29.09.2016

Zschäpe konuştu, ama yeni bir şey söylemedi. Mahkeme ise her türlü aydınlatma çabasını reddtmeye devam ediyor

Bugün ilk olarak Zschäpe’nin savunmasının mahkemenin son sorularına verdiği yanıtlar okundu. Avukatlar Grasel ve Borchert yine büyük bir başarı göstermedi: Bir kez daha Zschäpe’nn kıyısından köşesinden bile olsa hiç bahsetmemiş olduğu, ama gerçek olsalar muhakkak çok önemli olacak olaylar öne sürüldü ( bu sefer Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt arasında geçen, ama Zschäpe’nin daha sonra “daha fazla detay vermek istemediği” bir kavga söz konusuydu). Açık çelişkiler (bu durumda Mundlos’un cinayetleri fotoğrafladığı, ama kendisinin cinayetlerle ilgili bir şey bilmediğine dair bilgiler) bunların sadece Zschäpe’nin “tahminleri” olmasıyla açıklandı.

Borchert şaşırtıcı şekilde müvekkilinin kendisinin de bir şey söylemek istediğini duyurdu. Ardından kağıttan bir kaç cümle okudu. Okuduklarının içeriği savunma stratejisi göz önüne alındığında pek şaşırtıcı değildi: Zschäpe kendisini daha önce Böhnhardt ve çevresinin “ulusalcı ideolojisiyle” tamamen özdeşleştirmiş, ama daha sonra bundan uzaklaşmıştı. Böhnhardt ve Mundlos’un kurbanlar ve ailelerine yapmış olduklarını ve “kendi hatalı davranışını” bu bağlamda “kınıyordu.” Bu söylediklerinin ciddiyetten naıl uzak olduğu hemen belli oldu: Müdahil avukat Scharmer’in Zschäpe şimdi kurbanların ve ailelerinin sorularını yanıtlayacak mı sorusu üzerine yine avukatına cevap verdirtti ve avukatı buna yine engel oldu.

Müdahil davacılar buna karşılık çok sayıda delil tespiti dilekçesi vermeye devam ettiler. Dilekçelerden birinde Zschäpe’nin 1997 yılında, Nazi avukatı Jürgen Rieger tarafından yürütülen ve eski Naziler ve Nezonazilerin tarihi Nasyonal Sosyalizmine yakından bağlı bir birlik olan “Germen İnancı Birliği- Mahiyetine Uygun Yaşam Tasarımı Birliği”nde bir eğitime katılmış olduğu konu ediliyordu. Zschäpe polis raporlarına göre etkinliği başka Jenalı Neonaziler ile ziyaret etmişti ama bunların arasında Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt yoktu.

Mahkeme yeniden müdahil davacıların dilekçelerini reddederek bununla hakiki bir aydınlatmayla hala ilgilenmediğini gösterdi. Bu dilekçelerin konuları arasında Wohlleben’in başkalarıyla birlikte organize ettiği ve farklı Avrupa ülkelerinden gelen “Blood and Honour”a yakın neofaşistlerin bir etkinliğ olan “Halkların Festivali” de vardı. Ama mahkeme bunun karar için önemli olmadığnı, çünkü Wohlleben’in oraya çağırdığı kişilerin politik içeriklerini paylaştığından ya da görüşlerinin olayın gerçekleştiği 1999/2000 dönemi ve 2000’lerin ortasında gerçekleşen etkinlikler arasındaki zamanda sabit kaldığından emin olunamayacağını gösterdi.

Bu kılı kırk yaran gerekçe dilekçelerdeki taleplerin sınırlarını aşıyordu.