Yazar arşivleri: admin

30.01.2018

Savunmanın itirazı – Karar yarın verilecek

Bugünkü duruşma da yine çok kısa sürdü: Wohlleben’in savunmasının dün verilen karar yönelik kısa ve pek ikna edici olmayan itirazı beş dakika bile almadı. Federal Savcılık, vereceği cevabın hazırlanması ve okunması için bir saate ihtiyaç duydu.

Mahkeme başkanı duruşmayı saat 11:10’a doğru sonlandırdı. Duruşma yarın ancak saat 11 civarında başlayabilecek. Mahkeme bunun ardından itiraza yönelik kararını duyuracak.

30.01.2018

Bugünkü duruşma yine kısa sürdü: Mahkeme savunmanın geçtiğimiz hafta vermiş olduğu delil tespiti dilekçesini -beklendiği üzere- reddetti. Savunma, konuyu kendi aralarında görüşmeleri için verilen uzun bir aranın ardından yarın sabah itirazda bulunacaklarını duyurdu. Heyet başkanı duruşmayı 11:30’a doğru sonlandırdı.

24.01.2018

Delil tespiti dilekçesi nedeniyle gecikmelere devam. Yarın duruşma yok.

Wohlleben’in savunması bugün dün vermiş olduğu dilekçeyle ilgili olarak bildirilen görüşlere cevap verdi. Savunmanın görüş bildirmek için neden bu kadar uzun süreye ihtiyacı olduğu anlaşılır değildi, çünkü cevabı temelde banal açıklamalar, dayanağı olmayan spekülasyonlar ve dava sürecindeki delillerin silahın Wohlleben ve Schultze tarafından temin edilmiş olduğunu kanıtlamaya yetmediği iddiasından oluşuyordu ki Eyalet Yüksek Mahkemesi de Federal Yargıtay da tutukluluğun devamına yönelik vermiş oldukları çok sayıda kararda bunun aksini halihazırda ispat etmişlerdi.

Okumaya devam et

23.01.2018

Wohlleben’in savunmasından delil tespiti dilekçesi – başka suçlular göstermek için ümitsiz çabalar

Wohlleben’in savunması duruşmanın başlangıcında, daha önceden duyurmuş oldukları delil tespiti isteminde bulundular: Her ikisi de Neonazi camaiası ve seks ticareti alanında faal olan Jug Puskaric ve Sven Rosemann’ın tanık olarak çağrılmaları isteniyordu. İkisi, Ceska tabancayı temin etmiş olanların Wohlleben ve Schultz değil de kendileri olduğunu doğrulayacaklardı. Ancak sözü geçen bu kişilerin bunu doğrulamaları pek olası değil ve ayrıca içeriksel olarak da hiçbir şey savunmanın tezinin lehine görünmüyor.

Okumaya devam et

15.01.2018

Bu hafta duruşma yapılmayacak.

Mahkeme heyetinin bir üyesi hastalandığı için bu hafta duruşma yapılmayacak.

Duruşma Salı günü, 23.01.2018 tarihinde devam edecek.

11.01.2018

Bugün mütalaada bulunulmadı

Mahkeme yine Ralf Wohlleben’in sırt ağrılarıyla uğraştığından bugün mütalaada bulunulamadı. Wohlleben’in dün cezaevinde muayene edilmesi gerekiyordu, bugün (yine) tıbbi bir bilirkişi Wohlleben’in durumuyla ilgili bir rapor hazırlamak için oradaydı.

Wohlleben’in savunması bu nedenle duruşmanın halka kapatılması için dilekçe verdi. Bu özel bir durum değildi, Wohlleben’in sırt ağrılarının ayrıntıları aslında kamuoyu için ilginç değildi. Ancak kanunlara göre bilirkişi raporunun halka kapalı olması durumunda bu (sıradaki) mütalaalar için de geçerli olacaktı. Yasa koyucular bu düzenlemeyi  ağır suçların kurbanlarını korumak amacıyla getirmişlerdi. Bu kişilerin sağlık durumları mütalaalar aracılığıyla da kamuoyuna duyurulmamalıydı. Ama kanun metnine göre bu düzenleme burada da uygulanabilirdi.  Okumaya devam et

10.01.2018

Seda Başay ve Abdulkerim Şimşek’ten ikna edici ve dokunaklı mütalaa

Duruşma bugün daha geç başladı ve sanık Wohlleben’in yine sırt ağrılarından şikayetçi olması ve sabah öncelikle muayene edilmesi nedeniyle öğlen sona erdi.

Avukat Başay ilk olarak dün başladığı mütalaasına devam etti. Beate Zschäpe’nin tamamen inanılmaz açıklamalarıyla ilgili kısa bir parantezin ardından bir kez daha Nürnberg’deki destekçiler konusuna yoğun bir şekilde eğildi.

Tam da Nürnberg’deki dört olay yeri -Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru ve İsmail Yaşar cinayetleri ile “Sonneschein” isimli lokale düzenlenen patlayıcı bombalı saldırı- Başar’ın anlattığına göre Federal Savcılığın tüm bu yerlerin sadece Böhnhardt ve Mundlos tarafından önceden gözetlenmiş oldukları tezinin makul olmadığını gösteriyordu: Olay yerleri şehrin farlı yerlerin dağılmışlardı, özellikle de Şimşek cinayetinin olay yeri diğerlerinden uzaktaydı. Ayrıca Şimşek’in hangi günlerde kamyonuyla orada olduğu sadece orada yaşayanlar tarafından biliniyordu. Okumaya devam et

09.01.2018

Enver Şimşek cinayetiyle ilgili mütalaaya başlandı

Bugünkü duruşmanın başlangıcında ilk olarak, Keupstraße’deki çivili bomba saldırısının mağdurlarını temsilen avukat Goldbach mütalaada bulundu. Goldbach öncelikle kısaca müvekkillerinden ve onların dava sürecinde olayların aydınlatılacağına dair boşa çıkan ümitlerinden bahsetti. Bunun yanında müvekkillerinin NSU’nun onları Almanya’dan sürmesine izin vermediklerini ve artık memnun ve normal hayatlar sürdüklerini de anlattı.

Goldbach bunun ardından sanıklara dönerek neden sanıklar Wohlleben ve Eminger’in Keupstraße’deki saldırıya yardım ve yataklıkta bulunduklarını varsaydığını açıkladı. 2011 sonrasında da yüzeysel şekilde gerçekleştirilen soruşturmalar sonucunda bunu kanıtlamak mümkün olmamıştı.  Okumaya devam et

21.12.2017

Müdahil davacılardan etkileyici mütalaalar ve bir soru işareti

Rostock’ta öldürülen Mehmet Turgut’u temsil eden avukat Prof. Behnke’nin bugünkü mütalaası davayı rapor edenler olarak bizleri biraz çaresiz durumda bıraktı: Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yeniden göz önüne alınması talebinde bulunan, ama kendisi ceza muhakemeleri usulüne uygun hiçbir argüman öne sürmeyen bir mütalaa hakkında ne yazılabilir? Kurumsal ırkçılığın Alman devlet makamlarında mevcut olmadığını, asıl problemin bunun iddia edilmesi olduğunu söyleyen, diğer yandan asıl konunun ne olduğunu anlamadığı belli olan ve sürekli “yapısal ırkçılık”tan bahsederek bu kavramın bu davada uydurulduğunu söyleyen (kavramla ilgili olarak bkz. Almanca)  bir avukata ne cevap verilebilir? Okumaya devam et

20.12.2017

Rostock ve Nürnberg cinayetleriyle ilgili mütalaalar

Bugünün ilk mütalaası maalesef ancak bir saat gecikmeyle başlayabildi. Onun öncesinde ilk olarak Wohlleben’in savunması mahkeme başkanının önceki mütalaalardaki davranışlarını eleştirdi: Avukatlar Schön ve Reinecke mütalaalarında sanıkların cezalarının takdirine yönelik açıklamalarda ve cezaların ağırlığına yönelik taleplerde bulunmuşlardı. Ancak buna izin yoktu ve mahkeme başkanının müdahale etmesi gerekiyordu. Federal Savcılık, ayrıntılı şekilde görüş bildirmek üzere 4 saatlik bir ara verilmesini rica etti. Bu da avukatın utanç verici bir öfke patlaması yaşamasına neden oldu: Bu apaçık Federal Savcılığın tarafını tutmaktı, savunmaya asla bu kadar zaman verilmezdi, bu yüzden mahkemeyi reddedeceklerdi vs. Ve bunların hepsi mahkeme dilekçeye yönelik kararını bile vermeden söylendi. Okumaya devam et