesi yöneticisi Irrgang’a herşeyi anlattığı ve „polisteki gibi kısıtlayıcı şekilde“ ifade vermediği gerekçesiyle Temme’yi övmüştü. Polis konuşmayı dinlemişti ve konuşma böylelikle Temme’ye karşı dosyalar arasına girmişti, ama Temme’nin cinayet hakkında polise söylediğinden daha fazlasını bildiği yönündeki ifadenin önemine rağmen NSU davasıyla ilgili dosyalar arasına girmemişti.

Fehling, Anayasayı Koruma Dairesi yönetiminin ona ve dış şubenin diğer çalışanlarına, Temme’nin tutuklanmasının kısa süre ardından şüpheliler olarak polise karşı ifade vermemeleri yönünde direktif verdiğini anlattı. Temme ile yaptığı telefon görüşmesini başlangıçta şiddetle reddetti. Temme ile konuşmak istememiş, bunu kasten engellemişti. Telefon dinleme tutanaklarından konuşmaların içerikleri kendine okunduğunda da ilk olarak bu açıklamasında ısrar etti. Ama heyet başkanının ısrarla sorması üzerine başkanın bir inkarın daha kabul etmeyeceğini anlayıp böyle bir konuşma gerçekleşmiş olmasının ihtimal dışı olmadığını itiraf etti. Temme’nin Irrgang’la görüşmesinin söz konusu olduğunuysa yine hatırlamadığını öne sürdü.

Aynısı, Fehling’in Temme ile birçok kez soruşturmalar üzerine konuştuğu ve ona gelişmeleri haber vermeye söz verdiği konuşmaların dinlenmesi için de geçerliydi: Müdahil dava temsilcisi avukat Kienzle telefon dinleme tutanaklarını okudu, ama tanık hatırlamadığını, soruşturmalardan hep uzak durduğunu söyledi.

Müdahil davacılar açısından Anayasayı Koruma Dairesi çalışanı Fehling’in cüretkar şekilde yalan söylediği, çünkü Hessen Anayasayı Koruma Dairesi’nin kriminal polisin soruşturmalarına büyük ölçüde mani olduğunu saklamak istediği izlenimi yoğun bir şekilde oluştu.

08.04.2014

André Eminger’e dair ilk izlenimler

Bugün tanık André Eminger’in gençlik döneminden bir kız arkadaşı sorgulandı. Tanığın 1997 ile 1999 yılları arasında Eminger ile bir ilişkisi olmuş, ama sağ görüşleri ve bunun parçası olan yaşam stili kendisine aşırı ve kısıtlayıcı geldiğinden Eminger’den ayrılmıştı. Tanığın kendisi üvey babasının karşısına çıkan her fırsatta yabancıları azarladığı, Yahudi düşmanı deyişler sarfettiği ve Üçüncü Reich’ı yücelttiği bir ailede büyümüştü. Bu arka plandan bakıldığında ilk erkek arkadaşının (ve bir ölçüde kendisinin de) politik olarak bu eğilimlere sahip olduğunu kabullenmesi bariz şekilde zordu. Ama inatla soru sorulması üzerine Eminger’in henüz o zamanlar yeni nesil bir Nasyonal Sosyalist olduğu açıklık kazandı: Nazi-dazlak müziği, Nazi kıyafetleri, Nazi yayınları, Nazi konser ve gösterileri, yabancı düşmanı ve Germen Tanrıları hakkındaki deyiş ve sözlerin hepsi Eminger’in hayatının parçasıydı. Sorgusuna bu perşembe devam edilecek olan Mandy Struck ve Max-Florian B.’de daha o zamanlarda önemli bir rol oynamışlardı.

Tanık, bugün anlattığına göre ilişkilerinin bitmesinin kısa süre öncesinde sağ camiayı birdenbire pek iyi bulmamaya başlamıştı. Polise bahsetmediği bu konuşma sahiden de gerçekleştiyse, Eminger’in bu görüşü uzun süre dayanmamıştı.

Tanık, erkek arkadaşı Eminger ile birlikte bir kaç kez „Üçlü“ ile Chemnitz’de o zamanlar kendilerinin oturduğu evde kahve içmek için buluşmuş ve ufak tefek alışverişler yapıp aldıklarını eve getirmişti. Sözkonusu kişilerin kim olduğu kendisine söylenmemişti, sadece üçünün saklanması gerektiğini biliyordu. Destekçilerin kız arkadaşlarını bile kahve sohbetine getirebilmesinden Chemnitz’de ne çok sayıda kişinin Jena’lı üçlünün varlığından haberdar olduğu bir kez daha açıklık kazandı. Belli ki şehirdeki Nazi camiasının tamamı bu sırrı biliyordu. Anayasayı Koruma Dairesi ve Eyalet Kriminal Dairesi’nin bu sırrı nasıl olup da ortaya çıkaramadığıysa hala bir sır.

03.04.2014

Çaresiz anne

Uwe Mundlos’un annesinin tanık sorgusu babasının sorgusunun neredeyse zıttıydı: Ilona Mundlos, oğlu Uwe’nin kendisi tamamen engelli erkek kardeşiyle meşgulken nasıl gitgide ellerinden kayıp gittiğini ağırbaşlı ve çaresiz bir şekilde anlattı. „Pilot ceketini“ modern ve bakımı kolay olduğundan ona kendisi almıştı, kahverengi Nazi gömleğini giymesini oğluna yasaklamıştı, ama o sürekli Nazi arkadaşlarıyla dışarı çıkıyordu ve gelişimi üzerinde kendisinin bir etkisi yoktu. Hapisteki bir „yoldaşa“ yazdığını öğrenmişti. Bu kişi muhtemelen sonraki dönemlerde destekçi olan, Chemnitz’li polis muhbiri Thomas Starke idi. Buchenwald anma yerindeki aksatma eyleminin ardından oraya girmesinin yasaklandığını öğrenmişti, ama tüm bunlar belli ki yanıbaşında gerçekleşmiş, ancak kendi etkisi marjinal kalmıştı.

Oğlu ona polisin bir garajı bulduğunu, avukatının söylediğine göre 7 yıl hapis yatma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve bunun silahlarla ilgisi olmadığı ve orada kendine ait sadece yazı araç gereçlerinin bulunduğu halde söz konusu olduğunu söylemişti. 10 yıl uzaklaşması gerekiyordu, ardından geri gelecekti. Annesi bunu söyleyerek kendisiyle vedalaşan Uwe Mundlos’u bir daha hiç görmemişti.

Andre Kapke bu son ziyaretinde oradaydı. Juliane Walther ile bu konuyla ilgili olarak iki kez konuşmuştu: Juliane Walther şu ana kadar bu görüşmeyi reddetti. Bunu sorgusunun devamında açıklığa kavuşturması gerekecek.

02.04.2014

„Blood and Honour“ ile yeraltına I

Bugünün tanığı olan ve Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’ye ortadan kaybolmalarının ardından Chemnitz’de kaldıkları yeri ve öncesinde de patlayıcı madde sağlayan Thomas Starke, hakkında NSU’yu desteklemekten hala soruşturma yürütüldüğünden beklendiği üzere ifade vermeyi reddetti. Ama Starke toplam yedi kez polise ifade vermişti ve böylelikle önlem olarak çağrılmış olan sorgu memuru ifade vererek bu kez Starke’nin ilk iki sorgusunu anlattı.

Starke ifadesini sorgulamalar sürecinde düzeltip net bir hale getirdiğinden bu ifade ancak tüm sorgular tamamlandıktan sonra nihai olarak değerlendirilebilecek. Bu da daha bir kaç duruşma günü sürecek. Bugün ilk iki ifadeyle ilgili sorgu bile bitirilemedi, çünkü Beate Zschäpe 15:53’ten itibaren yorgunluk ve başağrıları nedeniyle, çağrılan yerel mahkeme doktorunun da onayladığı üzere duruşmaya katılacak durumda değildi.

Ama Starke’nin ifadelerinin Chemnitz ve kısmen Zwickau’daki destekçiler ağının yapısını ortaya çıkarmayı mümkün kılacağı şimdiden söylenebilir. „Üçlü“ burada büyük kısmı „Blood and Honour“a dahil olan bir ağ tarafından destekleniyordu. „Blood and Honour“ ise müzik dağıtımcılığından konser organizasyonlarına „ırkların savaşı“ mesajını yayan uluslararası bir örgüt. Starke’nin yanında evini üçlüye ilk olarak açan Rothe ve Max-Florian B.’nin konaklamasının organize edilmesine yardımcı olan Mandy Struck da „B&H“ üyeleri arasındaydı. Böylelikle 1996/1997 döneminde TNT patlayıcı dolu bir ayakkabı kutusunu hiç para ödemeden edinmesi için Starke’nin başka bir üyeden rica etmesi yeterliydi. Üçlünü aranmasının ve sonunda ortadan kaybolmalarının nedeni olan bombanın sahte olması, Starke’ye göre o kadar hızlı şekilde fitil bulamamalarından da kaynaklanıyordu. O dönemde, yani üçlünün ortadan kaybolmasından belirgin şekilde önce, Mundlos silah da edinmek istemişti.

Starke ayrıca 1996/1997 yıllarında Zschäpe ile kısa bir aşk ilişkisi yaşadığını anlattı. Bu ilişkiyi derinleştirmek, Zschäpe ile aynı eve taşınmak istiyordu. Ama Zschäpe’nin aklında sadece iki Uwe ve politika vardı ve bir ilişkiye ayıracak zamanı yoktu. Zschäpe onunla seve seve fikir alışverişinde bulunmuş, NPD reklamı yapmış ve „Blood and Honour“ camiasını gösteriler ve politik eylemlere az katılmakla eleştirmişti.

01.04.2014

Chemnitz Ağı

İlk olarak muhbir Tino Brandt’ın gözetmenliğini yapan Anayasayı Koruma Dairesi görevlilerinden biri yeniden sorgulandı. Başlangıçta Brandt’ın onları kandırdığını düşünmüş, ama zamanla aralarında olağan, iyi bir işbirliği oluşmuştu. Brandt’ın „fişini çekmesi“ gerekmişti, çünkü Eyalet Dairesi’nin yöneticisi Roewer, Brandt’ın asıl muhbir başı olan Wießner’in kendisini kandırmak istediğine inanıyordu. Bu tanığın da Tino Brandt’ın sorgusunun ardından yeniden Münih’e gelmesi gerekecek.

Ardından şu ana kadar bilindiği kadarıyla üçlünün ortadan kaybolmalarının ardından Chemnitz’de ilk konaklamalarını sağlayan Thomas Rothe sorgulandı. İlk olarak „Kapımın önüne geldiler, ardından bende kaldılar“ gibi ifadelerle daha ayrıntılı soruları engellemek istedi. Sabırla soru sorulmaya devam edilmesi üzerine Rothe’nin Chemnitz’deki Nazi müzik camiasıyla bağı olduğu, uluslararası Nazi müzik gruplarının üyelerini sıklıkla evinde misafir ettiği ortaya çıktı. Rothe; Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’nin de bir süre yanında kaldıklarını, özellikle de taşınmalarının ardından ve 2001 yılına kadar hem Chemnitz hem de Zwickau’da onlarla düzenli olarak buluştuğunu anlattı.

Üçlüyle bağlantı Thomas Starke üzerinden sağlanmıştı. Starke üçlüyle birlikte ona gelmiş ve üçlüyü yanına almasını rica etmişti. Starke onu aramıştı da ve bir arama çağrısıyla ilgili olarak televizyonda gördüğü bir habere dikkatini çekmiş, haberle ilgili olarak „yanındakilerin kim olduğunu biliyorsun“ yorumunda bulunmuştu. Rothe’nin kendisi de en azından Thomas Starke’nin de üyesi olduğu ve üyelerinin büyük kısmının Sachsen’den olduğu Nazi örgütü „Blood and Honour“ın üyesi olduğunu itiraf etmişti. Thomas Starke çarşamba günü sorgulanacak.

İlginç olan iddianamede örgütten üstünkörü bahsedilmesine rağmen heyet başkanının „Blood and Honour“ ile ilgili yoğun şekilde soru sormasıydı. Tanık buna rağmen „B&H“ faaliyetleri nedeniyle kendisine karşı açılan ve 2010 yılında „hafif suç“ nedeniyle durdurulan davaya işaret ederek diğer „B&H“ üyeleriyle ilgili soruları bloke etti. Ancak heyet başkanı kendisini para cezası ve disiplin hapsi ile tehdit ettikten sonra Rothe, bu dava nedeniyle olası bir susma hakkına işaret etti. Şimdi soruşturma dosyalarına başvurulacak. Tanık bir sonraki sorgusunda mahkeme tarafından büyük bir baskıyla karşılaşacak.