Yazar arşivleri: admin

15.01.2014

Frühlingsstraße 26’daki yangınla ilgili artık sona gelindi

Bugün, Frühlingsstraße 26’daki yangınla ilgili nihai bilirkişi raporu dinlendi. Her iki uzman da değerlendirmesinde hemfikirdi ve önceki delillerin zaten işaret ettiği noktayı doğruladı: Patlama ve yangın, büyük miktarda benzinin dökülüp ateşe verilmesi yoluyla meydana gelmiş, Frühlingsstraße 26/26a ve çevresinde oturan kişiler için tamamen ciddi bir tehlike yaratmıştı.

Böylece, Frühlingsstraße’deki yangına dair delillerin toplanması büyük ölçüde tamamlandı. Müdahil avukat Reinicke, delil sonuçlarını yaptığı bir açıklama ile özetledi. Beate Zschäpe’ye karşı iddia edilen suçların –üç kez cinayete teşebbüsten- bu açıdan doğrulandığı sonucuna vardı.

Avukat Hoffmann, federal savcılığın -delil sunmak için geçen haftaki yaptığı başvuruya karşı- görüşünü kısaca yanıtladı (içeriğe dair bkz. 14.01.2014 tarihli rapor) ve bir kez daha şu konuya dikkat çekti: Bu başvuru, Ceza Kanunu’nun 129a maddesi uyarınca sanık Wohlleben’in örgüte yardım etme ve en azından NSU’nun Şubat 2004 sonrasında işlediği suçlara iştirakten esas alınabilirdi. Delillerin toplanması da bu nedenle gereklidir.

14.01.2014

Federal Başsavcılık aydınlatma sürecinin önüne engeller koyuyor

Bugünkü duruşmaya,müdahil avukatlar, federal savcılık ve de Zschäpe’nin avukatları ile arasında geçen tartışmalar damgasını vurdu.Bunun dışında, tanıkların sorgulanmasıyla birlikte yeni bir bilgiye ulaşılmadı.

İlk tartışmaya, müdahil davacıların -Polonya’da tutuklu olan bir kişinin tanık olarak dinlenmesi talebiyle- mahkemeye sunduğu 08.01.2014 tarihli dilekçesi neden oldu. Söz konusu tanık, 2004 yılında sanık Ralf Wohlleben’e VW transporterlerinin immobilizer sistemlerinin devre dışı bırakılması için bir aleti temin etmiş ve karşılığında bir tabanca teslim almıştı.Şimdiye kadar Wohlleben sadece cinayet silahı olan Ceska’nın temini (1999/2000) ile suçlandığı için, bu durum Wohlleben’in rolüne dair yeni bir tablo ortaya çıkarabilirdi.

Başsavcı, dilekçenin şeklen geçersiz ve içerik olarak anlamsız olması nedeniyle reddini talepetti.Bununla belli ki,NSU örgütünün sadece üç kişiden oluştuğu şeklinde ortaya çıkan tabloyu,her bir yeni bulgu karşısındane pahasına olursa olsun savunmaya çalıştı. Sanık Wohlleben’in 2004’tearaçların çalınması için bir alet ele geçirmeye çalışmasıve bunun NSU tarafından düzenli olarak saldırıları için kullanılması, O’nun grup içine farz edilenden çok daha derinlerde dahil olduğu sonucunu verir. Ancak, Federal Savcılık soruşturmaları devraldığından bu yana, her durumda NSU örgütüne üye olanların sayısını mümkün olduğunca düşük tutmaya çalışıyor. Geleneksel tek fail tezinden de mümkün olduğu ölçüde vazgeçmiyor.Müdahil avukatların sunduğu bu dilekçe üzerine verilen karar,Götzl’ün başkanlığı altındaki mahkeme heyetinin alması gereken ve Götzl’ün cinayetlerin gerçektenaydınlatılması ve suçluların ortaya çıkarılmasıyla mı ilgilendiği, yoksa sadece davayı yürütmek mi istediğiyönünde politik bir karardır.

İkinci tartışma,tanık Alexander Scheidemantel’in ifadesine yönelik müdahil avukatların birçoğunun yaptığıaçıklamanedeniyle çıktı. Söz konusu tanık, eşinin sağlık kartının sanık Gerlach’a verildiğine dair08.01.2014 tarihinde ifade vermişti. Müdahil avukatların açıklamalarında hem Scheidemantel çiftinin hem de sanık Gerlach’ın yalan söylemek için bir nedeninin olduğu detaylı olarak sunuldu.Çünkü, Alexander Scheidemantel ve belki de karısı kartın kimin için kullanılacağını kesin olarak biliyordu. Gerlach,arkadaşlarını korumak için bu şekilde yalan söylediği ölçüde, bu yalanlardan bir sonuca varılamayacağı, verdiği diğer bilgilerin de doğru olmadığı anlamı çıkar.

Bu açıklamalara, Zschäpe’nin avukatları tarafından kusurlu bulunduğu için itiraz edildi ve böylece açıklamalar kesintiye uğramış oldu. Bu ifadeler, tanığın ifadesine yönelik bir açıklama için çok genişti. Zschäpe’nin avukatları daha geçen hafta Gerlach’ın tüm açıklamalarının –malum olduğu üzere Zschäpe’ye yüklenen- inandırıcı ve ispatlanabilir olmadığını, çünkü O’nun sağlık kartının verilmesine yönelik gerçekleri söylemediğini belirtmişlerdi. Artık onların delil sunmasıdurumu ortaya çıktı. Mahkemenin, müdahil avukatların açıklamasının uygun olduğuna karar vermesinden sonra, bu açıklama kesintiye uğramadan sonuna kadar tamamlanabildi.

08.01.2014

Scheidemantel Çifti- Yalanlar ve Unutma

9 Ocak tarihindeki duruşma, tanık olarak çağrılan kişinin hasta olması nedeniyle yapılmadı. Bu nedenle, bu haftaki duruşma sadece 8 Ocak’ta görülen duruşma ile sınırlı kaldı. Duruşmada, Silvia Scheidemantel’in sağlık sigortası kartı ayrıntılı olarak konu edildi. Söz konusu sağlık kartı, sanık Gerlach ile arkadaşlığı olan Scheidemantel çifti tarafından 300 Avro karşılığında Gerlach’a verilmiş ve Beate Zschäpe’nin bir veya birçok kez doktora gidip muayene olmasını sağlamıştı. Bayan Scheidemantel 12 Kasım günü ifadesini bu yönde vermişti. Bu duruşmada ise, ilk olarak erkek eşin ifadesine başvurulacak ve bunu takiben kadın eşe olan sorularla devam edilecekti.

Alexander Scheidemantel, uzun yıllardır sanık Gerlach’ın arkadaşı ve yoldaşıdır. Kendisi yıllarca Gerlach ile Hannoveran Nazi grubunda aktifti ve bugüne kadar da arkadaşlığını sürdürdü. A. Scheidemantel en azından 2004’ün sonuna kadar aktif olduğunu sorular karşısında onayladı. Eskiden nasyonal sosyalistti; Holocaust’u reddediyor, Yahudileri kabul etmiyordu ve yabancı düşmanıydı. Gerlach’ı da böyle tanımıştı.

Tanık kendisi ve sanık Gerlach ile ilgili bilgi verirken, daha çok kazara Neonazilerin Alman devletine olan tutumu ve de bununla beraber dolaylı olarak Alman devletinin Neonazilere olan tutumuna yönelik bir şeyler açıkladı. İfadesine göre kendisi ve Gerlach (önceleri) toplumu nasyonal sosyalist bir toplum olması için değiştirmek istediler. Ancak kendisi devleti değiştirmeye asla kalkışmamıştı. Her ne kadar son ifadesiyle kendi faaliyetini elbette sadece tehlikesiz olarak göstermeye çalışsa da; buna rağmen anlaşılıyor ki, Nazi grupları ilk aşamada toplumsal ortamı kendi amaçlarınca oluşturmaya, yani örneğin göçmenlerin dışlanması konusunu daha da ileriye götürmeye çalışıyorlar. Nazi gruplarınca, devlet kurumlarını zor kullanarak ele geçirip iktidara geçmeleri ise daha az söz konusu. Bu tutum da sonrasında, Alman güvenlik birimlerince sistematik olarak militan Nazilerin oluşturduğu tehlikeli durumlarının hafife alınmasıyla devam ediyor. Çünkü onlar, tam da bu kurumları doğrudan doğruya sorgulamıyorlar.

Sağlık sigortası kartının (AOK-Kartı) verilmesiyle ilgili sorularda tanık daha az konuşkandı ve aynı zamanda kendini –sonunda başarıyla- saf gibi göstermeye çalıştı. Hiçbir şey hatırlamıyordu, kartın kullanımıyla ilgili herhangi bir konuşma yapmamış ve bu konu üzerine hiç kafa yormamıştı. Müdahil davacıların avukatlarından olan Av. Hoffmann’ın sorusu üzerine kendi ifadesinin şüphesiz ki dışına çıkıyordu; Gerlach ona gözaltından salındıktan sonra, kartın Beate Zschäpe tarafından bir doktor muayenesi için kullanılmış olduğunu haber vermişti. Bu ifadesini hemen geri almaya çalıştı; O, sadece bağlantı kurmuştu.

Sonuç olarak bu ifade, üçlünün evinde bir gözlük reçetesi, bir kütüphane kartı ve Silvia Scheidemantel’in doğum adının olduğu, sadece kendisinden veya eşinden gelebilecek özel verilerin girildiği başka belgelerin bulunduğu gerçeği ile çelişki içinde bulunuyor. Bu nedenle, bu görüşme daha yoğun bir görüşme olmalı. Mahkeme başkanı Götzl, bu çelişkileri ve bariz olan hafıza boşluğu taklitlerini yani tanığın hatırlamıyormuş gibi rol yapmasını olduğu gibi kabullendi ve tanığın üzerine gitmedi. Götzl için artık sağlık kartının verildiği sabitti ve bu O’nun için yeterli görünüyordu. Federal Savcı en azından tanığı yalan beyanda bulunması durumunda, hakkında cezai işlemin başlatılacağı yönünde ihtar etti.

Tanık olarak dinlenen kadın eşin diğer ifadeleri kısa ve aynen sonuçsuz oldu. Scheidemantel çiftinin ortadan kaybolan NSU üyelerinin korunmasında ne ölçüde işin içine karıştıkları belirsizliğini koruyor.

Tanıkların ifadesi alındıktan sonra, avukat Hoffman yeni bir tanığın dinlenmesi talebinde bulundu. Söz konusu tanık, 2004 yılında sanık Ralf Wohlleben’e VW transporterlerinin immobilizer sistemlerinin devre dışı bırakılması için bir aleti temin etmiş ve karşılığında bir tabanca teslim almıştı. NSU üyeleri işledikleri suçlar için VW transporterlerini kullanmış olup ve bugüne kadar NSU tarafından kullanılan araçların tümü tespit edilmiş değil. Şimdiye kadar Wohlleben sadece cinayet silahı olan Ceska’nın temini ile suçlanıyor; ancak, bu durumda tanığın ifadesinden sonra değişiklik olabilir. Bununla birlikte, mahkeme sadece tanığın ifadesine güvenmek zorunda kalmamalı; çünkü, onun beyanına göre silah hala bir yerde –onun yerini gösterebileceği- saklı bulunuyor.

19.12.2013

Bugün Uwe Mundlos’un babasının sorgulaması devam etti. Sorgulama sonuçlandığında Avukat Hoffman aynı zamanda avukatlar Clemm, Dr. Elberling, Fresenius, Kuhn, Lex, Lunnebach, Scharmer, Stolle adına açıklama yaptı:

Tanık Dr. Mundlos’un ifadesi, oğlunu işlediği suçlarla ilgili her türlü sorumluluktan aklama çabasını gösterdi. Dr. Mundlos geçen senelerde kendisi için bir hayal dünyası kurmuş gibi gözükmekte: oğlu başarısız polis calışmaları ve istihbarat ajanlarının günahsız kurbanı olmakla beraber, Uwe Böhnhardt ile Beate Zschäpe’yi yalnızca sadık bir dost olarak yer altına takip etmiş.

Oğlunu yetiştirirken başarısız kalması, Nazi ideolojisine gerekli şekilde karşılık verememiş olması, oğlunun ve ideolojisinin ne kadar tehlikeli olduğunu görememiş olması, Dr. Mundlos’un anlamakta zorluk çektiği bazı unsurlar. NSU terör örgütünün 12 kurbanından söz ediyorsa, yani oğlu ve Uwe Böhnhardt’ı mağdur olarak görmekteyse, gerçeklerle arasında her türlü bağları koparmıştır. Evladını yitirmiş bir babaya ne kadar anlayış gösterilirse gösterilsin, ifadenin değerlendirilmesinde kendisinin gerçeklere çarpık şeklide bakması göz önünde bulunmak zorundadır.

Ancak bunlar tanığın ifadelerinin önemsiz olduğu anlamına gelmez. Kendisinin istihbarat kuruluşlarının görevlileriyle ilgili yaptığı izlenimler mahkeme süreci için önemlidir. Ödenmiş ajanların rolü, “Thüringer Heimatschutz” örgütünün ajan Tino Brandt tarafından kurulması, ajan Starke tarafından patlayıcı madde sağlanması, ve Zschäpe, Mundlos ile Böhnhardt’ın yeraltına kaçmasından sonra kendilerinin en yakın çevresinde istihbarat ajanlarının oynadığı rol sanıkların suçlarını değerlendirirken önem taşımaktadır.

18.12.2013

Baba Mundlos – çaresiz inkar

Bu hafta duruşma Uwe Mundlos’un babası üzerine odaklanmakta. Ayrıca cuma günü Zschäpe tarafından ateşe verilen evde bulunan bir yaşlı kadın video yöntemiyle sorgulanacak. Aslında cuma günü THS örgüt üyesi Andre Kapke’nin 22.11.2013 te başlanan sorgulamasına devam edilecekti. Kendisi Zschäpe, Mundlos Böhnhardt, Gerlach ve Wohlleben’e en yakınlığıyla bilinmekte. Artık sorgusu önümüzdeki seneye ertelendi.

Son olarak Thüringen araştırma komisyonu önünde ifade veren Dr. Mundlos’und sorgulaması oldukça zorlu gerçekleşti. Heyet başkanı Götzl tanığın sadece sorulan sorulara cevap vermesini talep ettiği için, tanık ile kendisi çok erken sürtüştü. Baba Mundlos sonuçta mahkeme başkanına küfür bile etti.

Mundlos’un babası oğlu ve ailesinden her türlü sorumluluğu uzak tutmaya çalışmakta. Oğlu sadece istihbarat ajanlarının çabaları nedeniyle sağcı olmuş. Kendisi oğlunun bu yoldan dönmesi için elinden gelen her şeyi denemiş. Savcılık “üçlüyü” haksız yere takip etmiş, kendilerini yeraltına itmiş. Sonra olup bitenlerin sorumlusu devletmiş. Tanık savcılığı defalarca devletin uygulamalarını göz önünde bulundurmaya çağırıyor.

Tanık mağdurlara yönelik kendisininde herşeyin aydınlanmasını istediğini ve Alman halkının buna hakkı olduğunu söylemesi üzerini, sinirli gözüken heyet başkanı duruşmayı sona erdiriyor.

Sorgulama yarın devam edecek.

9.-11.12.2013

Bu duruşma haftasında, dava için önemli sonuçlar yoktu.

Bir bayan polis memuru, ‘Zschäpe’nin yanan evi terk etmesinden kendisini polise teslim edene kadar, bulunduğu yerin araştırmalarına dair, bilgi verdi. Bu turun detailı bilgileri daha direk şahit olanlardan verilecektir.

Ancak ‘Zwickau’un ‘Polenz’ sokağındaki bayan komşusunun ve oğlunun sorgulanması önemliydi. Belli ki bayan şahit ‘Zschäpe’yi bir dost olarak görmüş. ‘Zschäpe’ onun dertlerini dinliyormuş ve ‘Polenz’ sokağından taşındıktan sonra hala düzenli olarak ziyarete geliyormuş. ‘Zschäpe’ sadece anlayışlı dinleyici değildi, birde yanı sıra ekonomik olarak, örneğin alış verişini yaparak destekliyormuş. Bayan şahit poliste, bu para kanlı olduğuna dair şokunu bellirtti. Ana davada artık bundan bahs edilmedi. Orda daha çok, nerdeyse bayan şahit eski kız arkadaşıyla dayanışma atmosferi gelişti.

Bayan şahidin oğlu ‘Zschäpe’yle günlük birlikte yaşamına dahil çok nadır bilgi verebildi. Annesi gibi, ‘Zschäpe’ onu bir kere Nazi ağına girmemesi için uyarmış, diye iddia ediyor. Fakat Nazi ağının tanımlamaması, annesinin tanımlamamasından temel noktalarda çok ayrı olduğundan dolayı, anne ve oğulun tanıdığı ve dost oldukları ‘Zschäpe’yi positif tanımlamaya çalıştıkları tahmini gelişe biliyor.

Oğlunun ifadesine göre sağ politikayla ilişkisi yokmuş. Fakat ideolojisi Neonazilerin düşünceleriyle çok derin bir kökleşme olduğu anlaşılınca, ‘Zschäpe’ye yardım etme motifi daha çok netleşti. Önceden anonim verdiği bir röportajdan sitem edildiğinde, cevabı şuydu: “Çalışmayan ilticacılardan nefret ediyorum doğrusu.” NSU’nun kurbanlarına tazminat ödenilmesinä ”Çok asosyal buluyorum. Daha kötü şeyleri yaşayan insanlar var. … Onlarada tazminat ödenilmiyor.” Müdahil davacıların sitemi üzerine, Facebook’ta ‘Schneeberg’ şehirinde, ilticacıların barınağına karşı bir kampanya yürütüğünü ve sağ-rock ‘Endstufe’ adlı müzik grubunun reklamını yaptığını, itiraf etti. Onun ve bir sağ görüşlü insanın arasında ne farkı olduğunu sorsuna, sağcı biri düşüncesini açık belirtiyor ama ben bu düşüncemi açık belirtmiyorum, diye yanıtladı. Kelimeyi bu şekilde tanımladıktan sonra, bu davaya katılan diğer sağ şahitler, en az mahkemedeki ifadelerine göre apolitik olmaları lazım.

‘Üçünün’ diğer tatil arkadaşları sorgulandığında, bilinen tablo gürndü. Almanların nispi masraflı arasındaki tatilde üçü çocukları seven, şefkatlı karavan komşulardı ve onlarnan güzel zaman geçirilebiliniyordu. ‘Beate Zschäpe’ anne rolündeydi. Erkekler’ine’ bakıp ve ortak kasayı yönetiyordu.

5.12.2013

Daha fazla ‘Hessen’nin (bir eyalet) ana koruma dairesine – ve anlamsız bir önyargı dilekçesi

Bugünkü dava günü müdahil davacı temsilcilerin bir dilekçesiyle başladı: Eskiden ihbarcı ve ana koruma dairesinin memuru olan ‘Temme’nin yanında olan şahit kayyımını davadan çıkarmaktı. Bu avukat ilk soruşturmadan önce, federal kriminal dairesindeydi ve ana koruma dairesinden, şahit kayyımı olarak gitmesi için görevlendirildi. Suçlu olanların isteklerini temsil edeceğine, bugünki oturumda ‘Hessen’nin ana koruma dairesinin isteklerini temsil etti: Tüm, ana koruma dairesinin etkisi altında kalan şahit ifadelerine dair, gibi soruları, reddetti. Açıklaması şuydu: Şahidin bu sorulara cevap vermesi, ifade izinini aştıyor. Fakat öncedende, onun görüşüne göre şahidin ifade izinini aşabilecek bir sürü sorulara bir şey demedi, o sorularada cevap vermemeliydi. Sır ihaneti olduğunu yani bir suç işlediğini göz göre göre kabul etti. Kayyım şahidin isteklerini değilde, ya da bir nevi, ama aslında ‘Hessen’nin ana koruma dairesinin isteklerini koruduğunu gösteriyor. Mahkeme bu olayı farklı gördüğü için, müdahil davacıların dilekçesini reddetti.

Şahidin daha fazla sorgulanması baya katı geçtı. Çoğu zaman soruları anlamıyordu, devamında ya hatırlayamadı ya da hatırlamak istemedi. Kendi ifadelerinden sadece ilgi çeken şuydu: Eyalet ana koruma dairesinde çalışmadan önce, ana koruma dairesi için görevleri yerine getiren ‘Almanya’ federal silahlı kuvvetlerin istibaratında çalışmış.

Bu nedenlerden dolayı, ‘Temme’nin dosyalarını bu davaya eklenilmemesi hangi sorunlar oluştuğunu birdaha müdahil davacı temsilcisi bayan avukat ‘Von der Behren’ın sorgulamasında belli oluyor: Federal avukatlar birliğinde dosyaya bakabildi ve not aldıklarını, şahide şimdi sitem etti.’Wohlleben’nin savunmacıları, bunun yasak olduğunu bellirtti. Fakat mahkeme not alınan sitemlere izin verdi.

Tam da bu karara ‘Wohlleben’nin savunmacıları atıldı. Şimdiye kadar sorgulanana karşı olan sitemler doküman halinde önceden verilmesi lazımdı, açıklamasıyla baş hakime karşı önyargı dilekçesinde bulundular. Müdahil davacılar tarafından bu açıklama saçma. Müdahil davacı temsilcilerin açıklaması şuydu: Tabi bu tür sitem kabul edilir, çünkü elinde olmayan dokümanı nasıl gösterebilinsinki, ama aslında bunu kendileride düşünebilirlerdi.

Mahkeme, şahidin sorgulanması sonuna ermebilmesi için, kararı geri tuttu.

3./4.12.2013

Ana koruma dairesinin hatırlamaması

Dava bu hafta sırf Kassel’de ‘Halit Yozgat’ cinayet vakasıyla ilgilenecek ve bununla birlikte eskiden ihbarcı başkanı olan ‘Andreas Temme’nin algıları. ‘Temme’ ne kendi davasında nede 1.10.2013 Münih’de son sorgulamasında Bir şey hatırlamıyormuş ve bununla birlikte birçok inandırıcı olmayan olaylar anlattı. Bunada salı günü devam etti. Ana dava için bu sorgulama hiçbir sonuç alamad

Hala ‘Temme’ye karşı düşürülen davanın dosyalarını bu davaya eklemenilmesi için savaşan ve karşı savunmayı yapan müdahil davacı temsilcileri, baş hakimden yine reddedildi. Mahkemenin açıklaması aynı. Bütün bu materyalar bu davadaki suçlu olanlara karşı son karar için önemsiz olduğu içindir.

Bu kararın nekadar anlamsız ve çok zahmetli yöntem olduğunu bugünki eski ihbarcı başkan ‘Temme’nin sorgulaması gösterdi. Dosyaları önceden federal avukatlar birliğinden alan ‘Yozgat’ın müdahil davacıları, şahide dosyadan sitem ettiği fakat mahkemenin kabul etmemesidir. Çelişkili bir durum oluştu. Demin reddettiği dilekçesinden, sitemlerin satırlarını yazılı halde ona ulaştırılmasını istemişti. ‘Yozgat’ın müdahil davacılar temsilcileri tüm dosyayı verebileceklerini teklifinde bulundu, fakat baş hakim teklifi reddetti. Onun yerine baş hakim şunu istedi: Her bir yapılan siteminde, sayfayı yazılı halde önceden baş hakime ulaştırılmak zorundalar.

İki şahit perşembe gününde yine sorgulanacaktır. Eğer baş hakim, kendisinin karar verdiği zahmetli yöntemi devam ettirirse, bu sorgulama daha çok sürer. Konuşmak istemeyen şahitleri, konuşturmak için baş hakim ‘Götzl’ çok zorluk çekiyor. Onun şuanki dava yönlendirmesi davayı yavaşlaştırıyor.

28.11.2013

‘Zschäpe’nin kuzeninin sorgulanmasının devamı

Bugün ‘Beate Zschäpe’nin kuzeni ‘Stefan A.’nın sorgulası devam etti. Önceki değindiğimiz haç yakmada, orda görünen çeşitli kişilerin olduğu ve ‘hitler selamlamasına’ benzeyen bir hareket yapılan bir resimde şahit, suçlu olan ‘Wohlleben’, ‘Gerlach’, ‘André Kapke’ ve ‘Uwe Böhnhardt’ı tanıdı.

İddiasına göre, kendisi sağ ideoloji geçmişini bitirip ve şimdi kendisiyle barışık olduğudur. Avukat ‘Narin’, şahidin Facebook sayfasından resim gösterdi. Taleplerin içinde şuda vardı: “Sinti ve Roma yerine, nene için para”, bu ‘NPD’nin federal parlamento seçim propagandasıdır. Bu kanıtla şahidin iddiasını müdahil davacı temsilcisi avukat ‘Narin’ çürüttü.

Müdahil davacılar tarafından birkaç soru sorulduktan sonra, şahit ‘Zschäpe’nin savunmacılar ‘Heer’ ve ‘Sturm’ tarafından sorgulandı. Hiç görülmeyen hedef ve sonuç ile Federal kriminal dairesi tarafından yapılan sorgulama şartları ve iki televisyon röportaj hakkında soru sordular.

Dava gününün sonunda baş hakim bir karar duyurdu: Müdahil davacılar tarafından yapılan dilekçe, İhbarcı başkan ve başka bir davada suçlu olan ‘Andreas Temme’ ye karşı olan davanın dosyasını bu davaya eklenilmesiniydi. Birkaç evraklar kulanılacaktır onun haricinden bu dilekçe reddedildi. ‘Temme’ ve onun bir ihbarcısı daha haftaya ifade verecekler.

27.11.2013

‘Zschäpe’ ailesi: Annesi susuyor, kuzeni gizliyor

Bugün, ‘Beate Zschäpe’nin kuzeni ve annesi, aile üyeleri olarak, ana davalının kişiliğini ve gelişmesine yönelik bir tanımlama yapmalılardı. Fakat annesi, yakını olduğunundan dolayı ifade verme reddetme hakkını kullandı ve 3 dakika sonra salonu terk etti.

‘Zschäpe’nin kuzeni ise farklıydı. ‘Stefan A.’ kendisini ‘Jena’nin nazi grub’larına takılan, ‘Skinhead-fraksyonuna’ ayrıca politikayla hemen hemen hiç alakası olamayan bir eğlence üye olarak tanıttı. 1990’da ‘Jena’nin ruh halini bu şekilde tanıtıyor: “Müzikleri kıştıyor. Çoğunun düşündüklerini, müzikleri dile getiriyor. Devlete, göçmenlere, solculara, kommunistlere karşı.” Sağ kesimde ‘Beate Zschäpe’de varmış. ‘Zschäpe’ kendine güveniyormuş. Onun ilk uzun vadeli olan erkek arkadaşıda ‘o tarzda’ giyiniyordu, fakat o fazla ciddiye alınmıyormuş. ‘Beate’nin sonradan gezdığı ‘Uwe Mundlos’ ve ‘Uwe Böhnhardt’ farklılarmış, çünkü onlar müziğe ve politiğe ilgileri varmış.

Kendisi ama ‘Jena’nın Nazi kesminde rol aldığını inkar ediyor. ‘Schäfer’ raporunda ve eyalet kriminal dairesinin raporlarına göre, kendisinin ‘Kameradschaft Jena’ (Jena’da bir nazi arkadaş birliği) nın sekiz kişinin arasında aktif bir üye olduğunu denildiğinde, rolünü zarasız göstermeye çalışıyor.

Nerdeyse tüm ardından gelen detailı sorularda – misal birlikte gidilen konserler, ‘Nürnberg’e yapılan yolculuklar ve görüşmeler – hafıza sorunuyla cevablandırıyor. En azından ‘Uwe Mundlos’un ‘Jena’nın arkadaşlık birliği için ceza evinden ‘chemnitz’li ve sonradan ihbarcı olan ‘Thomas Starke’yle mektup ilişkisini devam sürdürdüğünü, ayrıca ona şahidin selamlarınıda illettiğini, söyledi. ‘Starke’ ve diğer bilinen kişilerin ‘Chemnitz’ ‘Blood and Honour’nın yönelten kadrolardan olduklarını hatırlıyamıyormuş. Belliki bu şahitte diğer Nazi çevresindeki şahitler gibi aynı yoldan gidiyor: “Herşeyi unuttum!” Ona belli resimler gösterildikten sonra mecbur, ‘Ku Klux Klan’a benzeyen haç yakılmalara katıldığını ve kendisini ‘Kühnengruss’ yani ‘Hitler selamlamasına’ benzeyen bir hareketnen resim çektirildiğini, itiraf etmek zorunda kaldı. Fakat kendisi hiçbir zaman o selamlama ne olduğunu bilmeyerek yapmış.

Mahkeme onu bıraktı, çünkü suçlamayı onaylayan önemli ifadeleri zaten verdi: ‘Beate Zschäpe’ kendisine güveniyordu. Yanında olan iki erkekten ezdirmedi kendisini ve onları kontrol altında tutuyordu. ‘Zschäpe’ Nazi ve kendi çevresinde olan kişiler ‘Mundlos’, ‘Böhnhardt’, ‘Kapke’, ‘Gerlach’ ve ‘Wohlleben’ile eşit haklara sahip olan üyeydi.

Yarın onun sorgulanması devam edecek. Suçlu olan ‘Eminger’in eski kız arkadaşından hariç, yarın için çağırılan şahitlerin sorgulamaları iptal edildi.