31.07.2017

Federal Savcılığın mütalaasında 4. gün: Wohlleben, Schultze ve cinayet silahı Ceska hakkında

Bugün aslında Başsavcı Greger’in mütalaasının sona ermesi bekleniyordu. Greger’in daha NSU’nun acımasızca gerçekleştirdiği onbeş soygunu sunması gerekiyor. Ama bu sunum ertelendi ve yerine Greger’in meslektaşı Weingarten diğer dört sanık Wohlleben, Schultze, Gerlach ve Eminger ile ilgili mütalaasına başladı. Yaz tatilinin öncesinde sadece Wohlleben, Schultze ve cinayet silahı Ceska’nın nasıl tedarik edilmiş olduğu konuları işlenebilecek, ancak yaz tatili sonrasında Gerlach ve Eminger ile devam edilecek. Weingarten Federal Savcılığın tüm sanıklara, kendilerinin veya avukatlarının davadaki faaliyetlerinin derecesinden veya kamuoyunun kendilerine gösterdiği ilgilden bağımsız şekilde eşit ilgi göstereceğini de duyurdu – bu, sanıklar Gerlach ve Eminger’e yollanan bir işaret. 

Weingarten bunun ardından Ceska’nın ele geçirilmesi -Wohlleben ve Schultze dokuz cinayete yardım ve yataklıkla suçlanıyor- ile ilgili delilleri açıklamaya  başladı. Greger’in geçtiğimiz haftaki mütalaası delillerin değerlendirilmesi yönünden çok üstünkörüyken, Weingarten bugün en ufak ayrıntısına kadar önemli tanıklar ve sanıklar ile onların ifadelerinin değerlendirilmesiyle uğraştı ve cinayet silahı Ceska 83’ün İsviçreli bir silah dükkanından Nazi dükkanı Medley’e, ve oradan Wohlleben ve Schultze üzerinden onunla Ceska serisi adı verilen dokuz ırkçı cinayeti işleyen NSU’nun çekirdek üçlüsüne ulaşmış olduğunun eksiksiz şekilde kanıtlandıına dair inandırıcı sonuca ulaştı.

Weingarten’ın sanık Schultze’ye yönelik değerlendirmesi de ilginçti: Schultze tüm objektif olayları elinden geldiğince ayrıntılı ve kesin şekilde anlatmaya görünür şekilde çabalamıştı. Ancak subjektif motifleri, görüşleri vs. söz konusu olduğunda ayrıntılı bilgi verecek durumda değildi ya da daha muhtemelen bunu istemiyordu. Weingarten bir döner dükkanına yapılan saldırıyı buna örnek gösterdi. Schultze’ye motifi sorulduğunda, ortada olmalarına rağmen ırkçı motiflerden söz etmemiş, sadece uzun bir duraksaanın ardından, „bu bir sosis dükkanına kesin yapılmazdı“ demişti. Bu da Schultze’nin o zamanki görüşlerinden vazgeçtiği, ama eskiden ne görüşte olduğunu kabul etmeyi de tamamen reddettiği yönündeki değerlendirmemizle büyük çapta örtüşüyor.

Weingarten’ın Schultze’ye inanmadığı ikinci nokta ise susturucunun tabancayla birlikte sipariş edilmemiş olduğuydu. Savcının kapsamlı bir delil değerlendirmesi ile ortaya koyduğu üzere susturucu bilakis başından bu yana sipariş edilmişti ve tamamen sipariş edildiği şekilde de teslim edilmişti. Bu da çekirdek üçlünün Neonazi görüşlerini ve şiddet eğilimlerini bilen ve paylaşan Wohlleben ve Schultze’nin kasten yardım ve yataklıkta bulunmuş olduklarını kanıtlıyor, çünkü susturuculu bir tabanca ile insanların öldürülmesinin hedef alındığı doğrudan anlaşılıyor.

Weingarten „sustuculu silah“ konusunda uygunsuz bir şekilde o zamanlar hala „Döner cinayetleri“ denen cinayet serisinin soruşturma makamlarını korumaya çalıştı: Susturuculu bir siilah, organize genel suçlara yönelik adeta klişe bir işaretti. Soruşturmalar bu nedenle böyle bir yön almıştı. Ancak bu açıklama, soruşturmaların mağdurlara karşı yürütülmesini açıklamaya hiçbir şekilde yetmiyor: Aksi takdirde polis başka olasılıkları da göz önünde bulundururdu. Özellikle de yıllar süren soruşturmaların, öldürülen kişilerin kriminel bir bağlantısı olduğuna dair hiçbir sonuç ortaya çıkarmayıp tek ortak noktalarının, Neonazilerin nefretini üzerlerine çekebilecek şekilde „yabancı“ olmaları olduğunu ortaya koymasından sonra. Aksi takdirde makamlar, cinayet motiflerini yıllar boyunca mağdurların aileleri ve tanıdık çevrelerinde aramazdı. Hele ki bir seri cinayetin söz konusu olduğunun belli olmasının ardından. Yani Alman polis makamlarındaki kurumsal ırkçılığı örtbas etme çabası başarısızlığa uğramak zorunda.