17.02.2016

NSU’nun gerçekleştirdiği banka soygunlarıyla ilgili başka tanıklıklar

Mahkeme bugünkü duruşmaya, Chemnitz’deki bir Sparkasse’ye 2006 yılı Ekim ayında düzenlenen soygunla ilgili tanıklıklarla başladı. Bu soygun diğerlerinin aksine sadece bir kişi, sanık Uwe Böhnhardt tarafından gerçekleştirilmişti. Böhnhardt diğer soygunlarda olduğu gibi çok vahşi davranışlarda bulunmuş, bir masa vantilatörüyle orada çalışan birine ve kendisini engellemek isteyen bir stajyerin karnına ateş etmişti.

İlk tanık o zamanlar staj yapmakta olan bu kişiydi ve olayların akışı ve kendisi üzerindeki etkilerini çok nesnel bie şekilde anlattı: Uzun bir süre olayın bedensel ve ruhsal etkisi altında kalmış ve bu nedenle Sparkasse’deki eğitimini tamamlayamamış ve uzun bir süre hastalık izni aldıktan sonra başka bir alanda yeni bir meslek eğitimine başlamıştı. Ama yeni mesleğinde de uğradığı fiziksel hasarlar nedeniyle sadece kısıtlı olarak çalışabiliyordu.

O zamanlar tesadüfen olay yerinde olan ve ilk yardımda bulunan bir doktor da bu tanığın karnına yediği darbenin yol açtığı ağır yaralanmaları anlattı. Başka bir Sparkasse çalışanı ise meslektaşının olayların akışı ile ilgili verdiği bilgileri doğruladı.

Bu Sparkasse şubesinin başka çalışanları yarın ifade vermek üzere çağrıldılar. Önümüzdeki haftalarda mahkeme yeniden başka soygunlarla ilgilenecek.

Mahkeme bugün müdahil davacıların vermiş olduğu başka delil tespiti dilekçelerini reddetti. Bunlar arasında Köln Probsteigasse’de 2000/2001’de gerçekleşen patlayıcı maddeli saldırı ve Kölnlü Neonazi ve muhbir Johann H.’nin, Anayasayı Koruma Dairesi’nin bir çalışanının öne sürdüğü üzere robot bir resimle benzerliğiyle ilgili (sürüncemede bırakılmış) soruşturmalarla ilgili dilekçeler vardı. Bu konuyla ilgili verilecek kararda bu soruların önemsiz olduğu gerekçesi öne sürüldü. Aynısı, NSU’nun açığa çıkmasının kısa süre ardından Anayasayı Koruma Dairesi tarafından imha edilen ve çeşitli muhbirlerle ilgili yeniden eski haline getirilmiş dosyaların ve muhbir Michael See („Tarif“) ile ilgili başka delillerin davada kaynak olarak gösterilmesi için verilen dilekçeler için de geçerliydi.

Mahkeme böylelikle NSU tarafından işlenen suçların iddianamenin dar kapsamının ötesinde aydınlığa kavuşturulmasıyla (artık) ilgilenmediğini bir kez daha göstermiş oldu.