İnkar ve Masum Gösterme Çabaları VIII – Kefil Andreas Rachhausen
Ana duruşma, heyet başkanının günün tanığının telefon açıp gelemeyeceğini bildirdiğini duyurmasıyla başkadı. Tanığın yoldayken başı dönmüştü ve evvela bir lokantaya oturması gerekmişti. Ancak Götzl’ün bir şaka gibi anlattığı ve medya tarafından da bu şekilde algılanan durumun ciddi bir arka plana sahip olması mümkün: Tanık, Uwe Böhnhardt ile birlikte yasadışı bir gençlik grubunda faaldi. Polise verdiği bir ifade sonrasında grup onu bir araba kazasının ardından yarı ölü şekilde bırakmıştı. Hastanede yatarken tehdit edilmişti. İfadesi açıkça önemli sonuçlara ve korkulara yol açmıştı.
Bunun ardından Thüringen Vatan Koruma’da Tino Brandt’ın yanısıra kritik bir rol üstlenmiş olan Andreas Rachhausen sorgulandı. O da Brandt gibi Anayasayı Koruma Dairesi’ne para karşılığında bilgi veriyordu, ama „kefil“ olarak daha gevşek bir bağlantıya sahipti. Ancak bu faaliyetiyle ilgili olarak dosyalarda sadece iki buluşma raporu vardı. Başka raporlar var mı ya da yok mu edildiler, henüz bilinmiyor.
Rachhausen, vekili olan ve son olarak 8 Temmuz 2014’te kendisi de tanık olarak ifade vermek durumunda kalan sağcı avukat Jauch ile salona geldi.
Bir saat süren sorguda ilk olarak Heyet Başkanı Götzl’e THS’nin transparan olduğunu, içerisinde yapıların olmadığını, Heilsberg’deki Thüringen Vatan Koruma buluşmalarından sadece birkaçına gittiğini, onlarda da sadece içki içildiğini anlattı. Sanığı ve Uwe Böhnhardt’la Uwe Mundlos’u hiç tanımıyordu ya da sadece görmüşlüğü vardı. Yurtdışındaki Nazilerle hiç bağlantısı olmamıştı. Bir keresinde Wohlleben ve Kapke’nin ricası üzerine bir aracı sürüklemişti, bununla ilgili daha ayrıntılı bir şey bilmiyordu. Bu araç üçlünün ortadan kaybolurken kullandıkları kaçış aracıydı.
Ancak müdahil davacıların yoğun şekilde sorgulaması üzerine Böhnhardt’ın çevresinden diğer Nazilerle birlikte Spiegel-TV’nin kendilerini askeri sporlar ve şehir muharebesi antrenmanı yaparken görüntülemesine izin verdiğini itiraf etti. Bunun dışında Heilsberg tesisindeki TVK buluşmalarının en parlak döneminde orada çalışıyordu, neredeyse her zaman oradaydı. 1992 yılında Rudolstadt’ta gerçekleşen ve tüm Almanya’dan 1800 kişi ile birlikte tüm Avrupa’dan Nazilerin katıldığı Rudolph Hess yürüyüşünü düzenleyenlerden biriydi. Tehlikeli bir yaralamadan dolayı hakkında tutuklama emri verilince Belçika’ya, Amerika’ya ve Nazi kadrosu liderlerinden biri olan ve Auschwitz’i inkar eden Thiess Christophersen’in yanına sığındığı Danimarka’ya kaçmıştı.
Anayasayı Koruma Dairesi’deki işbirliğini Brandt’a bildirmişti. Camiada “dört kişi bir arada oturuyorsa bunlardan ikisinin Anayasayı Koruma için çalışıyor olduğu” biliniyordu. Bu kötü bir şey değildi, çünkü orada sadece önemsiz şeyleri anlatıyordu.
Rachhausen’un sorgusuna başka bir duruşma gününde devam edilecek.
Sorgu boyunca Rachhausen’ın TVK’daki rolünü ve bu rolün gerçek anlamını önemsiz göstermek için yalan söylediği belli oldu. Ama Thüringen Nazi camiasının aranan suçluların ortadan kaybolmasıyla bağlantısı olduğu ve her ihtimalde 1992 yılından itibaren hem ülke çapında hem de uluslararası çapta sağlam bir ağa sahip oldukları da anlaşıldı. Silahlı savaş belli ki tartışılıyor, üzerinde çalışılıyor ve basın aracılığıyla propagandası yapılıyordu. Naziler böylelikle şiddeti ikili şekilde kullanıyordu: Bir taraftan saldırılar ve yaralamalar, diğer taraftan da basın veya çıkartmalar aracılığıyla kamuya sunulan silahlı eylem duyurularının korkutucu etkisiyle.
Henüz ilk NSU cinayetlerinin işlenmesinden yıllar önce politik düşmanlara karşı silah kullanılması Thüringen Nazi camiası ve TVK’da çok normal bir konuydu. Anayasayı Koruma Dairesi bunu biliyor ve önemli kişilere para ödüyordu. Karşılığındaysa faydalı bilgiler ediniyordu.
24 Temmuz Perşembe günkü ana duruşma ertelendi. Thomas Gerlach’ın sorgusuna devam edilmesi planlanıyordu, ama bu mümkün olmayacak, çünkü Hammerskins’e karşı bir suç örgütü kurmaktan açılan bir davaya ait kutularca soruşturma dosyası ve silah kanununa karşı gelmekten dolayı Gerlach’a açılan bir davanın dosyaları ile ilgili henüz yeterince bilgi edinilememişti. Dosyalar daha bu hafta Eyalet Yüksek Mahkemesi’ne gelmişti. Gerlach’ın ifade vermeyi reddetme hakkına sahip olup olmayacağına bu dosyalar incelendikten sonra karar verilecek.