Tino Brandt – Anayasayı Koruma Dairesi adına çalışan Nazi fonksiyoneri, 1. Bölüm
Hafta boyunca eski lider Nazi fonksiyoneri, Thüringen Vatan Koruma’nın kurucularından olup uzun yıllar boyunca Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi’nin muhbirliğini yapmış olan Tino Brandt’ın sorgulanması planlanıyor. Brandt kısa bir süredir gözaltında. Kendisine yönelik suçlamalr arasında genç erkekleri fuhuşa teşvik etmek de var.
Brant, 2011 yılında kimliği ortaya çıkana kadar Thüringen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi’nin ana bilgi kaynağıydı. Bugün anlattığına göre ilk olarak daha sonraları Thüringen Yoldaşlıklarının ortak örgütü olan Thüringen Vatan Koruma’ya dönüşen Ostthüringen Anti-Antifa’da aktifti. Muhbir olarak görevini de Nazi faaliyetlerini de dikkatle anlattı, halen inandığı Nasyonal Sosyalist ideolojiyi doğruladı, ama özellikle TVK’nın şiddet eylemlerini masumlaştırmaya çalıştı.
Anayasayı Koruma Dairesi için yürüttüğü görev, basit bir bilgilendirme konuşması sırasında ortaya çıkmıştı. Bağlantıda olduğu iki kişi ona „yoldaşlarının“ işledikleri suçlar hakkında bilgi vermesi gerekmediğini, çünkü Anayasayı Koruma Dairesi’nin bir adli kovuşturma mercisi olmadığını söylemişlerdi. Sadece kim kiminle çalışıyor bilmek istiyorlardı. Anlaştıkları bu esasa göre onlara hep gerçeği bildiriyordu. Eyalet Dairesi kimi politik işlevleri üstlenmediğini ve kimi eylemleri yerine getirmediğini söylediğinde buna karşı çıkmıştı. Hatta görevinin sona erdirilmesiyle tehdit edilmişti, ama bu gerçekleşmemişti. Yani Anayasayı Koruma Dairesi Brandt’ın muhbir olarak Nazi camiasının işlediği suçlar hakkında bilgi vermemesini göze almıştı ve TVK’nın yapılanmasını devletin parasıyla finanse edip sadece gösteriler, propaganda afişleri ve fonksiyonerlerle ilgili genel bilgilerin verilmesiyle birlikte Brandt’ın ikili oynamasını mümkün kılmıştı.
Görevi karşılığında tahminen 100.000 ila 140.000 Euro arasında bir para kazanmıştı. Para politik faaliyetler, ulaşım ve telefon masrafları, propganda afişleri ve örneğin André Kapke’nin para cezası için harcanmıştı. Görevini, işe alınmasının hemen ardından NPD fonksiyoneri Kai Dalek’ „bildirmişti“. Dalek’in bugün hala Anayasayı Koruma Dairesi için çalışığını biliyoruz. Diğerleriyle muhbirliğiyle ilgili olarak açık açık konuşmamıştı ama sürekli işine para akıttığından ve bu para işinden değil sadece devletten gelebileceğinden çoğu kişinin ne yaptığını bildiğini varsayıyordu.
Üçlü ve sanıkları (Sachsen’den gelen André Eminger hariç) ortak politik çalışmalarından çok iyi tanıyordu. „Jenalılar“ farklı gruplar halinde TVK’nın özel kadro oturumunlarına her 4-6 haftada bir geliyorlardı. Beate Zschäpe de Germenizm ve Nasyonal Sosyalizm’le ilgili eğitimlerde iyice oturmuş bir dünya görüşü sergiliyordu. Jena yoldaşlığı çok eliterdi, „kitlelerden“ çok „sınıfa“ dayanıyordu. Herkesin oturmuş bir Nasyonal Sosyalist dünya görüşü vardı ve bunu tartışmacı şekilde temsil edecek seviyedeydiler. NSU esasen TVK’nın Jena şubesi olarak oluşmuş ve muhbir Brandt’ın yardımıyla yapılanmıştı.
Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin ortadan kaybolmalarının ardından Pogromly oyununu satmış ve kazancını başlangıçta Kapke ve sonraları Schultze üzerinden üçlüye iletmişti. TVK çevrelerinde pek çok kişiden para toplamışlardı. Anayasayı Koruma Dairesi’nden de üçlü için 1000 ila 2000 DM arasında bir para toplamış ve onlara iletmişti.
Mundlos veya Böhnhardt ile de en azından bir kez telefonlaşmıştı, çünkü ne kadar para topladığını öğrenmek istiyorlardı. Kapke’nin bağışları zimmetine geçirdiği şüphesi oluşmuştu. Kontakların koordinasyonu daha sonra Carsten Schultze tarafından üstlenilmişti. NSU üyeleri yasaya aykırı durumlarda bile Brandt’a güvenebiliyorlardı, yasaya aykrı işleri bile devletin parasıyla finanse edebiliyorlardı.
Bugün genel olarak muhbir Brandt’ın Thüringen Vatan Koruma’yı organize eden esas kişilerden olduğu, Jena grubunun rol modellerinden olduğu ve bu kişileri çok etkilediği açıklık kazandı.
Çarşamba ve perşembe günü devam edecek olan sorgu bu konuların çoğunu daha detaylı şekilde açığa çıkaracak. Brandt da ayrıntılar konusunda hatırlamadıklarını öne sürerek yalan mı söyleyecek, yoksa muhbirlik kariyerinde bir kez olsun „parasına layık“ mı olacak göreceğiz.