Bugün Dava başladı ve yeniden bir hafta ara verildi
Münih Temyiz Mahkemesindeki başlanmış olan ceza Davası beklenildiği gibi yavaşca sürüyordu. Sadece Dava gününün sonunda bir sürpriz oldu. Yargıç Başkanı Götzl Davayı böldü ve haftaya, yani 2013, 5 ci ayın 14 üne, erteledi. Bu nedenle 2013, 5 ci ayın 7 sinde ve 8 indeki olan Dava tarihler yapılmayacaktır.
Feri Davacıların bakış açısında, Yargıç Başkanı Götzlinin kararı sadece sürpriz değil, birde ceza prosedür olarak gereksidi. Davanın başlangıcı için gelen 30 dan fazla ferı Davacılar için Dava tarihlerinin yapılmaması çok eziyetli.
Halburki Mahkemeye ve yargıç Başkanına davanın ilk gününde olacak sürpriz bu değildi. Ayrıca çok eziyette istemezdi. Savunmanın verdikleri dilekçeleri gayet net, önceden uzun zamandır mahkemeynen yazılmada bulundukları belli ediyordu yazılar. Yargılı olan Beate Zschäpe nin savunması geçen cumartesi Mahkemeye bir ön yargı dilekçesini yolladı. Başkana korunma karar konusunda ağır eleştiride bulundu: Savunmacılar ve feri Davacılar girişte üstleri aranıldı, fakat almanya genel avokatlar ve mahkemenin üyeleri aranması talimatı vermedi. Bu aranmalardan dolayı, savunmacılardan sanki bir tehlike bekleniliyor anlamına geliyor, diye söyleniliyordu o dilekçede. Hem Savunmacılar hemde feri Davacılar tarafından bu konu önceden şikayet edilmiştir. Çeşitli benzeri Davalardaki gibi, savunmacılar bu ön yargı dilekçenin üstünde duracakları belliydi. Dava devam etsin diye, ilk etapta ön yargı dilekçenin kararını arka pilana attı.
Hemen ardından bir ön yargı dilekçesi daha verildi. Bukez yargılı olan Ralf Wohlleben in savunmacısıydı. Avukat Klemke 40 dakika boyunca uzun bir dilekçede, nedenenini anlatmaya çalıştı. Onun müvekkili, Hakim Başkanı Götzl, Hakim Lang ve Hakim Kuchenbauer i neyden dolayı müvekkıle karşı ön yargılı olduğunu belirtti:
Suçlama izini kabul olmadan, münihte mahkeme salonun dönüşüm önlemleri kararlandı. Ve üç reddedilen Hakimler birkaç kere Wohlleben in mektubları haciz edildiğini onayladılar.O mektublarda harfler stilize halinde “gamalı haç – nazilerin işareti” (Hakenkreuz) sıralamalıydı. Bundan dolayı Wohlleben istençli haksızlığa uğrandığını söyliyor. Zschäpe ile kıyasladınıldığında. Wohllebene sadece iki ve Zschäpeye üç Avukat verildi diye. Şimdiye kadar başarısız olan, üçüncü savunma olarak eski “wiking-gençliğinin” görevlisini Avukat Nahrath ın olmasını talebinde bulunmuştu. Ayrıca Zschäpe nin savunmacısın ettiği dilekçeyede katıldı.
Bunun ötesinde Avukat Klemke bir rol dağıtım itirazıynan saldırıya geçeceğini belirtti. Devamında bu Davaya katılan Hakimler, seçilirken bir hata yapıldığını söyelmişti.
Bu dilekçede bulunamadan, saat 17 den kısa bir süre evvelden başkan Hakim Götzl tarafından ana Davaya ara verdi. Gelecek hafta salı gününe erteledi. Tüm Hükümet bugüne kadar Başkan Hakimin tüm kararlarını onaylıyor. Tüm ön yargı dilekçelerini her reddelmiş olan Hakimlerden, çıkarılmış resmi açıklamalarını okumak ve ön yargı dilekçeler üzerine karar verebilmesi için, mecburiyetten bir hafta ara verilmesini gerektiğini belirtti.
Bu karar, her ilgili olan bireyler için yani hem savunmacılar, hemde feri Davacılar için şaşırtırıcı bir durumdu. Genelde bu durumda, farklı ceza Davalarından tanılmış bir olay, ilk başta savunma tarafından gelen ön yargı dilekçeler tecil edilip, önceden Dava devam ediliyor. En azından rol dağıtım itirazın kararı verilmesi ve suçlama okunması için. Sadece Davanın başlangıç tarihi çoktandır belli olması değil, üstelik bu ön yargı dilekçelerinin olacağı gayet netti. Bu ön yargı dilekçelerine yetkili olan Hakimler, Götzl in Hükümetinde yer alan Hakimler hazırda bekleyebilirlerdi. Üstelik çoğuda Mahkeme binasındaydılar o zamanda. Ondan dolayı salı günü öğlene karşı veya en geç çarşamba sabaha doğru bir karar verilebilirdi. Hiç değilse Dava bu hafta içinde devam edebilirdi ve yoldan gelen feri Davacılar birdaha geri yollanılmazlardı.
Ara vermelerinin sonucu almanya genelinde, ve özellikle enternasyonal Basının ilerde Davanın tarihlerinde azalmasıdır. Büyük bir ihtimal olarak feri Davacılar, yani kurbanlar ve onların aile üyeleride azalır bu Davada. Çoğu feri Davacılar asıl Davanın başlangıcı için, zamanlarını ayırmışlardı ve ayrıca büyük korkularla karşı karşıyaydılar. Şimdi ise gelen yolcular yeniden geri çeviriliyorlar. Kendi bakış açılarından, bütün pilanlar istençli bir şekilde dağıtıldığı belli oluyor. Feri Davacılar, bu tarz ağır duygu baskısından dolayı, büyük ihtimalnen kendilerini böyle bir duruma birdaha kendilerini atmazlar. Mahkemeye gelen sanık cinayetlerin Kurbanları ve onların aile üyeleri sayısı azaldıkça, tabi Mahkemenin bakış açısından aynı zamanda ahlâk baskısıda azalır.
Bu noktada Başkanın kararı asıl nedeni nedir diye bir soru oluşuyor. Götzl in herzaman yeniden ertelemesi ve ara vermesi. İlk başta Basının girişi için ara vermesi, ayrıca bundan dolayı eleştirilmiştir. Basın ve feri Davacıların ilgisi azalması, Davanın kamoyunun ve ahlâki baskısından çıkmak ve Davayı “rahat” bir şekilde sürdürmek için, diye bir tahmin gelişiyor. Öyle veya böyle Başkanın kanıt kayıtı için hedeflediği zaman pilanı feri Davacıları şüphelendirmesi lazım. Şahitlerin ve Uzmanların zaman kısıtlığı, şu sonuca vardırıyor: Davayla ilgili olan kişiler, kimseyi sorguya çekemiyecekler, Başkan tarafından. ilk etapta sadece ve sadece o yada Mahkeme sorgulayabilir. Bir şahit başına asıl zaman süreci, düzenli olarak 45 dakika veya biraz daha az zaman süreci. Sorgulamak için yeterli bir zaman değildir. Bu vesileyle acaba Davanın ertelenmesi stratejinin bir bölümümüdür. Kamoyu ve feri Davacıları Davadan uzaklaştırma ve sonradan Mahkeme açısından “zametsiz“ bir Ana Dava sürdürmek içinmidir acaba. Başkanın Davanın ilk günündeki hareketleri bize başka bir açıklama imkanı sunmuyor.