26.04.2018

Zschäpe’nin seçilmiş avukatlarının mütalaası sona erdi. Tipik Alman bir tavır: Kurban benim

Bugün avukat Grasel, Zschäpe’nin savunmasının mütalaasına devam etti. Bugün hukuki açıklamalara başlayacağını duyurmuş olsa da, sürekli olarak delillerin değerlendirilmesine dönüş yaparak meslektaşı Borchert’in neredeyse tüm argümanlarını tekrarladı. Müvekkilinin davranışları NSU’nun cinayet ve cinayet teşebbüslerinde suç ortaklığı olduğunu göstermiyordu. Özellikle de Zschäpe, Böhnhardt ve Mundlos’un yasadışı yaşamlarını gizlemeleri, sadece tutuklanmalarını önlemeye yönelikti ve bunun işledikleri suçların mümkün kılınmasıyla bir ilgisi yoktu. Grasel bunun ardından bir kez daha Zschäpe’nin 1998 ile 2011 yılları arasındaki delillerle tespit edilmiş olan çok sayıda faaliyeti hakkında açıklamalarda bulunarak sözü geçen bu eylemlerin suçlandığı cinayet eylemlerinin “mümkün kılınmasını” neden şart koşmadığını ayrıntılı şekilde açıklamaya çalıştı. Ona göre Zschäpe’nin gerçekleştirmiş olduğu eylemler içerisinde başka biri tarafından da gerçekleştirilmesi mümkün olmayan bir eylem yoktu ve bu eylemlerdn hiçbiri cinayetlere veya cinayet teşebbüslerine doğrudan yol açmamıştı. Zschäpe sadece polis tarafından bulunmalarının öncesinde Böhnhardt ve Mundlos ile yaşamıştı ve bu yaşamı ikisi tarafından işlenen banka soygunlarıyla finanse etmek istiyordu.

Grasel bu yaklaşımıyla mevcut ama aynı zamanda ikna edici olan tüm bu ortak kanılardan kendini sıyırdı: Zschäpe Thüringen Vatan Koruma’nın Jena bölümünün faal bir parçasıydı, şiddet eylemlerine dahil olmuştu, kendisinin kiralamış olduğu garajda sadece bir bomba imalathanesi değil, örgütün yeraltında silahlı savaş konusuyla yoğun şekilde ilgilendiğini gösteren bir gazete arşivi de bulunuyordu. Zschäpe, Böhnhardt ve Mundlos ile birlikte Chemnitz’e gitmiş, orada Blood and Honour üyeleriyle birlikte silahlı savaş konusunda tartışmalara katılmıştı. Verdiği kararla Böhnhardt ve Mundlos’un yurtdışına gitmeyip Almanya’da kalmalarına neden olan oydu. Zschäpe sadece farklı evlerde yaşamıyordu, bilgisayarında NSU’nun dökümanları bulunuyordu, evde şehir planları, gözetleme notları, silahlar, NSU’nun gazete arşivi ve çok daha fazlası bulunmuştu. Cinayetlerin erkekler tarafından işlendiği sırada evde kalması ve böylece sırtını sağlama alması NSU’nun adeta kopyası olduğu “Turner Günlükleri”nin Nazi terör hücrelerinde kadınlara atfettiği role denk düşüyordu.

Ama Grasel’in argümaları kendi içerlerinde de tutarlı değillerdi: Zschäpe’nin kendisi ve meslektaşları tarafından hazırlanmış olan “itiraf”ına göre Böhnhardt ve Mundlos Zschäpe’ye işledikleri suçların herbirini kısa süre sonra anlatmışlardı. Kendi açıklamalarına göre bile, en azından ikiliyi daha fazla cinayet işlemekten alıkoyma yönündeki ilk sözde çabaların ardından böyle davranmaya devam etmesinin ikilinin başka cinayetler işlemesini mümkün kıldığını anlamış olması gerekiyordu. Ama Zschäpe’nin savunması böyle konularla ilgilenmiyordu.

Grasel bunun yerine anlamsız argümalarda bulunmaya devam etti. Örneğin “200 video klip montajlama” iddiası, televizyon dizisi “Dr. House”un video kayıtlarından reklamların çıkarılmasıyla ilgiliydi. Oysa ki bu dizi Almanya’da iddianın bir sene sonrasında yayınlanmaya başlamıştı. Grasel’in “çok sayıda konuşma” sonrasında Zschäpe’nin “artık sağ görüşe sahip olmadığını” temin edebileceğini söylemesi de aynı şekilde absürttü. Zschäpe gözaltındaki altıdan fazla yılın ardından “Siyonist istila rejimi”ne karşı savaşmaya devam etmenin şahsi pek bir çıkar getirmeyeceğini anlamış olsaydı bile verilecek hüküm için önemli olan 1998 ile 2011 yılları arasında hangi idelojiyi temsil ettiğiydi. Bu noktada Jena ve Chemnitz zamanıyla ilgili bilinenlerin yanında “Die Jew Die” (“Öl Yahudi Öl”) ve diğer Nasyonal Sosyalizm itiraflarını tüm vücuduna dövme yaptırmış olan André Eminger ve Susan Eminger ile olan yakın dostluğu, avukatının “inandıklarından” daha çok şey ifade ediyorlardı.

Borchert ve Grasel’in “itiraf” olarak adlandırdıkları yazılı açıklamada öne sürülen alkol bağımlılığı, Frühlingsstraße’deki evin kundaklanması sırasında içkili olduğu iddiası, dayak yediğini iddia ettikleri Beate Zschäpe’nin sözde bağımlı kişilik bozukluğu…Grasel mütalaasında tüm bunlara pek değinmedi bile. Sonuçta sadece evin kundaklanması ve itiraf DVD’sinin gönderilmesinin NSU’nun amacı na yönelik olmayıp sadece iki Uwe’nin bir vasiyetinin yerine getirilmesi anlamına geldiklerini, Zschäpe’nin ikisinin ölümünden sonra da devam eden bir bağımlılık nedeniyle kendini bunu yapmaya mecbur gördüğünü gerekçelendirmek için bunlardan bahsetti. Grasel buna rağmen yine Zschäpe’yi suçludan çok kurban olarak gösterdi: Aşk ve polis korkusu nedeniyle yeraltında yaşayan, iki Uwe “cinayet turunda”yken yaşadığı tüm evlerde korkmuş ve yalnız olan, Böhnhard tarafından baskı gören ve dayak yiyen, basın ve müdahil davacılar tarafından aşağılanan ve hakkında peşin hüküm verilen biri.

Tüm mütalaanın taçlandırılması için yeniden avukat Borchert’in çaba göstermesi ve cezanın tayiniyle ilgili açıklamalarda bulunması gerekti. En azından bu noktada Zschäpe’nin iddia edilen alkol bağımlılığının cezayı hafifletici unsur olarak öne sürmesi beklenirdi. Ancak Borchert bunu yapmadı ve böylece bu iddianın tamamen uydurma olduğunu ve yazılı açıklamanın inanılırlığını şüpheye düşüren bir başka yalan daha olduğunu itiraf etmiş oldu.

Borchert Zschäpe’nin, haberinin olduğu ve birebiryaşamış olduğu soygun olaylarındaki suç ortakllığı ve Frühlingsstraße’deki evin kundaklanması nedeniyle en fazla 10 sene hapis cezasına çarptırılmasının gerekli olduğu sonucuna vardı. Cezayı hafifletici unsur olarak yine Zschäpe’nin sözde özürünü gösterdi. Bu özüre Zschäpe’nin açıklamasının okunmasının ardından ayrıntılı şekilde değinmiştik. Gamze Kubaşık da o zaman bu özrü şu sözlerle açık şekilde geri çevirmişti:

“Mundlos ve Böhnhardt’ın cinayetleri için sözde “özrünü” kabul etmiyorum: Bu bir utanmazlık, özellikle de sorularımızdan hiçbirini yanıtlamayacağına yönelik açıklamasıyla bir araya getirildiğinde.”

Borchert’in “samimi özür”e değinmesi; Zschäpe’nin “itirafı”nın tümünün tamamen sanığın ve avukatlarının stretejik bir hamlesi olduğunu, Zschäpe’nin savunmasının NSU’nun kurbanlarının yakınlarının acı ve kederleriyle oynadığını ve bunu tamamen empati yoksunu şekilde kendi kurban mitlerini oluşturmada kullandığını bir kez daha gösterdi. Bu tutum, Zschäpe’nin ve avukatlarının Neonaziler tarafından çok sevilen suçluluğu tersine çevirme yöntemine derinden bağlı olduklarını gösteriyordu.

Mahkeme başkanı duruşmanın sonunda önümüzdeki mütalaaların zamanlarını planladı ama bu kimin hangi gün mütalaa etmeye hazır olup kimin olmadığıyla ilgili çok sayıda özel istek nedeniyle zor oldu. Nihayetinde önümüzdeki hafta (2 ve 3 Mayıs’ta) Carsten Schultze’nin avukatları, onun ardından (08 ve 09 Mayıs’ta) André Eminger ve Holger Gerlach’ın avukatları, Hamsin Yortusu tatilinin öncesindeki son hafta (15-17 Mayıs tarihleri arasında) Ralf Wohlleben’in avukatları mütalaada bulunacak. Bu plana uyulursa tatil sonrasında (5 Haziran sonrasında) sadece Zschäpe’nin “eski avukatları”nın mütalaada bulunmaları ve ardından son sözlerin söylenmesi ümit ediliyor. Bu durumda mahkemenin kararını Haziran ortasında vermesi bekleniyor.