03.05.2017

Prof. Bauer’in bilirkişi raporu. Ve ayrıca: Bir sonraki duruşma ancak 16.05.2017 tarihinde görülecek.

Bugün Zschäpe’nin avukatları Grasel ve Borchert’in kendilerinin çağırmış olduğu Freiburglu bilirkişi Prof. Bauer sorgulandı. Şu ana kadar mahkemede bilirkişi olmaktan ziyade psikoloji alanında popüler bilim eserleri yazarı olarak öne çıkan Bauer, Zschäpe’yi tutukluluğu esnasında 14 saat boyunca gözlemlemiş ve buna dayanarak 50 sayfalık bir bilirkişi raporu hazırlamıştı. Raporda Zschäpe’nin suçların işlendiği dönemlerde „ağır derecede bağımlı kişilik bozukluğu“ göstermesinden dolayı cezai sorumluluğunun sınırlı olduğu sonucuna varmıştı.

Bauer’in raporunu sunmasının öncesinde bir kez daha bu davada tipik olan aralar verildi: Önce avukat Heer’in acilen, meslektaşı Grasel’in Bauer’in ifadesinina alınması için vermiş olduğu delil tespiti dilekçesinin bir kopyasına ihtiyacı oldu. Belgenin kopyalanması için duruşmya 15 dakika ara vermek zorunda kalındı. Ardından Grasel savunmanın, yazılı bilirkişi raporunu ancak raporun sunulmasının ardından vereceğini bildirdi. Ancak heyet başkanı bilirkişinin kendisinden raporun önceden dağıtılması için onay aldı. Bu sefer de bir saat kadar süren bir kopyalama arası daha verildi.

Bauer bunun ardından yazılı raporunu büyük oranda kelimesi kelimesine okudu. Sadece özellikle yönteminin bilimselliğini vurguladığı kısa aralar verdi.

Bu sırada bilirkişi raporunun objektif ve gözlemci bir bakış açısından yazılmış bir rapor değil de bir doktor-hasta ilişkisinden doğan ve  yoğun şekilde Zschäpe ile avukatlarının verdiği bilgilere dayanan taraflı bir görüş olduğu kısa sürede anlaşıldı. Bu durum Bauer’in daha sonra kendisinin de aksini ispat ettiği noktaları vurgulayacağı kadar ileri gitti. Örneğin Zschäpe’nin tüm konuşmalar sırasında asla o zamanlar genç olmasını bir özür olarak göstermediğini söyleyip ardından böylesi bir girişimi kelimesi kelimesine alıntıladı: „O zamanlar (bir genç olarak) kafam karışmıştı, gerçekten öyle denebilir.“

Bauer Zschäpe’nin olaylarla ilgili anlattıklarına tamamen inanıyor ve bunları eleştirel ve bilimsel olarak da sorgulamış olduğunu söylüyor. Ama aslında Zschäpe’nin anlattıklarındaki net boşlukları ve çelişkileri sorgulamıyor. Örneğin Zschäpe’nin her dakikasını Böhnhardt ile geçirmek istediğini ve bunun da bağımlı kişiliğin bir ifadesi olduğunu söylüyor, ama birkaç sayfa sora Zschäpe’nin çoğunlukla tüm günü evin dışında geçirdiğini, çünkü söylediğine göre ona sonradan haberi verilen cinayetlerin ardından Böhnhardt ve Mundlos ile bir ilişkisi olmamasını istediğini yazıyordu. Ya da Zschäpe’nin Böhnhardt tarafından sıklıkla bedensel olarak ağır şekilde kötü muameleye uğradığını, yüzüne yumruk ve sırtına tekme yediğini, bunların ağır izler bıraktığını anlatıyor, ama bunun binadaki yakın kız arkadaşlarının dikkatini neden çekmediğini, bu konuda neden dedikodu bile yapılmadığını sormuyordu. Zschäpe böylesi bir muamele görüyor olsaydı onunla yakın bir bağı olan bu kadınlar bunu, „sevgili arkadaşları Liese“ için sadece iyi olacağını bilerek polise ve mahkemeye bildirirlerdi.

Bauer’in raporunun Zschäpe’nin kendi anlattıklarını naif ve koşulsuz olarak kabul eden bu yönelimi çok sayıdaki yöntemsel boşluklarla daha da pekişiyor: Bauer raporuna sadece az sayıda, avukatlar tarafından seçilmiş tanık ifadelerini temel olarak almış ve bunlar sadece Zschäpe’nin yakın çevresinden olan ve ifadeleriyle açık şekilde onu korumak isteyen kişiler. Bauer’in diğer tanıklıklar hakkında görünen o ki hiçbir fikri yok, bu nedenle Zschäpe’nin verdiği ve tanıklıklar tarafından çürütülen bilgilere, örneğin Jena’daki garaja da inanıyor (müdahil davacıların konuyla ilgili delil tespiti dilekçesi için bkz. 26.01.2017 tarihli blog – dilekçe daha sonra Federal Savcılığın delil olarak sunulan olayların doğruluğunun zaten diğer polis tanıklar tarafından kanıtlanmış olması nedeniyle geri alındı.)

Yani Bauer’in Zschäpe’nin ilişkilerinin kritik önemdeki biyografik taslağında bile önemli şeyleri atlaması şaşırtıcı değil: Bauer, Böhnhardt ile olan ilişkiyi Zschäpe’nin bağımlı kişiliğini gösteren bir dizi ilişkinin sonuncusu olarak tanımlıyor ve tüm diğer olanları, Zschäpe ve Böhnhardt’ın ilişkisinin ve Zschäpe’nin Böhnhardt’ın ilişkiyi 1996 yılında bir kez bitirmiş olmasından dolayı duyduğu kaybetme korkusunun bir ifadesi olarak tanımlıyor. Bu esnada özellikle de Blood and Honour’ın özel kadrosundan Thomas Starke’nin 1996-1997 yıllarında Zschäpe ile bir ilişki yaşamış olduğuna dair vermiş olduğu ifadeyi bir kenara bırakıyor. Bu ifadeye göre Zschäpe “Blood and Honour”ı yeterince politik olmamakla suçlamış ve aklında sadece iki Uwe ve politika olduğundan ilişkiyi sonlandırmıştı (bkz. 02.04.2014 tarihli blog).

Rapor doruk noktasına Zschäpe’nin ifadelerini politik olarak -ölçülü bir ifadeyle- naif bir şekilde aktarmasıyla ulaşıyor: Bauer örneğin Zschäpe’nin soru üzerine değil de kendiliğinden “Jena’da bununla bir problemimiz olmamasına rağmen yabancı akınına tepki gösterildiği”ni söylemesinden etkilenip buna başka bir alıntıyı ekliyor: “eski federal eyaletlerin nasıl olduğu ve bu durumun istenmediği biliniyordu” – sanki eski federal eyaletlerde doğal olarak  “bununla”, yani “yabancı akınıyla” ilgili “Jena Silah Arkadaşlığı”nın ırkçı politikasını meşru kılan “problemler” varmış gibi.

Kısaca: Mahkeme bu raporu hiçbir şeye temel almayacak. Avukatlar Heer ve Stahl’ın da yazılı açıklamaların okunması sırasında açıkça eğlendikleri görülüyordu.

Mahkeme Bauer’den soruları cevaplamak üzere 18.05. tarihinde yeniden gelmesini istedi.

Wohlleben’in savunmasının kalan son dilekçesinin de reddedilmesinin ardından heyet başkanı yarın ve önümüzdeki haftaki tüm duruşmaların öngörülen bir program bulunmaması nedeniyle iptal edildiğini duyurdu. Davaya 16.05. tarihinde Prof. Faustmann’ın sorgulanmasıyla devam edilecek (bkz. 27.04.2017 tarihli blog). Yozgat’ın müdahil avukatları kendi bilirkişilerinin Anayasayı Koruma Dairesi’nin adamı Temme’nin Kassel’deki olay yerinde algıladıkları ile ilgili olarak ifade vermek üzere 17.05 tarihinde çağrılacağını duyurdu (bkz. 05.04.2017 tarihli blog), bunun ardından 18.05.’te Bauer yeniden mahkemeye gelecek. Ayrıca 17.05. tarihinde, delil tespit dilekçeleri için verilen müddet doluyor (bkz. 25.04.2017 tarihli blog). Mahkemenin tanıklıkları yakında sonlandırma planı gerçekleşecek mi yoksa yeni dilekçeler mi verilecek göreceğiz.