Önümüzdeki salı günü ilk olarak Chemnitzli “Blood and Honour” aktivisti ve Üçlü’nün destekçisi Thomas Rothe ifade vermeye devam edecek (bkz. 01.04.2014 tarihli blog). Ardından da Federal Yargıtay hakimlerinden biri, Zwickau’daki evleri kiralamış olan Matthias Dienelt’in eski bir ifadesiyle ilgili sorgulanacak. Onun ardından da André Eminger’in ikizi olan ve onunla birlikte “Erzgebirge Beyaz Kardeşliği”ni kurmuş olan Maik Eminger ile ikisinin büyük abisi sorgulanacak. Çarşamba günü, içlerinden biri Zschäpe tarafından 1996 yılında saldırıya uğramış olan Jena’dan iki genç kadın bu saldırıyla ilgili olarak ifade verecek. Son olarak biri “Blood and Honour” aktivisti Thomas Starke’yi diğeriyse “Üçlü”nün Zwickau’da Beate Zschäpe’nin çıkardığı yangın sonucunda tehlike altında kalmış olan kadın komşusunu sorgulamış iki polis sorgulanacak.
Yazar arşivleri: admin
23.07.2014
İnkar ve Masum Gösterme Çabaları VIII – Kefil Andreas Rachhausen
Ana duruşma, heyet başkanının günün tanığının telefon açıp gelemeyeceğini bildirdiğini duyurmasıyla başkadı. Tanığın yoldayken başı dönmüştü ve evvela bir lokantaya oturması gerekmişti. Ancak Götzl’ün bir şaka gibi anlattığı ve medya tarafından da bu şekilde algılanan durumun ciddi bir arka plana sahip olması mümkün: Tanık, Uwe Böhnhardt ile birlikte yasadışı bir gençlik grubunda faaldi. Polise verdiği bir ifade sonrasında grup onu bir araba kazasının ardından yarı ölü şekilde bırakmıştı. Hastanede yatarken tehdit edilmişti. İfadesi açıkça önemli sonuçlara ve korkulara yol açmıştı.
Bunun ardından Thüringen Vatan Koruma’da Tino Brandt’ın yanısıra kritik bir rol üstlenmiş olan Andreas Rachhausen sorgulandı. O da Brandt gibi Anayasayı Koruma Dairesi’ne para karşılığında bilgi veriyordu, ama „kefil“ olarak daha gevşek bir bağlantıya sahipti. Ancak bu faaliyetiyle ilgili olarak dosyalarda sadece iki buluşma raporu vardı. Başka raporlar var mı ya da yok mu edildiler, henüz bilinmiyor.
Rachhausen, vekili olan ve son olarak 8 Temmuz 2014’te kendisi de tanık olarak ifade vermek durumunda kalan sağcı avukat Jauch ile salona geldi.
Bir saat süren sorguda ilk olarak Heyet Başkanı Götzl’e THS’nin transparan olduğunu, içerisinde yapıların olmadığını, Heilsberg’deki Thüringen Vatan Koruma buluşmalarından sadece birkaçına gittiğini, onlarda da sadece içki içildiğini anlattı. Sanığı ve Uwe Böhnhardt’la Uwe Mundlos’u hiç tanımıyordu ya da sadece görmüşlüğü vardı. Yurtdışındaki Nazilerle hiç bağlantısı olmamıştı. Bir keresinde Wohlleben ve Kapke’nin ricası üzerine bir aracı sürüklemişti, bununla ilgili daha ayrıntılı bir şey bilmiyordu. Bu araç üçlünün ortadan kaybolurken kullandıkları kaçış aracıydı.
Ancak müdahil davacıların yoğun şekilde sorgulaması üzerine Böhnhardt’ın çevresinden diğer Nazilerle birlikte Spiegel-TV’nin kendilerini askeri sporlar ve şehir muharebesi antrenmanı yaparken görüntülemesine izin verdiğini itiraf etti. Bunun dışında Heilsberg tesisindeki TVK buluşmalarının en parlak döneminde orada çalışıyordu, neredeyse her zaman oradaydı. 1992 yılında Rudolstadt’ta gerçekleşen ve tüm Almanya’dan 1800 kişi ile birlikte tüm Avrupa’dan Nazilerin katıldığı Rudolph Hess yürüyüşünü düzenleyenlerden biriydi. Tehlikeli bir yaralamadan dolayı hakkında tutuklama emri verilince Belçika’ya, Amerika’ya ve Nazi kadrosu liderlerinden biri olan ve Auschwitz’i inkar eden Thiess Christophersen’in yanına sığındığı Danimarka’ya kaçmıştı.
Anayasayı Koruma Dairesi’deki işbirliğini Brandt’a bildirmişti. Camiada “dört kişi bir arada oturuyorsa bunlardan ikisinin Anayasayı Koruma için çalışıyor olduğu” biliniyordu. Bu kötü bir şey değildi, çünkü orada sadece önemsiz şeyleri anlatıyordu.
Rachhausen’un sorgusuna başka bir duruşma gününde devam edilecek.
Sorgu boyunca Rachhausen’ın TVK’daki rolünü ve bu rolün gerçek anlamını önemsiz göstermek için yalan söylediği belli oldu. Ama Thüringen Nazi camiasının aranan suçluların ortadan kaybolmasıyla bağlantısı olduğu ve her ihtimalde 1992 yılından itibaren hem ülke çapında hem de uluslararası çapta sağlam bir ağa sahip oldukları da anlaşıldı. Silahlı savaş belli ki tartışılıyor, üzerinde çalışılıyor ve basın aracılığıyla propagandası yapılıyordu. Naziler böylelikle şiddeti ikili şekilde kullanıyordu: Bir taraftan saldırılar ve yaralamalar, diğer taraftan da basın veya çıkartmalar aracılığıyla kamuya sunulan silahlı eylem duyurularının korkutucu etkisiyle.
Henüz ilk NSU cinayetlerinin işlenmesinden yıllar önce politik düşmanlara karşı silah kullanılması Thüringen Nazi camiası ve TVK’da çok normal bir konuydu. Anayasayı Koruma Dairesi bunu biliyor ve önemli kişilere para ödüyordu. Karşılığındaysa faydalı bilgiler ediniyordu.
24 Temmuz Perşembe günkü ana duruşma ertelendi. Thomas Gerlach’ın sorgusuna devam edilmesi planlanıyordu, ama bu mümkün olmayacak, çünkü Hammerskins’e karşı bir suç örgütü kurmaktan açılan bir davaya ait kutularca soruşturma dosyası ve silah kanununa karşı gelmekten dolayı Gerlach’a açılan bir davanın dosyaları ile ilgili henüz yeterince bilgi edinilememişti. Dosyalar daha bu hafta Eyalet Yüksek Mahkemesi’ne gelmişti. Gerlach’ın ifade vermeyi reddetme hakkına sahip olup olmayacağına bu dosyalar incelendikten sonra karar verilecek.
22.07.2014
„Bu kadar iyi insanlara ya nadiren rastlamış ya da hiç rastlamamışızdır. Karıncayı bile incitmeyeceklerini düşünüyorduk.“
Sanık Zschäpe’nin avukatlarının görevden alınmasına yönelik dilekçesinin reddedilmesinin ardından 2007 yılından 2011 yılına yaz tatillerini Ostsee’de aileleriyle ve Beate Zschäpe, Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ile birlikte geçiren iki genç kadın sorgulandı. İki kadın da üçlünün bu tatillerde ne kadar arkadaş canlısı, iyi ve yardımsever oldukları konusunda hemfikirdi. Aileler ve „Ossileri” (Doğu Almanlar) zaman içerisinde sıkı bir tatil dostluğu kurmuşlardı. Yıl içerisinde de ziyaretlerde bulunuyorlardı. “Üçlü” örneğin hediye olarak içerisinde Doğu ürünlerinin bulunduğu paketler getiriyordu.
Genç kadınlar için „Lieschen“ Zschäpe’nin özel bir yeri vardı, çünkü onunla şahsi konular hakkında ailelerinden daha rahat şekilde konuşabiliyorlardı. İKi kadından birinin çantasının üzerindeki Antifa yamasıyla da ifade ettiği antişfaşist görüşü de bunu hiçbir şekilde değiştirmemişti. İki kadın da çok ısındıkları bu üç kişinin böylesi suçlar işlemeleri karşısında sarsılmış ve biraz şaşkın görünüyorlardı. Güvenlerinin bu şekilde yıkılması karşısında duydukları öfkeyi biri şöyle dile getirdi: „Hala anlamıyorum, onlara yüzde yüz güvendim ve bana başından sonuna kadar yalan söylediklerini farkettim. Beni gerçekten sevdiler mi yoksa o konuda da mı sadece kandırdılar, merak ediyorum.“
Açıklık kazanan sadece üçlünün yıllar içerisinde kusursuz bir gizleme stratejisi geliştirmiş oldukları değildi. „Normal insanlarla“ kişisel bir yakınlık kurmaya ihtiyaç duydukları da açıktı. Ama en ilginci NSU cinayetlerine yol açan halkçı-ırkçı ideolojinin, NSU üyelerine aynı zamanda diğer „Almanlarla“, kendileri Nazileri reddetseler bile iyi ilişkiler kurmalarına imkan vermesiydi. Halk birliğinin“ ortasında, tarihteki Nazi suçluların yaptığı gibi her zaman itinalı ve sevgi dolu, dostça ve cana yakın davranılıyordu. Ölümcül öfke ve nefretin arkasında ırkçı bir motivasyon vardı. Yani burada iş başında olan aklını yitirmiş cinayet makineleri değil, politik bir motivasyona sahip Naziler ve ırkçılardı.
22.07.2014
Sanık Zschäpe’nin 16.07.2014 tarihinde mahkeme tarafından kendisine atanan avukatlatın değiştirilmesine dair verdiği dilekçe, 21 Temmuz 2014 tarihli kararla reddedildi. Zschäpe böylesi bir karar için yeterli gerekçe sunmamıştı. Heyet başkanı, kararın açıklanmasının hemen ardından gündem konusuna dönerek ilk tanık sorgusuna başladı.
17.07.2014
Zschäpe’nin cevabı bekleniyor
Dün ana duruşmaya ara verilmesinin ardından yoğun spekülasyon ve tahminlerde bulunulmaya başlandı. Daha kısa süre önce Zschäpe’nin avukatlarını çok övmüş olan gazeteler şimdi onları kınıyorlar.
Beate Zschäpe’ye, tıpkı savunmasının yaptığı gibi ifade vermekten kaçınmayı önermek için çok sebeb olabileceği bir gerçek. Bir yılı aşkın süredir devam eden ana duruşmanın ve Ralf Wohlleben’in tutukluluğunun devamına karar verilmesinin ardından Beate Zschäpe’nin ruh halinin dibe vurabileceği de bir gerçek. Kendisine yöneltilen tüm suçlardan hüküm giymesi giderek daha da olası bir hal alıyor, çok uzun bir süre tutuklu kalabileceğinin farkında olması gerek.
Bu açıdan bakılınca Zschäpe’nin eski yoldaşı ve muhbir Brandt’ın çifte ihaneti, durumunun çıkışsızlığını bir kez daha tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor olmalı. Ne de olsa Thüringen Vatan Koruma kapsamında Jena Yoldaşlığı’nı organize etmiş olan kişi de Brandt idi. Brandt Nazi camiasını radikalleştirdi, komplo teorileri ve politik karşıtlarına karşı militan ve şiddet yanlısı stratejiler geliştirdi, silahlı savaş propagandası yaptı ve tüm bunları Anayasayı Koruma Dairesi adına ve onların parasıyla gerçekleştirdi. Zschäpe ve suç ortakları için bir arkadaştan çok bir yoldaş olan Brandt mahkemede sorulara cevap verirken kendisini NPD ile birlikte seçim başarısını hedefleyen ve hep yasal olaral çalışan bir „Nasyonal Sosyalist“ olarak tarif etti. Zschäpe muhakkak avukatlarının bu tanığa karşı geleceklerini, ona ve Anayasayı Koruma Dairesi’ne saldıracaklarını, itibarını sarsacaklarını bekliyordu. Bunu yapmamalarının geçerli sebepleri olabilir. Brandt Zschäpe hakkında belki şu ana kadar mahkeme salonunda anlattıklarından daha fazlasını biliyor. Ama bunun sebebi avukatların beceriksizliği veya müvekkillerinin ihtiyaçlarını yeterince anlamamaları da olabilir.
Zschäpe’nin tamamen yeni avukatlar edinmeye yönelik isteği gerçekleşmeyecek. Avukatlarından biri muhtemelen gönüllü olarak görevinden vazgeçip hazırlıksız olarak onun yerine geçen yeni bir avukata yer açacak. Mahkeme tarafından dördüncü bir avukat atanması da düşünülebilir, çünkü üç kişilik yasal sınırlama sadece seçilmiş avukatlar için geçerli. Mahkeme nasıl karar verirse versin bu durumun dava sürecinde büyük bir dönüşüme yol açıp açmayacağını belirleyecek olan durum Beate Zschäpe’nin ifade verip vermeyeceği.
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi Zschäpe’nin avukatlarının görevden alınması için verdiği dilekçenin yazılı gerekçesinin son teslim tarihini cuma akşamüstüne kadar uzattı. Mahkemenin bu durum nedeniyle davada büyük bir gecikmeye izin vereceği düşünülmüyor. Önümüzdeki salı günü duruşmaya devam edilecek.
Şu an itibariyle başka tahminlerde bulunmak mümkün değil.
16.07.2013
Zschäpe mahkeme tarafından kendisine yeni avukatlar atanmasını istiyor
Sanık Zschäpe’nin avukatlarına artık güveni olmadığını ve yeni avukatlar istediğini bildirmesinden dolayı duruşmaya bugün ara verildi ve gelecek hafta devam edilecek.
Mahkeme heyeti başkanı, Zschäpe’ye bu kararını yazılı olarak gerekçelendirme fırsatını verdi.
15.07.2014
Tino Brandt – Anayasayı Koruma Dairesi adına çalışan Nazi fonksiyoneri, 1. Bölüm
Hafta boyunca eski lider Nazi fonksiyoneri, Thüringen Vatan Koruma’nın kurucularından olup uzun yıllar boyunca Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi’nin muhbirliğini yapmış olan Tino Brandt’ın sorgulanması planlanıyor. Brandt kısa bir süredir gözaltında. Kendisine yönelik suçlamalr arasında genç erkekleri fuhuşa teşvik etmek de var.
Brant, 2011 yılında kimliği ortaya çıkana kadar Thüringen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi’nin ana bilgi kaynağıydı. Bugün anlattığına göre ilk olarak daha sonraları Thüringen Yoldaşlıklarının ortak örgütü olan Thüringen Vatan Koruma’ya dönüşen Ostthüringen Anti-Antifa’da aktifti. Muhbir olarak görevini de Nazi faaliyetlerini de dikkatle anlattı, halen inandığı Nasyonal Sosyalist ideolojiyi doğruladı, ama özellikle TVK’nın şiddet eylemlerini masumlaştırmaya çalıştı.
Anayasayı Koruma Dairesi için yürüttüğü görev, basit bir bilgilendirme konuşması sırasında ortaya çıkmıştı. Bağlantıda olduğu iki kişi ona „yoldaşlarının“ işledikleri suçlar hakkında bilgi vermesi gerekmediğini, çünkü Anayasayı Koruma Dairesi’nin bir adli kovuşturma mercisi olmadığını söylemişlerdi. Sadece kim kiminle çalışıyor bilmek istiyorlardı. Anlaştıkları bu esasa göre onlara hep gerçeği bildiriyordu. Eyalet Dairesi kimi politik işlevleri üstlenmediğini ve kimi eylemleri yerine getirmediğini söylediğinde buna karşı çıkmıştı. Hatta görevinin sona erdirilmesiyle tehdit edilmişti, ama bu gerçekleşmemişti. Yani Anayasayı Koruma Dairesi Brandt’ın muhbir olarak Nazi camiasının işlediği suçlar hakkında bilgi vermemesini göze almıştı ve TVK’nın yapılanmasını devletin parasıyla finanse edip sadece gösteriler, propaganda afişleri ve fonksiyonerlerle ilgili genel bilgilerin verilmesiyle birlikte Brandt’ın ikili oynamasını mümkün kılmıştı.
Görevi karşılığında tahminen 100.000 ila 140.000 Euro arasında bir para kazanmıştı. Para politik faaliyetler, ulaşım ve telefon masrafları, propganda afişleri ve örneğin André Kapke’nin para cezası için harcanmıştı. Görevini, işe alınmasının hemen ardından NPD fonksiyoneri Kai Dalek’ „bildirmişti“. Dalek’in bugün hala Anayasayı Koruma Dairesi için çalışığını biliyoruz. Diğerleriyle muhbirliğiyle ilgili olarak açık açık konuşmamıştı ama sürekli işine para akıttığından ve bu para işinden değil sadece devletten gelebileceğinden çoğu kişinin ne yaptığını bildiğini varsayıyordu.
Üçlü ve sanıkları (Sachsen’den gelen André Eminger hariç) ortak politik çalışmalarından çok iyi tanıyordu. „Jenalılar“ farklı gruplar halinde TVK’nın özel kadro oturumunlarına her 4-6 haftada bir geliyorlardı. Beate Zschäpe de Germenizm ve Nasyonal Sosyalizm’le ilgili eğitimlerde iyice oturmuş bir dünya görüşü sergiliyordu. Jena yoldaşlığı çok eliterdi, „kitlelerden“ çok „sınıfa“ dayanıyordu. Herkesin oturmuş bir Nasyonal Sosyalist dünya görüşü vardı ve bunu tartışmacı şekilde temsil edecek seviyedeydiler. NSU esasen TVK’nın Jena şubesi olarak oluşmuş ve muhbir Brandt’ın yardımıyla yapılanmıştı.
Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin ortadan kaybolmalarının ardından Pogromly oyununu satmış ve kazancını başlangıçta Kapke ve sonraları Schultze üzerinden üçlüye iletmişti. TVK çevrelerinde pek çok kişiden para toplamışlardı. Anayasayı Koruma Dairesi’nden de üçlü için 1000 ila 2000 DM arasında bir para toplamış ve onlara iletmişti.
Mundlos veya Böhnhardt ile de en azından bir kez telefonlaşmıştı, çünkü ne kadar para topladığını öğrenmek istiyorlardı. Kapke’nin bağışları zimmetine geçirdiği şüphesi oluşmuştu. Kontakların koordinasyonu daha sonra Carsten Schultze tarafından üstlenilmişti. NSU üyeleri yasaya aykırı durumlarda bile Brandt’a güvenebiliyorlardı, yasaya aykrı işleri bile devletin parasıyla finanse edebiliyorlardı.
Bugün genel olarak muhbir Brandt’ın Thüringen Vatan Koruma’yı organize eden esas kişilerden olduğu, Jena grubunun rol modellerinden olduğu ve bu kişileri çok etkilediği açıklık kazandı.
Çarşamba ve perşembe günü devam edecek olan sorgu bu konuların çoğunu daha detaylı şekilde açığa çıkaracak. Brandt da ayrıntılar konusunda hatırlamadıklarını öne sürerek yalan mı söyleyecek, yoksa muhbirlik kariyerinde bir kez olsun „parasına layık“ mı olacak göreceğiz.
10.07.2014
Thomas Gerlach: Doğrudan ifade vermekten kaçınma
Bu öğlen Mundlos’un babasının, oğlunun Ralh Wohlleben ve André Kapke yüzünden bir “cinayet çetesinin” üyesi olarak radikalleştirilmesine dair açıklamasıyla ilgili olarak çeşitli tanıklar sorgulandı. Bunun dışında Federal Kriminal Dairesi’nin teknik bir çalışanı, soyulan bankaların gözetleme kameralarındaki görüntüleri Mundlos ve Böhnhardt’ın üzerinde bulunan kıyafet parçalarıyla karşılaştırıp çok sayıda ortaklık tespit ettiklerini söyledi.
Federal Başsavcılık görüş bildirerek müdahil davacıların sanık Eminger’in ideolojisiyle ilgili delil başvurusuna “karşı çıkmadıklarını” belirtti.
Ardından Thomas Gerlach’ın geçen haftaki sorgusuna devam edildi. Gerlach daha ilk soruda Hammerskins örgütüyle ilgili soruları yanıtlamayacağını bir kez daha belirtti. Wohlleben’in avukatı Klemke hemen yardımına koştu: 2003 yılı civarında Ceza Muhakemeleri Usülü Kanunu’nun 129. maddesine göre bir suç örgütü oluşturmaktan dolayı Hammerskins’in Sachsen yerel örgütüne karşı soruşturma açılmıştı. Ama bunun nasıl sonuçlandığını bilmiyordu. Klemke böylece kendisine karşı Hammerkins’e üye olmak ya da onlar için faaliyette bulunmaktan bir ceza davasısürdüğü sürece tanığın Hammerskins ile ilgili tüm soruları cevaplamaktan kaçınabileceği fikrini ortaya attı. Tanık Gerlach hemen cevap vererek o zamanlar hapiste olduğunu, ama kendisinin orada da bir arama yapıldığını, davanın sonucunun ne olduğunu bilmediğini söyledi.
Heyet başkanı o noktada sorguyu keserek soru hakkını devretti.
Duruşmanın devamında Gerlach Hammerskins örgütü ve önemli silah arkadaşlarıyla ilgili herhangi bir bilgi vermeyi reddetti. Heyet başkanı, müdahil davacıların onu cevap vermeye zorlamak amacıyla verdikleri inzibati ceza dilekçesini, tanığa karşı açılan başka ceza davası olup olmadığını kontrol etmek için erteledi. Federal Başsavcılık şaşırtıcı şekilde bu konuyu daha önce açıklığa kavuşturmamıştı.
Sorguya 24.7.2014 tarihinde devam edilecek. Tanık Gerlach’ın o zamana kadar ifade vermekten kaçınmak için bir taktik geliştirmesi bekleniyor.
Gerlach alenen kaçınmasında başarılı olursa, bu diğer Nazi tnıklar için heyetin, NSU’nun içerisinde hareket ettiği politik ve organizasyonel yapıların açıklığa kavuşturulmasından vazgeçmeye hazır olduğuna dair net bir sembol olacak. Susma hakkının burada geçerli kılınan kapsamı militan Naziler için açıkça özel bir uygulama.
09.07.2014
Böhnhardt’a yönelik zorlu sorgu
Bu sabah ilk olarak toplamda 7 seneden uzun bir süre boyunca NSU için önce Polenzstraße sonda da Frühlingstraße’deki evleri kiralamış olan Matthias Dienelt sorgulandı. Dienelt’e yönelik NSU’yu desteklemekten dolayı açılan ceza davası halen sürdüğünden beklendiği üzere ifade vermeyBlog 09.07.2014
Böhnhardt’a yönelik zorlu sorgu
Bu sabah ilk olarak toplamda 7 seneden uzun bir süre boyunca NSU için önce Polenzstraße sonda da Frühlingstraße’deki evleri kiralamış olan Matthias Dienelt sorgulandı. Dienelt’e yönelik NSU’yu desteklemekten dolayı açılan ceza davası halen sürdüğünden beklendiği üzere ifade vermeyi reddetti.
Bu yüzden hemen ardından Dienelt’i Frühlingstraße’deki yangının kısa süre sonrasında sorgulamış olan Chemnitzli bir polis memuru sorgulandı. Dienelt o zamanlar arkadaşı André Eminger vasıtasıyla Max Florian B. isimli biriyle tanışıp bu kişiye arka arkaya iki evi kiralamış olduğu bilgisini vermişti. B. ona borçlarından dolayı kira sözleşmesi imzalayamayacağını söylemişti. İki evde de bir odası vardı, ama nadiren oralarda kalıyordu. Son dönemde aylar boyunca Frühlingstraße’deki evde konaklamamıştı.
Dienelt Mundlos, Zschäpe ve Böhnhardt için Lise, Mac ve Gerry isimlerini kullanmıştı. Bunun dışındaki hikayesi pek inanılır olmadığından ifade vermeyi reddetmesi tutarlıydı. Her şey Dienelt’in evi kimin ve ne için kiraladığını çok iyi bildiğini gösteriyordu. Dienelt André Eminger ile birlikte memleketi Johanngeorgenstadt’taki Nazi camasında politik olarak da aktifti.
Ardından Uwe Böhnhardt’ın erkek kardeşi sorgulandı. Kardeşiyle fazla yakın olmayan ilişkisini, onun Nazi camiasıyla kendini özdeşleştirmesini ve son olarak ortadan kaybolmasını anlattı. Gerçekten yakın bir ilişkiye belli ki sadece çocuklukları sırasında sahip olmuşlardı. Daha sonraları, Fırtına Birliği üniformalı Nazi kardeşini kendi yaşamı için daha çok bir sıkıntı olarak görmüştü.
Müdahil davacılar bunun ardından André Eminger’in Hammerskins ile bağ
08.07.2014
Sağın avukatı Jauch: İlgili tüm kişilerin vekili mi?
Duruşma gününün ilk kısmında NSU’nun Heilbronn’daki iki polise cinayet teşebbüsünde kullandıkları karavanı hemen onlardan sonra kiralamış olan üç tanık ifade verdi. Araç olayın ertesi günü tanıklara gecikmeli olarak kiralanmıştı, çünkü olay gününün akşamında ancak 22’ye doğru teslim edilmişti ve bu yüzden temizliği ve teslimi gecikmişti.
Başka bir kadın tanık, Eisenach’daki banka soygunu ve Mundlos ve Böhnhardt’ın ölümünün ardından cumartesi veya pazar günü Beate Zschäpe’yi Eisenach’da gördüğünü anlattı. Şehirde “şokta gibi” dolanmasından dolayı dikkatini çekmişi.
Bunun dışında Federal Savcılık olayların aydınlatılmasına katkı sağlayabilecek tüm tanıklık taleplerini engelleme çabalarını sürdürdü. Bu sefer Köln Probsteigasse’de gerçekleşen bombalı saldırının kurbanlarının müdahil dava avukatlarının Kölnlü bir Neo Nazi ile ilgili delil başvurusu söz konusu oldu. Bu şahıs dükkan sahibinin verdiği bilgilerin ardından hazırlanan robot resimle büyük benzerlik gösteriyordu. Federal Başsavcılık daha önce pek çok kez olduğu gibi burada da dilekçenin reddedilmesini talep etti.
Federal Başsavcılık müdahil davacıların, kamuya açık ana duruşmada delil olarak kullanıması talebiyle Thüringen Parlamenter Araştırma Komisyonu’nun gizli dosyalarının derecesinin düşürülmesine yönelik dilekçesine de karşı çıktı. Halihazırda sunulan dosyaların bile ana duruşmanın dışında tutulmasına yönelik sürekli çabalar Federal Savcılık’ın kendini yoğun şekilde tehlike içerisinde gördüğünün kanıtıydı. Cevaplar esnasında her zaman sadece dava katılımcılarının ellerindeki kopyaların kullanılabilmesi için bildirdikleri yazılı görüşlerin yayınlanmasını istememeleri de (bu şekilde Federal Savcılık’ın argümanlarını tartışmak zorlaşacak) bunu açıkça belli ediyordu. Açık şekilde kendi argümanlarına tutunmak istemiyorlar.
Akşamüstü boyunca Thüringen’li Nazi avukatı Thomas Jauch sorgulandı. Jauch geçmişte tüm sanıkları temsil etmiş olduğunu bilgisini verirken sırtını eski müvekkillerine karşı susma yükümlülüğüne dayadı. Sanıklar Gerlach ve Schultze bunun üzerine onu kendilerine karşı olan susma zorunluluğundan muaf tuttuktan sonra (tabii ki) ise hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. İddia edilene göre ortadan kaybolanlar için bağış toplamak üzere 1998 yılından 2002’ye kadar Nazi konserlerinin düzenlendiği arazisinin kiracısıyla ilgili şeyleri de hatırlamıyordu.
Jauch, Focus’a verdiği ve Zschäpe’nin kendisini görevlendirip avans ödediğini öne sürdüğü bir röportajla ilgili sorulara cevap vermeyi reddetti. En azından bir yerde alenen gerçeğe aykırı şekilde Thüringen Vatan Koruma’yı ilk olarak 2006 veya 2007 yılında duymuş olduğunu söyledi. Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi’nin verdiği bilgiye göre TVK görevlileri Kapke ve Brehme onu henüz 2000 yılında olası bir TVK yasağı nedeniyle aramışlardı.