14.07.2015

Ve Nazi tanıklar her gün yalan söylüyor – O kadar utanmazca ki Başsavcılık bile bunun sonuçları konusunda uyarıyor.

Bugünün ilk tanığı Holger Gerlach’ın 2011 yılında Uwe Böhnhardt’in isteği üzerine çıkartmak istediği bir pasaportla ilgili araştırma yapmış olan bir polis memuru oldu. Soruşturmalar, bu pasaportu Gerlach’ın kendisinin 16.6.2011 yılında teslim almış olduğunu gösteriyordu. Önümüzdeki hafta bir Federal Kriminal Dairesi memuresi, pasaportla daha sonra ne yapıldığında dair soruşturmalarla ilgili bilgi verecek. Beate Zschäpe buna göre pasaportu almak üzere aynı gün tek başına Niedersachsen’a gitmişti. Bu da Zschäpe’nin NSU içerisindeki derin bağları ve oynadığı eşit rol hakkında başka bir ipucuydu.

Bunun ardından üçlünün Eisenach’da 4.11.2011’da gerçekleştirdikleri banka soygununda kullandıkları aracın kiralandığı araç kiralama şirketinin bir çalışanı geldi. Aracı almaya geldiği sırada Uwe Böhnhardt’ın yanında bir kadın olduğunu söyledi. Tanığın verdiği ifadeye göre bu kadının yanında ona “anne” diye hitap eden bir kız çocuğu vardı ve bu kadın bir görüşmeden sonra arabasıyla oradan gitmişti. Bunlar da söz konusu kişinin Beate Zschäpe olmadığına dair belirgin ipuçlarıydı. FKD tanığa aralarında Ralf Wohleben’in, Maik Eminger’in ve Mandy Struck’un kızlarının da bulunduğu çeşitli fotoğraflar gösterdi. Tanık kesin bir şey söylemek istemedi. Ama ifadesi, üçlünün başka bir “yoldaşının” NSU’nun işleyeceği bir suç için araç kiralandığı esnada orada olmakla kalmayıp küçük kızını yanında götürmekte de sakınca görmediğini ortaya koyarak NSU’nun küçük ve izole bir hücre olduğu tezinin doğru olamayacağını bir kez daha gösterdi.
Zschäpe’nin yeni avukatı Grasel’in ilk ve tek sorusu, aracın ücretini kimin ödemiş olduğu oldu. Tanığa göre adam ödemişti. Savunma bunun üzerine Zschäpe’nin şu ana kadar toplanan delillerin aksine ortak parayı yönetmiyor olduğunu göstermek istiyordu. Ama aracı teslim esnasında orada bile olmadığından bu tez pek bir fayda sağlamadı.

Tüm akşamüstü yine “her gün yalan söyleyen Nazi tanıklar” kontenjanından bir tanıkla geçti. Marcel Schenke, sanık Eminger ve kardeşinin “Erzgebirge Beyaz Kardeşliği” örgütünün üyesiydi ve Matthias Dienelt ile bugün hala arkadaşlığını sürdürüyor. Dienelt muhtemelen André Eminger aracılığıyla toplamda 7 senenin üzerinde NSU için farklı evler kiralamıştı. Bu evler önce Polenzstraße, ardından da Frühlingstraße’de (09.07.2014 tarihli blog) kiralanmışlardı. Delillere göre kalacak bir yer sağlanması ve kimlik belgelerinin hazırlanmasında yardımcı olan Mandy Struck da onun tanıdık çevresine dahildi. Tanık; Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe için evlerin kiralanmasıyla bağlantılı mektupların gelmesi için André Eminger’e kendi ev adresini vermişti.
İddia ettiğine göre, haberlerden Zwickau’da “Matthias D.” isimli biri tarafından kiralanan bir dairenin bulunduğu bir binanın yandığını öğrenmesinin hemen ardından Dienelt ile telefonlaşmıştı. Ancak telefon görüşmesi gerçekleştiği sırada “Matthias D.” isimli birinden haberlerde bahsedilmiş olduğu şüpheli. Tanık her ihtimalde Zschäpe, Mundlos, Böhnhardt ve NSU ile ilgili bir şey bildiğini reddediyor. Ancak diğer yandan iddia ettiği haberi neden hemen (yine kendi iddiasına göre Zwickau ile bir alakası olmayan) arkadaşı Dienelt ile bağlantılandırdığını açıklayamıyor. Dienelt’in Zwickau’daki bir “WG” ile bağlantısı olduğunu bildikleri ortada olan kimi eski “Erzgebirge Beyaz Kardeşliği” yoldaşlarının ifadeleri kendine okunduğunda da hikayesinde ısrar ediyor ki bu durum NSU’nun Nazi camiasında geniş bir destekçi ağına sahip olduğunun başka bir kanıtı.

Tanık iddia ettiği hatırlama güçlüklerini o kadar utanmazca öne sürdü ki sonunda -bu davada bir ilk olarak- Başsavcı Weingarten yalan ifade vermekten dolayı ceza davası açılması konusunda kendisine uyarıda bulundu. NSU çevresinden kişilerin birbirlerine hala bağlı olup tüm aydınlatma çabalarını engellemeye çalıştıkları bir kez daha açıklık kazandı. O açıdan, tanığın sanık Eminger’i Schneeberg’deki bir mülteci sığınağına karşı gerçekleştirilen ırkçı bir gösteride “tesadüfen” görmüş olduğunu söylemesi şaşırtıcı değil.