22.11.2017

Müdahil davacıların mütalaalarına devam. Özellikle Gamze Kubaşık Zschäpe’ye hitap etti.

Mahkemenin Başsavcı Weingarten’ın görevinden alınması için verilen dilekçe beklendiği üzere reddedildi. Böylelikle Kubaşık ailelesi ve avukatlarının mütalaalarına devam edilebildi.
İlk olarak avukat Carsten Ilius, Dortmund Nazi çevrelerinde gerçekleştirilen başarısız soruşturmaların neden bu kadar anlaşılmaz ve sorumsuzca olduklarını açıkladı. Bunun nedeni orada “Blood and Honour” ve “Combat 18” çevresinden geniş, iyi bir ağa sahip ve aşırı militan bir çevrenin mevcut olması ve bu çevreden kişilerin cinayetin hazırlığında rol oynamalarının çeşitli sebeblerden dolayı akla yatkın olmasıydı. Ancak müdahil davacıların bununla ilgili delil tespiti dilekçelerinin hepsi reddedilmişti.

Carsten Ilius bunun ardından Federal Savcılığın 2011 yılı sonrasındaki soruşturmaları ve mahkemedeki tutumuna eğildi. Polisin ve Federal Savcılığın 2011 yılı öncesi ve sonrasındaki tutumunu devletin ırçı cinayetlere tepkilerine yönelik sosyolojik bir araştırma niteliğinde açıkladı: 2011 yılı öncesindeki soruşturmalar Nazilerin suçluluğunun veya suç şüphesinin devlet kurumları tarafından “harfi harfine inkar edilmesi”nin etkisindeyken, bu apaçık gerçek 4 Kasım 2011 sonrasında itiraf edilmiş, ama bu sefer bağlamın değiştirilmesi sonucu devletin sorumluluğunu inkar eden “yorumcu bir inkara” geçilmişti: Soruşturmalardaki hatalar, uzlaşmalardaki eksiklikler vs. Bununla birlikte NSU kompleksi konusundaki yorumlama imtiyazını ele geçirme mücadelesi de yeniden konu edilmiş oldu.

Bu mücadele NSU’nun büyüklüğü ve yapısı konularında da sürüyor. Avukat Sebastian Scharmer mütalaasında iki konuya eğildi: Devlet makamlarının -ki bu örnekte Anayasayı Koruma Dairesi’nin- davranışları ve NSU’nun ağ niteliği. Scharmer bir grafik aracılığıyla Anayasayı Koruma Dairesi’nin Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe etrafındaki muhbirlerinin sayısının aşırı fazlalığını bir kez daha görünür kıldı. İzleyiciler büyük bir dikkatle dinlediler ve duvara yansıtılan ve birbiri ardına gelen 30 ismin (ve kod ismin) doldurduğu grafiği takip ettiler.

Scharmer son olarak müvekkilinin bir talebi ve etkileyici bir rızasıyla Beate Zschäpe’ye hitap etti. Zschäpe, Münih’te verilecek hükmün ardından nihayet gerçeği söylerse ve NSU’nun diğer üyeleri ve destekçilerinin adını verirse, Gamze Kubaşık’ın asgari cezası, yani Zschäpe’nin cezaevinde geçirmek zorunda olduğu minimum zaman belirlenirken şahsi olarak Zschäpe’yi destekleyecekti.

İki mütalaa da kurumsal ırkçılığın soruşturmalar üzerindeki etkisini, Federal Başsavcılığın izole üçlü hücre tezinin saçmalığını ve NSU’nun ağ yapısını bir kez daha etkileyici ve elle tutulur şekilde gözler önüne serdiler. Ancak duruşma gününün sonunda Gamze Kubaşık’ın kendisinin söz alması bu mütalaaların etkisini gölgede bıraktı, özellikle de Kubaşık beş sanıktan herbirine doğrudan birkaç kısa cümle söylediğinde.

Gamze Kubaşık ilk olarak davanın başlangıcındaki umutlarını dile getirdi ve olayların aydınlatılmasına yönelik umduklarının gerçekleşmediği tespitinde bulundu:

„Sanıkların dışında kimin olaylara dahil olduğunu hala bilmiyorum. Neden özellikle babamı seçtiklerini bilmiyorum. Bugün hala Dortmund’da kimin yardım ettiğini ya da kimin cinayet öncesinde büfemizi gözetlediğini bilmiyorum. Bu insanların neden durdurulmamış olduklarını da bugün hala anlayabilmiş değilim.“

Kubaşık kesin olanın beş sanığın suçlu olması olduğunu söyledi ve her sanıkla ilgili kısa ifadelerde bulundu:

„Holger Gerlach: Bana kalırsa Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’nin 13 yıl boyunca neler yaptıklarını biliyordu. O sadece eski arkadaşlarına yardım etmek isteyen bir ahmak değil. Bence onların ne planladıklarını tamamen biliyordu ve bunu kendisi de istiyordu.“

Gerlach’ın davada konuşmuş olması Kubaşık’a göre iyiydi, ama o da kendisi ve kardeşlerinin babalarını kaybetmiş olamalarından sorumluydu.

„Andre Eminger: Onun sıkı bir ilişkisi olduğuna şüphem yok. Bu üç kişiyle o kadar yakındı ki nler yaptıklarını, cinayetler işlediklerini biliyordu.“ Kubaşık’a göre Eminger’in Nazi görüşleri de değişmemişti. „O benim için NSU’nun yardımcıları içerisinde en kötüsü. Ayrıca onun sadece bir destekçi olmayıp diğerleriyle aynı seviyede olduğuna inanıyorum.“

„Carsten Schultze: Burada olanlar için üzgün olduğuna şahsen inandığım tek kişi. […] Gerçeğin bulunmasına yardımcı oldu. Geçmişteki Nazi görüşlerini burada açık seçik bir şekilde anlatmasa da samimi pişmanlığını kabul etmeye hazırım.“

„Ralf Wohlleben: NSU’nun susturuculu bir silah edinmesinden o sorumlu. Bu silahla babam öldürüldü. Bu insanları öldüren kişilerin en başından bu yana yardımcısıydı. […] Wohlleben zeki ve tehlikeli biri. Her şeyin organize edilmesinde parmağı olan o. Bu davadaki davranışları bana görüşlerinde hiçir şeyin değişmediğini göteriyor.“

„Beate Zschäpe: O benim için kendi elleryle babama ateş edenler kadar suçlu. Her şeyi onlarla birlikte planladı. Bugün hala anlamadığım neden suçlarının arasında durmadığı. Bunu korkakça buluyorum!“

Kubaşık Zschäpe’nin avukatlarının müvekkilleri adına okumuş olduğu açıklamanın hiçbir kelimesine inanmadığını söyledi. Zschäpe’nin iddia ettiği pişmanlığa da inanmıyordu çünkü Zschäpe kurbanların yakınlarına yardım etmiyor, onların sorularını cevaplamıyordu.

„Bayan Zschäpe, olanlar için bir gün gerçekten üzülürseniz, o zaman cevap verin! Buradaki dava sona ermiş olsa bile bu mümkün.“

Gamze Kubaşık son olarak Almanya Başbakanı’nın öldürülenlerin yakınlarına cinayetlerin açıklığa kavuşturulacağına dair 2012 yılında vermiş olduğu sözü hazırlatarak Federal Savcılığa hitap etti:

„Bu beş kişinin burada hüküm giymesi için belki çok şey yaptınız. Ama peki ya diğerleri? Sizin gün gelip de başka birini suçlamada bulunacağınızı düşünmüyorum. Sizin için mesele burada sonlandı. […] Sözününde durmadınız!“