15.04.2014

Yine „Anayasa Koruyucusu“ ve „Üçlü“nün boru bombalarıyla ilk denemeleri üzerine

İlk tanık Thüringen Eyalet Kriminal Dairesi’nden, 1998 yılı Ocak ayında bulunan boru bombalarını etkisiz hale getirip inceleyen bir patlayıcı madde uzmanıydı. Bu bulgu o zamanlar Zschäpe, Mundlos ve Böhnhardt’ın ortadan kaybolmalarına vesile olmuştu. Tanık, bombayı hazırlayanların kimi zahmetlere girdiklerini, yaralanmaların etkisini arttırmak için bombaya metal parçalar eklediklerini anlattı. Patlayıcı madde olarak karabarutun yanında (diğer tanıkların da ifadelerinde belirttikleri gibi Chemnitz „Blood and Honour“ üyelerinden edindikleri) TNT de kullanmışlardı. Ancak bombalar patlayıcı değildi. „Üçlü“ o zamanlar görünüşe göre yeterli bilgiye sahip değildi. Ama Nazi camiasının daha önce gerçekleştirdikleri halka yönelik eylemlerinden farklı olarak sadece sahte bombalar kullanmamış, patlayıcı bomba kullanmayı da denemişlerdi.
Böylece „Üçlü“nün henüz 1998 yılında patlayıcılı saldırıları ve özellikle de çivili bomba kullanmayı düşündükleri açıklık kazandı. Böyle bir çivili bombayı Nürnberg ve Köln’deki ilk patlayıcı madde saldırılarının ardından 2004 yılında Köln’deki Keupstraße’ye yerleştirmişlerdi. Ama polisin 1998 yılında diğer herşeyi üstünkörü şekilde soruşturduğu bir kez daha belli oldu. Tanığın raporu yaklaşık olarak 1998 yılı Ağustos ayında, yani bulunmanın yedi ay ardından hazırlanmıştı ve kullanılan TNT miktarını tespit etmek için bile zahmete girmemişti.

Anayasayı Koruma Dairesi çalışanı Temme’nin sorgulanmasına devam edilmeden önce Yozgat’ın temsilcileri birden çok delil talebinde bulundular. Temme bir iş arkadaşına 10.04.2006 tarihinde öğlen saatlerinde Halit Yozgat cinayetinin Ceska 83 model bir tabancayla işlendiğini, bu yüzden cinayet serisinin bir parçası olarak görülebileceğini anlatmıştı. Yozgat’ın müdahil davacıları, tanıkları ve basında çıkan haberleri Temme’nin o zamanlar ne polisten ne de basından cinayet silahı hakkında bilgi edinemeyeceğinin kanıtı olarak gördüler.

Ardından Temme’nin sorgusuna devam edildi. Evinde bulunan ve aralarında SS’in eğitim belgelerinin de bulunduğu eşyalarla ilgili olarak onları gençken kitapçılardaki kitaplardan kopyaladığını belirtti. Polise verdiği ilk ifadelerdeki çelişkileriyse açıklığa kavuşturamadı veya kavuşturmak istemedi.

Bunun ardından Temme, öldürülen Halit Yozgat’ın babası İsmail Yozgat tarafından sorgulandı. Yozgat son kez çaresiz bir çabayla Temme’yi bloke edici tavrını değiştirmeye teşvik etmek istedi ve ona bir kez daha o zaman Halit Yozgat’ı görmemiş olmasının kesinlikle mümkün olmadığını gösterdi. Temme bundan etkilenmedi ve hiçbir şey görmemiş olduğunda ısrar etti. Eyalet Dairesi’nin arkasını kolladığı açıktı.

10.04.2014

„Blood and Honour“ ile yeraltına II

Bugün eski destekçilerden Chemnitzli Mandy Struck’un sorgusuna devam edildi. (Struck’un önceki ifadeleriyle ilgili olarak 26.02.2014 ve 27.02.2014 tarihli bloglarda bilgi vermiştik.) Struck Nazi ideolojisini ve camianın şiddete yatkınlığını masum, kendisini de önemsiz gösterme çabalarına devam etti. Ama ısrarlı sorular sonucunda en azından birkaç detay günışığına çıktı. Heyet başkanının tanığa birçok kez müdahil davacıların sorularından kaçınmamasını söylemesi ve kendisinin de „Blood and Honour“ın yapılarıyla ilgili eleştirel sorular sorması olumlu anlamda göze çarptı.

Sorgunun sonunda avukat Hoffman, Struck’un ifadesinin bütününe dair aşağıdaki açıklamayı yaptı:

Sorgusuna bugün devam edilen Mandy Struck hem Chemnitz’deki hem de Almanya çapındaki Nazi camiasıyla yakın ilişki içindeydi. Kendisi Chemnitzli „Blood&Honour“ ağı ile Chemnitzli „88-er“ grubunun bir parçasıydı. Tanıklar Starke ve Roth’un ifadelerinden bu iki grubun aslında örtüştüğünü biliyoruz.

Struck, Ulusal Tutuklular yardım örgütündeki çalışması ve Nürnberg Frankoniyen Aksiyon Cephesi’ne olan bağlılığyla ülke çapında etki sahibiydi. Böylelikle örneğin tutuklu bir „yoldaş“ ile birlikte bölgeler üstü bir Nazi dergisi olan „Landser“de Naiz camiasındaki anlaşmazlıkların ortadan kaldırılmasına yönelik bir çağrıyı kendi imzasıyla yayınlatabiliyordu. Bir kadın grubunun kurulmasına ve afiş asma eylemlerine öncülük etmişti. Tanık sorgusunda bilerek önemini, bağlantılarının niteliğini ve farklı Nazi ağlarına olan bağını önemsizmiş gibi göstermeye çalışmıştı. Örneğin ruhsatı kendisine ait olan bir aracın plakasının (-BH 88) onun için „Bike-Halterin Honda Hornet“ anlamına geldiğini iddia etti. Oysa ki bunlar Nazi çevrelerinde sürekli kullanılan „Blood and Honour“ ve „Heil Hitler“in kodlarıydı. Ama yine de „White Power Mandy“ takma isminin nedeninin ceketine sürekli bir „White Power rozeti” takması ve böylece militan ırkçı savaşa göndermede bulunması olduğunu itiraf etti.

Tanık Struck Thomas Starke etrafında oluşan Chemnitzli Blood and Honour örgütünün parçası olarak ve onlardan aldığı görevle, Zschäpe, Böhnhardt ve Mundlos’a ortadan kaybolmalarının kısa süre ardından kalacak bir yer bulunmasını organize etmişti. Kendi verdiği bilgilere göre de şu ana kadar „Üçlü“nün ortadan kaybolmasına desteği olan herkes Blood and Honour ağındandı. Yani bir yapıya sahip organize bir destek sözkonusuydu, Federal Savcılık’ın suçlamada öne sürdüğü gibi tekil şahıslar tarafından bireysel bir yardım değil.

09.04.2014

Anayasayı Koruma Dairesi gerçeklere karşı

Bugün ilk olarak Kassel’de gerçekleşem Halit Yozgat cinayetinin tanıklarından birini sorgulamış olan bir kriminal polis sorgulandı. Bu tanık olayın gerçekleştiği sırada telefonla görüşüyordu ve sesleri duymuş, ama onları silah sesleri olarak algılamamıştı. Katillerden birini görmüştü, ama bu sadece göz ucuylaydı ve bu yüzden daha ayrıntılı bir açıklamada bulunamıyordu Ama verdiği tarif (genç, güçlü, oldukça uzun) hem Mundlos’a hem de Böhnhardt’a uyuyordu. İşledikleri suçlarla ilgili olarak da hali hazırda cinayet silahı ve itiraf videoları gibi yeteri sayıda delil vardı.

Tanığın sorgularının neden Yozgat cinayetinin eski dosyaları arasında bulunmayıp ancak mahkemenin talebi üzerine sonradan teslim edildiklerine cevap veremedi. Tanığa neden olay anında internet kafede olduğu bilinen Anayasayı Koruma Dairesi görevlisi Temme’nin resminin gösterilmediğini de pek yanıtlayamadı.

Akşamüstü Temme’nin bir iş arkadaşı olan Frank Fehling sorgulandı. Fehling olayın birkaç hafta sonrasında yaptığı bir telefon görüşmesinde Eyalet Dairesi yöneticisi Irrgang’a herşeyi anlattığı ve „polisteki gibi kısıtlayıcı şekilde“ ifade vermediği gerekçesiyle Temme’yi övmüştü. Polis konuşmayı dinlemişti ve konuşma böylelikle Temme’ye karşı dosyalar arasına girmişti, ama Temme’nin cinayet hakkında polise söylediğinden daha fazlasını bildiği yönündeki ifadenin önemine rağmen NSU davasıyla ilgili dosyalar arasına girmemişti.

Fehling, Anayasayı Koruma Dairesi yönetiminin ona ve dış şubenin diğer çalışanlarına, Temme’nin tutuklanmasının kısa süre ardından şüpheliler olarak polise karşı ifade vermemeleri yönünde direktif verdiğini anlattı. Temme ile yaptığı telefon görüşmesini başlangıçta şiddetle reddetti. Temme ile konuşmak istememiş, bunu kasten engellemişti. Telefon dinleme tutanaklarından konuşmaların içerikleri kendine okunduğunda da ilk olarak bu açıklamasında ısrar etti. Ama heyet başkanının ısrarla sorması üzerine başkanın bir inkarın daha kabul etmeyeceğini anlayıp böyle bir konuşma gerçekleşmiş olmasının ihtimal dışı olmadığını itiraf etti. Temme’nin Irrgang’la görüşmesinin söz konusu olduğunuysa yine hatırlamadığını öne sürdü.

Aynısı, Fehling’in Temme ile birçok kez soruşturmalar üzerine konuştuğu ve ona gelişmeleri haber vermeye söz verdiği konuşmaların dinlenmesi için de geçerliydi: Müdahil dava temsilcisi avukat Kienzle telefon dinleme tutanaklarını okudu, ama tanık hatırlamadığını, soruşturmalardan hep uzak durduğunu söyledi.

Müdahil davacılar açısından Anayasayı Koruma Dairesi çalışanı Fehling’in cüretkar şekilde yalan söylediği, çünkü Hessen Anayasayı Koruma Dairesi’nin kriminal polisin soruşturmalarına büyük ölçüde mani olduğunu saklamak istediği izlenimi yoğun bir şekilde oluştu.

08.04.2014

André Eminger’e dair ilk izlenimler

Bugün tanık André Eminger’in gençlik döneminden bir kız arkadaşı sorgulandı. Tanığın 1997 ile 1999 yılları arasında Eminger ile bir ilişkisi olmuş, ama sağ görüşleri ve bunun parçası olan yaşam stili kendisine aşırı ve kısıtlayıcı geldiğinden Eminger’den ayrılmıştı. Tanığın kendisi üvey babasının karşısına çıkan her fırsatta yabancıları azarladığı, Yahudi düşmanı deyişler sarfettiği ve Üçüncü Reich’ı yücelttiği bir ailede büyümüştü. Bu arka plandan bakıldığında ilk erkek arkadaşının (ve bir ölçüde kendisinin de) politik olarak bu eğilimlere sahip olduğunu kabullenmesi bariz şekilde zordu. Ama inatla soru sorulması üzerine Eminger’in henüz o zamanlar yeni nesil bir Nasyonal Sosyalist olduğu açıklık kazandı: Nazi-dazlak müziği, Nazi kıyafetleri, Nazi yayınları, Nazi konser ve gösterileri, yabancı düşmanı ve Germen Tanrıları hakkındaki deyiş ve sözlerin hepsi Eminger’in hayatının parçasıydı. Sorgusuna bu perşembe devam edilecek olan Mandy Struck ve Max-Florian B.’de daha o zamanlarda önemli bir rol oynamışlardı.

Tanık, bugün anlattığına göre ilişkilerinin bitmesinin kısa süre öncesinde sağ camiayı birdenbire pek iyi bulmamaya başlamıştı. Polise bahsetmediği bu konuşma sahiden de gerçekleştiyse, Eminger’in bu görüşü uzun süre dayanmamıştı.

Tanık, erkek arkadaşı Eminger ile birlikte bir kaç kez „Üçlü“ ile Chemnitz’de o zamanlar kendilerinin oturduğu evde kahve içmek için buluşmuş ve ufak tefek alışverişler yapıp aldıklarını eve getirmişti. Sözkonusu kişilerin kim olduğu kendisine söylenmemişti, sadece üçünün saklanması gerektiğini biliyordu. Destekçilerin kız arkadaşlarını bile kahve sohbetine getirebilmesinden Chemnitz’de ne çok sayıda kişinin Jena’lı üçlünün varlığından haberdar olduğu bir kez daha açıklık kazandı. Belli ki şehirdeki Nazi camiasının tamamı bu sırrı biliyordu. Anayasayı Koruma Dairesi ve Eyalet Kriminal Dairesi’nin bu sırrı nasıl olup da ortaya çıkaramadığıysa hala bir sır.

03.04.2014

Çaresiz anne

Uwe Mundlos’un annesinin tanık sorgusu babasının sorgusunun neredeyse zıttıydı: Ilona Mundlos, oğlu Uwe’nin kendisi tamamen engelli erkek kardeşiyle meşgulken nasıl gitgide ellerinden kayıp gittiğini ağırbaşlı ve çaresiz bir şekilde anlattı. „Pilot ceketini“ modern ve bakımı kolay olduğundan ona kendisi almıştı, kahverengi Nazi gömleğini giymesini oğluna yasaklamıştı, ama o sürekli Nazi arkadaşlarıyla dışarı çıkıyordu ve gelişimi üzerinde kendisinin bir etkisi yoktu. Hapisteki bir „yoldaşa“ yazdığını öğrenmişti. Bu kişi muhtemelen sonraki dönemlerde destekçi olan, Chemnitz’li polis muhbiri Thomas Starke idi. Buchenwald anma yerindeki aksatma eyleminin ardından oraya girmesinin yasaklandığını öğrenmişti, ama tüm bunlar belli ki yanıbaşında gerçekleşmiş, ancak kendi etkisi marjinal kalmıştı.

Oğlu ona polisin bir garajı bulduğunu, avukatının söylediğine göre 7 yıl hapis yatma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve bunun silahlarla ilgisi olmadığı ve orada kendine ait sadece yazı araç gereçlerinin bulunduğu halde söz konusu olduğunu söylemişti. 10 yıl uzaklaşması gerekiyordu, ardından geri gelecekti. Annesi bunu söyleyerek kendisiyle vedalaşan Uwe Mundlos’u bir daha hiç görmemişti.

Andre Kapke bu son ziyaretinde oradaydı. Juliane Walther ile bu konuyla ilgili olarak iki kez konuşmuştu: Juliane Walther şu ana kadar bu görüşmeyi reddetti. Bunu sorgusunun devamında açıklığa kavuşturması gerekecek.

02.04.2014

„Blood and Honour“ ile yeraltına I

Bugünün tanığı olan ve Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’ye ortadan kaybolmalarının ardından Chemnitz’de kaldıkları yeri ve öncesinde de patlayıcı madde sağlayan Thomas Starke, hakkında NSU’yu desteklemekten hala soruşturma yürütüldüğünden beklendiği üzere ifade vermeyi reddetti. Ama Starke toplam yedi kez polise ifade vermişti ve böylelikle önlem olarak çağrılmış olan sorgu memuru ifade vererek bu kez Starke’nin ilk iki sorgusunu anlattı.

Starke ifadesini sorgulamalar sürecinde düzeltip net bir hale getirdiğinden bu ifade ancak tüm sorgular tamamlandıktan sonra nihai olarak değerlendirilebilecek. Bu da daha bir kaç duruşma günü sürecek. Bugün ilk iki ifadeyle ilgili sorgu bile bitirilemedi, çünkü Beate Zschäpe 15:53’ten itibaren yorgunluk ve başağrıları nedeniyle, çağrılan yerel mahkeme doktorunun da onayladığı üzere duruşmaya katılacak durumda değildi.

Ama Starke’nin ifadelerinin Chemnitz ve kısmen Zwickau’daki destekçiler ağının yapısını ortaya çıkarmayı mümkün kılacağı şimdiden söylenebilir. „Üçlü“ burada büyük kısmı „Blood and Honour“a dahil olan bir ağ tarafından destekleniyordu. „Blood and Honour“ ise müzik dağıtımcılığından konser organizasyonlarına „ırkların savaşı“ mesajını yayan uluslararası bir örgüt. Starke’nin yanında evini üçlüye ilk olarak açan Rothe ve Max-Florian B.’nin konaklamasının organize edilmesine yardımcı olan Mandy Struck da „B&H“ üyeleri arasındaydı. Böylelikle 1996/1997 döneminde TNT patlayıcı dolu bir ayakkabı kutusunu hiç para ödemeden edinmesi için Starke’nin başka bir üyeden rica etmesi yeterliydi. Üçlünü aranmasının ve sonunda ortadan kaybolmalarının nedeni olan bombanın sahte olması, Starke’ye göre o kadar hızlı şekilde fitil bulamamalarından da kaynaklanıyordu. O dönemde, yani üçlünün ortadan kaybolmasından belirgin şekilde önce, Mundlos silah da edinmek istemişti.

Starke ayrıca 1996/1997 yıllarında Zschäpe ile kısa bir aşk ilişkisi yaşadığını anlattı. Bu ilişkiyi derinleştirmek, Zschäpe ile aynı eve taşınmak istiyordu. Ama Zschäpe’nin aklında sadece iki Uwe ve politika vardı ve bir ilişkiye ayıracak zamanı yoktu. Zschäpe onunla seve seve fikir alışverişinde bulunmuş, NPD reklamı yapmış ve „Blood and Honour“ camiasını gösteriler ve politik eylemlere az katılmakla eleştirmişti.

01.04.2014

Chemnitz Ağı

İlk olarak muhbir Tino Brandt’ın gözetmenliğini yapan Anayasayı Koruma Dairesi görevlilerinden biri yeniden sorgulandı. Başlangıçta Brandt’ın onları kandırdığını düşünmüş, ama zamanla aralarında olağan, iyi bir işbirliği oluşmuştu. Brandt’ın „fişini çekmesi“ gerekmişti, çünkü Eyalet Dairesi’nin yöneticisi Roewer, Brandt’ın asıl muhbir başı olan Wießner’in kendisini kandırmak istediğine inanıyordu. Bu tanığın da Tino Brandt’ın sorgusunun ardından yeniden Münih’e gelmesi gerekecek.

Ardından şu ana kadar bilindiği kadarıyla üçlünün ortadan kaybolmalarının ardından Chemnitz’de ilk konaklamalarını sağlayan Thomas Rothe sorgulandı. İlk olarak „Kapımın önüne geldiler, ardından bende kaldılar“ gibi ifadelerle daha ayrıntılı soruları engellemek istedi. Sabırla soru sorulmaya devam edilmesi üzerine Rothe’nin Chemnitz’deki Nazi müzik camiasıyla bağı olduğu, uluslararası Nazi müzik gruplarının üyelerini sıklıkla evinde misafir ettiği ortaya çıktı. Rothe; Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’nin de bir süre yanında kaldıklarını, özellikle de taşınmalarının ardından ve 2001 yılına kadar hem Chemnitz hem de Zwickau’da onlarla düzenli olarak buluştuğunu anlattı.

Üçlüyle bağlantı Thomas Starke üzerinden sağlanmıştı. Starke üçlüyle birlikte ona gelmiş ve üçlüyü yanına almasını rica etmişti. Starke onu aramıştı da ve bir arama çağrısıyla ilgili olarak televizyonda gördüğü bir habere dikkatini çekmiş, haberle ilgili olarak „yanındakilerin kim olduğunu biliyorsun“ yorumunda bulunmuştu. Rothe’nin kendisi de en azından Thomas Starke’nin de üyesi olduğu ve üyelerinin büyük kısmının Sachsen’den olduğu Nazi örgütü „Blood and Honour“ın üyesi olduğunu itiraf etmişti. Thomas Starke çarşamba günü sorgulanacak.

İlginç olan iddianamede örgütten üstünkörü bahsedilmesine rağmen heyet başkanının „Blood and Honour“ ile ilgili yoğun şekilde soru sormasıydı. Tanık buna rağmen „B&H“ faaliyetleri nedeniyle kendisine karşı açılan ve 2010 yılında „hafif suç“ nedeniyle durdurulan davaya işaret ederek diğer „B&H“ üyeleriyle ilgili soruları bloke etti. Ancak heyet başkanı kendisini para cezası ve disiplin hapsi ile tehdit ettikten sonra Rothe, bu dava nedeniyle olası bir susma hakkına işaret etti. Şimdi soruşturma dosyalarına başvurulacak. Tanık bir sonraki sorgusunda mahkeme tarafından büyük bir baskıyla karşılaşacak.

27.03.2014

“Karşılıklı olarak birbirinizi kışkırtıyordunuz” – Muhbirler ve muhbir başı

Bugün ilk olarak Juliane Walther’in dün başlayan sorgusuna devam edildi. Tanık pişkince oynadığı ikili oyununa devam etti. Bir yandan hatırlamadıklarını öne sürerek rol yapmayı sürdürdü, diğer yandan kendisini ve yoldaşlarını basının ve sol kamuoyunun asıl kurbanları olarak gösterdi. Sorgunun doruk noktası yine Wohlleben, Gerlach, Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe ile birlikte “Pogromly” oynadıkları akşama dair aklında kalan sıradışı bir şey olmadığını anlatmasıydı: “Bu yalnızca bir grup oyunuydu, karşılıklı olarak birbirinizi kışkırtıyordunuz, normal bir oyun oynadığımda olduğu gibi.”

Thüringen Vatan Koruma lideri Tino Brandt’ın muhbir başı ve artık emekli olan Thüringen “Vatan Korumacı” Wießner’in sorgusu bugün yüzeysel kaldı. Wießner’in Tino Brandt’ın sorgusunun ardından bir kez daha ayrıntılı şekilde sorgulanması gerekiyor. Wießner, Tino Brandt’ın 1994 yılında nasıl işe alındığını, bir kez 2000 yılında ve kati olaraksa 2001 yılında “fişinin nasıl çekildiğini” anlattı. Brandt her zaman son derece işbirlikçi olmuştu, para için herşeyi tedarik etmişti. Resmi daire için yıllar boyunca aşırı sağcılık alanındaki en önemli kaynak olmuştu, o olmadan Eyalet Dairesi’nin makul bilgiler vermesi mümkün değildi. (Bir Anayasayı Koruma Eyalet Dairesi’nin politik değerlendirmelerinin önemli bir kısmını bir muhbirin verdiği bilgilere dayandırması, böyle bir devlet dairesinin feshi için çoktan yeterli bir sebep teşkil ediyor.)

Tanık Wießner üçlünün kaçarken kullandığı aracı Jena’ya geri götüren Andreas Rachhausen ve tanık Juliane Walther’in kendisi için muhbir olarak çalıştıklarını ifade etti.

Wießner’in temsilcisi olarak birçok kez Tino Brandt’la bağlantı kıran tanık Zweigert’in sorgusu bu bağlantıları hatırlamadığını söylediğinden çok daha kısa sürdü.

26.03.2014

Yalanlar ver Masum Gösterme Çabaları V – Juliane Walther

Bugün Juliane Walther sorgulandı. Walther Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin ortadan kayboldukları sırada Ralf Wohlleben’in kız arkadaşıydı. Garajdaki bomba imalathanesinin bulunmasının ardından Böhnhardt başka bir „yoldaşla“ birlikte tanığın meslek okuluna gelmiş, onunla birlikt önce Wohlleben’i uyarmak için Erfurt’a, sonra da evlerinden Zschäpe’nin eşyalarını almak için tekrar Jena’ya gitmişti. Mundlos’un evinden de eşyalarını almak istemişti, ama o anda orada arama yapmakta olan polis tarafından yakalanmış ve doğrudan arama tanığı olarak görevlendirilmişti.

Sorgu sağ camiadan pek çok tanığınkinden daha da sert geçti. Tanık neredeyse hiçbir şey hatırlayamadığını öne sürdü. Heyet Başkanı Hakim Götzl tanığa hafızasındaki boşluklara, (özellikle de iki yıl önce polise daha ayrıntılı bilgiler verdiğinden) inanmadığını fazlasıyla belli etti. Zschäpe und Wohlleben’in avukatları defalarca anamsız itirazlarda bulunarak mahkeme heyeti veya müdahil davacılar tarafından köşeye sıkıştırıldığı zamanlarda tanığın üzerindeki baskıyı azaltmaya çalıştılar.

Tanık her şekilde bir şey bilmediğinde ısrar etti ve kendini „kafasını karıştırmak“ niyetiyle soru soranların ve basının kurbanı gibi göstermeye çalıştı. Aynı zamanda kendine hangi soruların konuyla ilgili olup hangilerinin olmadığını değerlendirme hakkını verdi; mahkeme heyeti başkanı tafından da birçok kez bu konuda azarlandı. Tanık biri tarafından kendine „koçluk“ yapılıyormuş izlenimini veriyordu, örneğin defalarca polis tanıklarından farklı olarak polise verdiği ifadelerin tutanağını bir kez daha okuyamayacağını vurguladı.

Tanık „Üçlünün“, Wohlleben’in ve Kapke’nin ideolojik arka planlarıyla ilgili olarak da sorgulandı, ama burada da kaçamak cevaplar verdi ve onların „sağ eğilimli“ olduklarını söyledi. Zschäpe’nin evinde gözüne çarpan bir şey olmamıştı, gayet normal döşenmiş bir evdi. Ama diğer tanık ifadelerinden örneğin duvarda bir Nazi bayrağı asılı olduğu biliniyordu.

Hiç olmazsa Böhnhardt, Mundlos, Zschäpe, Holger Gerlach ve o zamanlarki erkek arkadaşı Wohlleben ile birlikte „Pogromly“ oyununu oynamış olduklarını anlattı. Sorgusunun tamamında olduğu gibi, oyunun çirkin Yahudi düşmanı içeriklerinden uzak durduğu ne duyuldu ne de hissedildi. Tanık bugün faal şekilde Nazi politikası yürütmüyor gibi görünüyor, kendini yandaş olarak tanımlıyor ama NSU’nun işlediği suçlarda kendinin veya o zamanlarki erkek arkadaşının da sorumluluğu olduğunu itiraf etmeye istekli değil.

Mahkemenin, Jena’nın sağ camiasından tanıkların öne sürdükleri „hafıza boşluklarına“ artık inanmaması sevindirici.

Sorgunun yarın öğleden önce tamamlanması bekleniyor.

25.03.2014

Max-Florian B.’nin ifadesi Zschäpe ve Eminger’in aleyhine

Bugünkü duruşmanın tamamı NSU destekçisi Max Florian B.’nin vermiş olduğu ifadelerin kendisini defalarca sorgulamış olan iki polis memuru tarafından aktarılmasından ibaretti. B.’nin kendisi ifade vermeyi reddediyor.

Max-Florian B., terörist örgüt NSU’nun Zschäpe, Böhnhardt ve Mundlos’un ortadan kaybolmasının ardından gelişiminin bilhassa önemli bir evresine bizzat dahil olduğundan suçlamalarla ilgili olarak çok önemli bir tanık. Mahkemenin de B.’nin ifadesine ne kadar önem verdiği, heyet başkanı Hakim Götzl’ün iki memura, çok detaylı şekilde ifade vermelerinin ardından sorgu tutanaklarının neredeyse tamamını yeniden okuması ve teker teker doğrulatmasından da anlaşıldı.

„Üçlü“ başlangıçta B.’nin evinde, B. ise o zamanlarki kız arkadaşı Mandy Struck’un evinde yaşamıştı. İlişkilerinin bitmesinin ardından dördü birden B.’nin evinde kalmışlardı. Ama ondan sonra da, hatta B. görünüşe Nazi camiasından ayrıldıkan sonra da 2009-2010 yıllarına kadar çeşitli görüşmeler ve çok sayıda telefon görüşmesi gerçekleştirmişlerdi. Bu görüşmelerde üçlü B.’ye, onun kimliğini (Mundlos’un B.’nin adına bir pasaportu vardı) kullanmaya devam edebilmek amacıyla yaşamındaki değişiklikleri sormuştu. B. o zaman da üçlüye Mundlos’un pasaportu kullanarak hesap açtığı Commerzbank’dan gelen postalar gibi çeşitli belgeleri iletmişti.

B. çok sayıda sorgulamada anlaşılır şekilde Beate Zschäpe’nin örgütün eşit haklara sahip bir üyesi olduğunu ortaya koymuştu. Zschäpe ona 1996 yılında üzerinde „Yahudi“ yazan bir kuklanın asılması ve bir sahte bomba hazırlanmasında kendisinin görev almadığını, çünkü bunun için fiziksel anlamda yeterince güçlü olmadığını, ama planlama ve diğer eylemlere tamamen dahil olduğunu söylemişti. B.’nin ifadesinden sonra Zschäpe’nin grubun eşdeğer bir üyesi olduğu kesinkes varsayılabilirdi. B.’nin evden taşınmasından sonra da olsa henüz Chemnitz’de kaldığı sırada planlanan ve gerçekleştirilen banka soygunu sırasında grup, B.’nin tarif ettiği yaşam koşulları içerisinde silahlı eylemlerine başlamıştı.

B. sorgu memurlarına da Thomas Starke ve Fiedler kardeşler etrafındaki grubun bu dönemde baş destekçiler arasında olduğunu doğrulamıştı. Starke bundan önceki yıllarda da, üçlüye sahte bombalar için patlayıcı madde sağlamak adına „Blood and Honour“ bağlantılarını kullanmıştı. Burada vahim olan Starke’nin 2000’den 2005 yılına en azından Eyalet Kriminal Dairesi’nin muhbiri de olmasıydı. Starke önümüzdeki hafta sorgulanacak.

Ama sadece Zschäpe değil, müşterek davalı André Eminger de bu ifadeler sonucunda önemli şekilde suçlanıyordu. B. sorguları sırasında Eminger’in en azından üç kez evinde olduğu ve üçlüyü ziyaret ettiği bilgisini vermişti. Eminger’le kimliklerinden birini onlara vermesi konusunu tartışmışlardı, ama B.’nin bilmediği sebeplerden bu gerçekleşmemişti. Böhnhardt ve Mundlos’la yapılan tüm konuşmalarda Eminger’in bahsi geçiyordu. B. üçlüden André Eminger’in çocukları, mesleği ve üzerinde „Die Jew Die“ (Öl Yahudi Öl) yazan dövmeleriyle ilgili bilgi almıştı. B. Eminger’in üçlüyü sıklıkla ziyaret etmesinden dolayı sonraki zamanlarda üçlünün yakınında oturduğunu düşünüyordu. 2011 yılında Eminger B.’yi aramıştı ve onlarla ilgili sadece „Üçlü“den elde edilmesi mümkün olan bilgiler vermişti.

Max-Florian B.’nin ifadelerinin anlatımlarından André Eminger’i üçlünün henüz ortadan kaybolmalarının ardından Chemnitz’de üçlüyle yakın ilişki içinde olduğu ve onları erken dönemde desteklediği kesin şekilde anlaşılıyordu.

B.’nin üçlünün Chemnitz’de kaldıkları dönemin sonuna dair açıklamaları da son derece ilginçti. Üçlünün Chemnitz „camiasında“ mevcudiyetlerinin herkes tarafından bilindiği ve taşınmalarının bu yüzden gerekli olduğuna dair pek çok konuşma olmuştu. O dönemde Nazi camiasındaki muhbir sayısının çokluğu düşünüldüğünde bunun Anayasayı Koruma Dairesi ve adli kovuşturma görevlilerinden gizli kalmış olması mümkün değildi.