28.10.2015

Sanık Gerlach’ın “Nazi çevrelerinden ayrılması” ile ilgili delil tespiti dilekçeleri

Bugünün tek tanığı da NSU’nun gözetleme notlarını değerlendirmişti. Somut olarak bir Kuzey Almanya haritasında Mecklenburg’un batısındaki bir sanayi bölgesi işaretlenmişti. Soruşturmalar sonucunda orada yasaklı Nazi müziği nedeniyle aranmış olan bir matbaanın varlığı ortaya çıkmışı.

Bunun ardından müdahil davacılar sanık Gerlach’ın Nazi çevrelerinden ayrılmış olduğu iddiasıyna yönelik çeşitli delil tespiti dilekçeleri verdiler. Gerlach esas duruşmada yaklaşık 1999 yılından bu yana Nazi camiasından manevi olarak uzaklaşmış olduğunu ve 2004 yılında da tamamen çıktığını, ama iki kez daha gösteriler katılmış olduğunu öne sürmüştü (ifadesiyle ilgili olarak bkz. 06.06.2013 tarihli blog). Haklarında dilekçe verilen deliller bu iddiaların doğru olmadığını kanıtlayacaklardı: Gerlach 2002/2003 yıllarında halen NS’de farklı yetkilere sahip olan Heise’nin yakın çevresindeydi ve bu çevreye sadece sabit bir ideolojiye sahip “silah arkadaşları” girebiliyordu. En azından bir Neonazi gösterisine daha katılmıştı, 2011 yılına kadar internette çeşitli Neonazi sayfalarında geziyordu, daha 2011 yılında ırkçı içeriklere sahip SMS’ler göndermişti ve şiddet eylemleri işleyem NS örgütü “Hammerskins” in İtalya’da düzenlediği bir konsere davet edilmişti. Bilgisayarında da “Pembe Panter” karakterinin göründüğü çeşitli belgeler silinmişti. Bu belgelerin ne zaman silindiğinin soruşturulması Gerlach’ın NSU’nun suçları üstlendiği videoya dair bilgisi olup olmadığına yönelik ipucu verecek.

Bunun dışında Thorsten Heise’nin aralarında Tino Brandt’ın da bulunduğu “silah arkadaşları” ile yapmış olduğu konuşmalarla ilgili dilekçe verildi. Heise bu konuşmaları gizli şekilde kaydetmişti. Konuşmalarda örneğin Brandt, Jena Silah Arkadaşlığı’nın “mutlak NS-silah arkadaşlığı” olduğunu söylüyor ve Anayasayı Koruma Dairesi’nin, ortadan kaybolan üçlü nedeniyle Thüringen Vatan Koruma’nın bir terör hareketinin yasal kolu gibi bir şey olabileceğini düşündüklerini belirtiyordu. Heise ülke çapında “yeterince” silahlı olan gruplardan bahsediyordu.

Ardından müdahil davacılar Anayasayı Korum Dairesi’nin “Tarif” kod adlı muhbirinin çağrılması için vermiş oldukları dilekçeyi daha ayrıntılı şekilde açıkladılar (bkz. 20.10.2015 tarihli blog). Mahkeme bunun ardından delil tespiti dilekçelerini reddeden başka hükümler okudu. Reddedilen dilekçelerin daha ayrıntılı bir listesini vermeyeceğiz, çünkü mahkemenin şu anki yaklaşımını tek bir cümleyle özetlemek mümkün: Her şey reddediliyor. Mahkeme düpedüz bir şekilde olayların daha çok aydınlatılmasını engelliyor.