Brandt’ın muhbir liderleri ve „Gesinnungsgemeinschaft der Neuen Front“ (Yeni Cephenin Görüş Birliği) hakkında
Bu haftanın baş konusu Thüringen Vatan Koruma yöneticisi Tino Brandt’ın üç muhbir yöneticisinin sorgusuydu. Bu kişiler Brandt’ın sorgusundan önce Münih’te zaten sorgulanmışlardı, ama üçü birden bir kez daha çağrıldılar. Bunun sebeplerinden biri sorguya aşırı kötü şekilde hazırlanmış olmalarıydı.
Aynı tablo dün ve bugün de gözlemlendi. Üç muhbir yöneticisinden hiçbiri Brandt ile olan konuşmalarını hatırlayamadı veya hatırlamak istemedi. O zamanki ifadelerinin hatırlatılması üzerine de içlerinden hiçbiri doğru bir şey hatırlayamadı. Yani „Baş kaynak“ Brandt ile ilişkileri bundan ibaretti.Kısmen, Anayasayı Koruma memurlarının konuşmalara dair kısa bir kayıt tutup dosyalamakla görevlerini tamamlanmış saydıkları izlenimi edinildi.
Müdahil davacılar, Kai Dalek’in tanık olarak çağrılması için dilekçe verdiler. Dalek 90’lı yıllarda önemli olan sağcı birlik „Thule Ağı“nın kurucusu ve „Gesinnungsgemeinschaft der Neuen Front“un (GdnF) Thüringen’den sorumlu „yönetici yoldaşıydı“. Brandt ona, kendine verilen direktiflere uygun olarak Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi’nin kendisinden bilgi istediği haberini vermişti. O zamanlar kendisi de Bavyera Anayasayı Koruma Dairesi’nin muhbiri olan Dalek, „görev yerinde“ Thüringen Vatan Koruma’nın şiddet düşkünlüğünü ve Brandt’ın Fırtına Birliği’ni örnek alan „militer“ bie örgüt kurma planlarını da kapsamlı şekilde anlatmıştı. Brandt ise tanık ifadesinde TVK’nın şiddeti reddettiğini inanılır olmayan bir şekilde reddetmişti.
Dalek’in tanık ifadesi, TVK’nın ülke çapındaki „GdnF“ ağıyla olan bağıyla ilgili bilgiler içereceğinden dolayı da önemli olacak. „GdnF“, Batı Almanya’nın 80’lerdeki lider militan Nazi çekirdek kadrosu tarafından çeşitli Nazi partileri ve örgütlerinin yasaklanmasının ardından kurulan resmi olmayan ama hiyerarşik olarak yapılanmış bir çekirdek kadro oluşumuydu. Hedefi, Almanya çapında faal olan tüm parti ve çekirdek grupların yönetici çekirdek kadrolarının merkezi bir örgütü olmaktı. Çok sayıdaki yeni çekirdek grubun hızlıca kurulmasıyla birlikte devlet yasaklarıyla başa çıkılmıştı; GdnF buna rağmen tüm bu grupların politik olarak tek bir yönde çalışmalarını sağlamıştı. GdnF, Nasyonal Sosyalizm hedefinin ve buna ulaşmak amacıyla politik savaşın yanında Fırtına Birliği’ni örnek alan sokak terörü ve hedefe yönelik politik cinayetin propagandasını yapıyordu. Kapısını erkenden dazlak kültürüne açan ve 90’lı yılların ortasından itibaren „Blood & Honour“ ağının ülke çapındaki ve uluslararası genişlemesini hızlandıran da GdnF idi. TVK için önemli olan kişilerden en az ikisinin, Brandt ve Dalek’in GdnF’nin çekirdek kadrosunda veya onların emrinde olduğu ortadaysa, o halde NSU’nun politik olarak ve pratikte bu ağdan etkilendiği ve onlar tarafından desteklendiği de akla yatkındı. Her ihtimalde GdnF’de, hem fiilen cinayetlerin ve patlayıcı maddeli saldırıların hazırlığı ve gerçekleştirilmesi için gerekli deneyime sahip, hem de politik olarak göçmen cinayeti konseptini sorumluluk üstlenmeden geliştirebilecek sayısız kişi bulunuyordu.