10./11.07.2013

Şimşek, Özüdoğru ve Kılıç’ın cinayet davalarına

10 temmuz, davanın girişinde, ana davanın tarihleri 2014’ün sonuna kadar bildirildi. Aslen tarihler 2014 başına kadardı. Bununla, mahkeme beklenildiğinden daha uzun bir dava sürecini yaşıyacağını ortaya koydu.

Her iki dava günü, cinayete uğrayan Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru ve Habil Kılıç kanıt girişiyle işaretliydi ve ayriyeten de öldürülenlerin bulunma durumları işlendi.

Şimşek, iki silahtan çok sayıda kurşunla vurulduğunu, polis şahitleri söyledi. İki şahit, Enver Şimşek’in kamyonetin yanında geçerken, metal seslerini duydular ve iki genç adamın pisiklet giyisilerle kaçtığını, söylediler. Fakat olayları tam olarak tasvir edemediler.

Habil Kılıç’ın cinayet davasında da erkenden, iki genç pisiklet kulanan adam ve o tarz giyisilerle yönelik bir ipucu, vardı. Öncelikle olay yerine gidip ve kısa bir süreç sonrada orayı terk etikleri. Cinayet ‘profesiyonel’ yapıldığını tasvir edildi. Habil Kılıç tezgah’ın arkasında dururken ilk kez kafasını kurşunladılar. Öldürülmesinden emin olmak için, Kılıç’ı yerdeyken kafasına ikinci kurşun sıktılar.

Bir araştırmacı polis lideri ise, özellikle üzerine durduğu ve önemsediği konu, polisin araştırmaları her yana doğru olduğunu, dedi. Devamında şunuda belirti: Pisikleti kulananlar, suçlular olabilme ihtimali bile hayal edemedikleriydi.

Polis şahitlerinin sorgulaması, daha çok müdahil davacılar temsilcilerin, federal avukat birliğinden ve mahkeme arasındaki tartişmalarıyla işaretliydi. Özellikle federal avukatlar birliğin çabaları, bütün soruları hatalı polis araştırmalarına yönelik şikayette bulunmalarıydı. Bazı müdahil davacı temsilcileri ise açıklama yapıp polisin sorunun cevabını almak mecburiyetinde olduğunu vurguladılar: Polis hala öldürülenlere ve ailelerine karşı olan ithamları devam sürdürüyormu yoksa sürdürmüyormu. Eğer sürdürmüyorlarsa nedenini öğrenmek istiyorlar. Bu yöne doğru olan sorular temel olarak kabul edilmesi lazım. Hala tüm soruların şikayetinde bulunan federal avukat Diemer şöyle bir tespit’ te bulundu: Suçlulara yönelik somut olay-ve suç sorusu bağlantılı olmadığı için soruları reddeti.

Özellikle Habil Kılıç’ın dul kalmış eşinin sorgulaması, kendisi cinayet esnasında türkiyede bulunduğundan dolayı, biraz zordu. Kendisi özel sorgulama durumunda kısmen yine, eski ve güncel hayat koşularını, anlatmak istemiyordu. Avukatların ve müdahil davacılar temsilcilerin çeşitli yetkililere gönderdikleri mektublara yönlendiriyordu.Gerçi sorgulama müstesna hassasiyetsiz bir şekilde başlanıldı. Hakimler başkanı ‘Götzl’ şahide oturduğu yeri sordu. Onun itirazından sonra, nufüs cuzdanını kamoya kapalı olan bir şekilde başkana göstermekle yetingen olması gerektiğini belirti, itirazı kabul etti. Aslında hakim başkandan önceden, öldürülenlerin yakınlarının belli korkularınının olabilme ihtimalini, inceleyip ve dikkat etmesi beklenebilirdi. Şahit artık yapamadığını dile getirince, bir tercüman çağırıldı. Kılıç’ın dul kalan eşinin sorgulaması bu zorluklardan dolayı bitti ve sonucu baya hoşnutsuzdu. Öldürülen Habil Kılıç’ın kayın annası cinayetten dolayı ailesi için etkilerini alattı. Birçok şeyin arasında ayrıca torunu okul tarafından okulu, okula karşı darbe yapılabilen riski olduğundan dolayı, değistirmesi önerildi. Birsürü çabadan sonra ancak torunu okulda kalma izini alabildiler. Açıklamasının devamında, damadına karşıki olan darbenin haberini aldıktan sonra, polisler tarafından, yoğun bir şekilde sorguya çekildiğini, fakat bunuda istemediğini belirti.

Önceden, olayların olan yerlerdeki resimlerine bir polis ile gözden geçirmesinden Liderin eksik hassasiyetliği belli oluyor. Prosedüra gerek olmayan, Habil bey’ in soyunmuş ölü resimlerini mahkeme salonunda tabloda gösterilmesiydi. Olay kurbanlarla hassas ve heyebetli bir münasebet bu değil.

10.07.2013 beklenildiği gibi, Eminger’in savunmacısı tarafından yapılan, bazen mecburi var olma ana davadan uzak kalma dilekçesi, reddedildi.

Gerlach’ın savunması ve müdahil davacılar temsilci avukatlar ‘Kuhn ve Hoffmann’, suçlu olan Gerlach’ın kanıt girişinde verdiği farklı ifadeler hakında zıt açıklamalarda bulundular. Gerlach’ın savunmacılar, müvvekilleri baştan belli gerçekçi bir şekilde, açık ve ödün vermeden iş birlikçilik yaptığını ve bundan dolayı baş şahitler düzenlemedeki ceza hafifletici sebepleri uygulanmasının şartlarını yere getirdiğini, düşüncedelerdi. Ayrıca hiçbir zaman onlara verdiği dokümanları kötüye kulanacaklarını hata ceza suçlar işlenilmesini tahmin edemiyordu. Buna karşıt müdahil davacı temsilciler denilenleri düzeltiyorlar. Şahit ifadelereden açık bir şekilde ortaya çıkan şu: Gerlach silahı teslim ederken, silah politik yönlenen ceza suçları için kullanılacağını, biliyordu. Devamında, Gerlach 2011’de pasaportu teslim ederken, bununla başka ceza suçları için kullanılacağını biliyordu ve bu gayet açık bir şekilde ortaya çıktı.

Ana davada söz konusu olmayan fakat tabii müdahil davacılar için ilgi çeken: Birçok haberler de şidetli olan Naziler’in örgütlenmesinde ev taramalar ‘Freies Netzwerk Süd’ e (20 küçük örgütlemelerden oluşan, Nazilerin büyük organizasyonu) yapıldı. Ayrıca suçlu olan Andrè Eminger’in dava boyunca yaşadığı ev de tarandı.

09.07.2013

Holger Gerlach’ın önceki ifadelere

Öğlenden önce, savcı federal avukatlar birliğinden Dr. Moldenhauer tarafından sorgulandı. Delil konusu, Holger Gerlach’ın federal hakimler heyetindeki soruşturma hakimine verdiği ifadelerdi. Gerlach ‘üçüne’ birkaç defa kimlik belgelerini verdi. Belgeler, mobil evleri kiralamak için kulanıldı ve NSU’nun cinayet darbeleri ve soygunları mobil evlerden yapıldı. Ayrıca Gerlach 2011’de yeni bir pasaport çıkartırdı. O resimde Uwe Böhnhardt’a çok benziyordu ve resim için özellikle dış görüntüsünü değiştirmişti.

Gerlach şahide, o zamanlar artık ‘üç kişiye’ karşı tutuklama emri olmadığını sanıdığı içindi yardımı, demişti. Başlangıçtaki yaptıkları işlerden dolayı için olan suçlamalar, zamanaşımına uğranıldığını gazetede okumuş. Ayrıca onlar, Gerlach’a bilgisayar dükkanını işletiklerini demişler. Buluşmalara pahalı ve yeni arabalarla gelmişler.

Şahide anlatığı: ‘Dünya 5 kişiyle kurtarılmaz’. Bu sözcüğü ‘üçüne’ on yıl evvel bir görüşmede demiş. Gerçi Gerlach gerçekten ‘üçünün’ aranılmadığını ve onların yeterli paraları olduğunu düşündüyse, ozaman en geç bu konuşmadan sonra kesin onların kendi belgelerini idiolojik hizalanmış suçlar için kulanıldığını hesaba katmıştır.

Konu, Wohllebenden aldığı silahı, ‘üçüne’ teslim ettiğine gelince, Gerlach sırayla şahitlere karşı koruma iddialarla kaçamak yapamaya çalışıyordu. Ya onun eline geçen çantaya bakmadığını ya da kimseye zarar gelmeden o silahı yok etme fırsatını göremediğini, anlatıyordu.

Nispeten beklenilmeyen Eminger’nin savunmacısı bir dilekçede bulundu: Eminger ve savunmacıları, cürüm bütünlülükte ve Eminger’in dolaysız katılımıyla suçlanılmayan olaylar, işlenilen dava günlerinde izinli olmalarını, taleb etti. Bütün dava günlerinde işlenilen olaylar, terör organizasyon tarafından uygulandığı için ve Eminger de bunlara yardımda bulunduğu suçla kılındığı için, bu dilekçe onlara az umut vericidir.

Dava gününün sonunda, Enver Şimşek’in bulunma durumu üzerine, iki polis şahidi bilgi verdi. Kendisi çiçekçi dükkanında öldürüldü.

04.07.2013

Facia araştırma çalışmaları facia dava günleri üğretiyor

Dava günün ilk yarısı, polisin araştırma çalışmalarının kalitesinin nekadar kötü olduğu mahkeme salonunda görüldü.

Carsten Schultze’nin ifadesinde, Böhnhardt ve Mundlos’a verdiği susturucu silah muhtemelen Ceska silahı olduğunu belirtmişti. Şunu belirti: Bir sorguda ona, çeşitli silahlar, siyah beyaz kalitesi kötü olan kopiler gösterildi. Başka bir sorguda da çeşitli silahlar önüne indirilmiş. Bundan dolayı, onun satın aldıp da ‘üç kişiye’ teslim eden silahı yüzde yüz teşhis edemedi.

Gerlach’ın, silahlar gösterildiği sorgulamasında yer alan bir polis şahidi, mahkeme salonuna bir kasa dolusu silah getirmişti. Sorgulama sürecinde ortaya çıkan: Zamanında Gerlach’a gösterilen silahlar aynı seriden olan silahlardı. Fakat kulanılmış olan silahlar değildi. Çünkü belki ona gösterilen silahların namlusu veya pençeleri farklı renklerdendi. Bu nedenlerden dolayı, sorgulamanın tümü yararsızdı.

Fakat bu düzensiz araştırma çalışması, dava’nın son kararını etkilemez. Schultze kesin, vida dışında olduğu gibi helezoniği ve bu suturucu silahlar için kulanıldığını hatırlıyor. Ama, NSU’nun yaptığı cinayetler ve onun için kulandığı tek bu tarzda, ellerinde olan imkanlara göre, sadece Ceska silahıydı. Bu nedenle, Schultze ve Wohlleben’ın temin ettilekleri silah cinayet silahı olarak teşhis edilmesi için yeterli olabilir.

Gerlach’ın ilk sorgulamalarında yer alan diğer bir polis şahidi bilgi verdi. Gayet net şu ortaya çıkıyordu: Gerlach sadece, polislerin zaten bildiklerini tahmin ederek, itiraf da bulundu. Gerlach sonradan, federal hakimler heyetindeki soruşturma hakimine verdiği ifadelerin, yani sadece kendi kimlik belgelerinden dolayı çok sayıda cinayetler uygulanabilmesi, dava sürecinde okulanabilme ihtimali olduğunu kavrayınca, adım adım daha fazla bilgi verdiği bununla da gayet net anlaşılıyordu.

02./03.07.2013

Zschäpe’nin polislerle görüşmeleri

Beate Zschäpe şimdiye kadar her resmi görüşmede ifadeyi reddeti. Fakat farklı fırsatlarda bazen saatlerce polislerle sohpet’te bulundu. Araştıran daireler bunu fark ederek, bu tür durumları bilinçli olarak söz arasında, yarattı. Bu tür konuşmalardan sonraki alınan birçok notlar, 2. ve 3. temmuz’da duruşmada işlenildi. Polislerin bu tür konuşmaların açıklamaları Zschäpe’yi ağır yükledi. Savunma, bu tür içeriklerin açıklamları yargı için kulanılamayacağı için gerekçede bulunmaya çalıştılar. Fakat net bir şekilde savunma, polislerin yasa dışı sorgu metotları uyguladığını ve bunların kulalanılamayacaklarının, gerekçesinde bulunamadılar.

Başta Zschäpe, Jena’dan Zwickau’a götürüldükten sonra, ilk görüşmelerdeki polis sorgulandı. İfade vermemek için teslim olmadığını, Zschäpe ona demiş. Avukatı o anda orda olmadığından dolayı, resmi bir ifade vermemiş. Daha fazla cürümler pilanda varmı veya şuan olmaktamı diye soruluğunda, Zschäpe hayır demiş. Fakat sonradan, kimsenin onu zorlamadığını vurgulamış.

Zaten, Zwickau’dan Karlsruhe deki uçuşta, genç federal sivil dairesinin (BKA) polis memuru, Zschäpe’yi federal mahkemeye götürürken, birçok konuşmalar olmuştu. Bir bekleme sürecinde, kendisi, Mundlos ve Böhnhardt bir gün yaptıkları ortaya çıkacacağının bilincindelerdi, diye demiş. Şimdi daha rahat uyuyabildiğini belirtmiş. Ayrıca kendisi Böhnhardt ve Mundlos ile uzun zaman önce şöyle bir karar almışlardı: Gerekirse Zschäpe velilerine, onların ölüm haberini götürecekmiş. Kendisini teslim etmeden bunu bunuda yapmıştı. Zwickau daki yanmış olan evin bodrumunda değerli eşyalar ile ilgili sorularda, şaşkın cevab vermiş: Cürümden çıkan paralardan, alınmış değerli eşyaların sahibi olamadığını belirtmiş.

2012 haziranın 25 de, Zschäpe’ye Gera’nın cezaevinde, nenesi ve annesi ile görüşme izini verildi. Bunun için Köln cezaevinden Gera cezaevine götürüldü. Gidiş gelişdeki dört saatlik yolda, yüksek rütbeli federal sivil dairesinden bir polis yanındaydı ve o durmadan araştırma dosyasındaki konulara nitelendi. Yeniden Zschäpe konuşkandı. Polisin ifadesine göre, bağlantı nokta Zschäpe’nin savunmacısı ‘Heer’ ile basınla işbirlikçilikte bulunduğu için hoşnutsuzluğunu belirtmiş.

Savunmacısı, Zschäpe’ye ifade vermemesini önermiş, diye bilgi vermiş kendisi. Devamında şunuda belirtmiş: ‘Eğer ifade verecek olursam, ozaman uzun ve kapsamlı bir ifade olacak, çünkü yaptıklarımın arkasında duran birisiyim’. Federal sivil dairesindeki şahit şöyle hatırladığını düşünüyor: Hafifletici sebeplerinden bahs ettiğinde, Zschäpe’de şöyle yanıt vermiş: İfadem, cezayı hafifleteceğini hiç sanmıyorum.

Bir yandan, ‘aranıldığına dair her yerde yayınlanan resimde çok çirkin çıkmışım, gerçi diğer yandan da iyi sayılır, çünkü tutukluluktan serbest bırakıldıktan sonra kimse beni tanımaz’, diye söylemiş. Serbest bırakıldıktan sonra değirmen bir isim isteyip ve normal bir hayata devam etmek istiyormuş, kendisi.

Bir yıl önce, Zschäpe beklediği hapis cazasına çok olumlu bir değerlendirme yapması, besbelliydi. Kendisi, Mundlos ve Böhnhardt’ın yaptıklarından haberdar olduğu, üçü her an ölümle göz göze kalma ihtimali olduğunu bilerekten ona dair sözleşmeler yaptıklarını ve kendisinin geniş kapsamda sorumlu olduğunu biliyormuş. Polis, sorgulamasında bunu ortaya koyduktan sonra, ömür boyu hapis cezası daha da yakınlaştı.

26.06.2013

Strüktürsüz kanıt kayıdı

Bugünki, yani 16. dava gününde Zwickauer Frühlings sokağında NSU’nun dairesiyle ilgili, şahitler sorguya çekildi. Zschäpe, Mundlos ve Böhnhardt 2008 den itibaren yanlış isimlernen orda yaşıyorlardı. O iki erkeğin ölümünden sonra, muhtemelen o daireyi Zschäpe yaktı. Bugün ev sahibi ve o binada çalışan iki esnafcıyı sorguladılar. Onlar tesadüfen yangın esnasında o binada yoklardı.

Baş hakim, şahitler sorgulaması için zaman pilanını yapmıştı. Pilan bu süreçte başarlı olamayacağı belliydi. 30 dakikada bir şahitler sorgulamaya çekmek için, dört insan davetliydi. Pratikte: Dava sürecinden altı saat’ten fazla geçtikten sonra, üçüncü şahidin sorgulaması bile bitmemişti. Bu gecikme müdahil davacı temsilcilerinden dolayı değildi, onlar sadece birkaç soru sordu. Esasen sorularıyla en çok zamanı kullanan baş hakimdi.

Ayrıca kanıt kayıdında hiçbir strüktür görünmüyor. Nürnberg’te olmuş olan Özüdoğru’nun cinayet davası ile başlamıştı, bu hafta. Ardından Zwickau daki Frühlings sokağındaki yangını. Fakat her iki konu kısmen işletildi. Zwickau’un yangın sebebini araştıran polis, birkaç hafta sonra ifadesinin devamını verecek. Frühlings sokağın şahitleri nezaman yeniden çağırılacakları daha henüz belli değil. Özüdoğru’nun cinayet davası nezaman devam edeceğide bellirsiz. Haftaya bu konuların ikiside işletilmiyecek. Onun yerine araştırma davasında suçluları sorgulayan polisler, sorguya çekilecekler. NSU’nun propağanda videolarını Götzl (baş hakim), önceden her hangi bir haber vermeden, davanın arasındaki zamana sıkıştırıyor.

Baş hakim Götzl kanıt kayıdın pilanlamasının kararını kendisi veriyor. Ve uygulanan, bağlantılı bir kanıt kayıdına fazla ilgilisini çekmediğini gösteriyor. Kendisi suçlamada ki olan kanıtları her hangi bir şekilde işliyor ve herhalde suçtaki yazılanlar bir ceza için yeterli olacağını sanıyor. Savunmacılar buna karşı çıkmazlar. Özellikle Zschäpe’nin savunmacılarının, kovuşturma tarafından toplanmış olan suçlamanın kanıtları, sonunda yetersiz olmasına umutlular. Onların, bundan dolayı strüktürlü işlemeye ve uzun uzun soruşturmalara, ki bu soruşturmalarının sayesinde belki daha ağır suçlu hale düşme imkanları oldğundan dolayı, karşılar.

Bu tarz, gerçek bir aydınlatmayı, belki yeniler ortaya çıkar diye, engeller. Strüktürsüzlükten dolayı çok zorlaştırılan şu: Davayı aralıksız bir şekilde, kamuoyu ama özellikle müdahil davacı temsilcileri için, takip etmesidir. Veya Şahitlerin sorgulamasına katılmaları için kendilerini ayarlamasıdır. Eğer bu kanıt kayıdı böyle devam ederse, dava en kısa zamanda anlaşılmayan etkinliğe dönüşür ve kamuoyunun röportajcılığından geniş ölçüde uzaklaştırılır.

25.06.2013

Zwickau’un Frühlings(strasse) sokağındaki NSU-apartmanın yakılmasına dahil

 Bugünki, yani 15. ci dava günününde iki polis, Zwickau’un Frühlings sokağındaki NSU apartmanın yangının nasıl başladığını anlattılar. Apartman, Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’un ölümünden sonra yakıldığını açıkladılar. Suçlamanın içeriği: Beate Zschäpe‘ye ağır kundakçılık ve tesadüf evde olmayan veya kendilerini son anında kurtarabilen üç kişiyi öldürmeye çalışmasıdır.

Özellikle, Zwickau’un kriminal polisinin yangın sebebini araştırmasıcının, kanıt olarak yangın yerindeki fotoraflarla, sorgulaması saatlerce sürdü. Bu sorgulama daha bitmemiştir. Birkaç hafta sonra devam edilecektir. Bugün ama gayet net yangın, benzinle yapıldığı ortaya çıktı.

Yangından hariç daha fazla detailar ilgi çekti. Apartman ve bodrum, kapsamlı bir şekilde teknik olarak, aralarında örneğin fazla kilitlerle, kameralarla ve kablosuz dedektörler ile güvenliydi. İlgi çeken: Yangın yapılmadan birkaç hafta önce bir fotoraf’ın üzerinde kameralarının birisi görünmüyordu. Bunun belli bir anlamı varmı diye, ortaya çıkartılması lazım.

Apartmanın molozunda 11 silahın yanında birde yanı sıra öldürülen bayan Polis Michèle Kieswetter’e ait olan kelepçe bulundu. Ayrıca buna dahil de ifadeler gelecektir.

24.06.2013

Özüdoğru’nun cinayet davasındaki araştırmalarının ilk izlemleri

Geçen hafta davalı olan Schultze’nin ifadesini kapattıktan sonra, bu hafta Özüdoğru’nun cinayet davasında şahit sorgulaları başladı. 13.6.2013 de Abdurrahim Özüdoğruyu, kendi terzi dükkanında, Nürnberg’in güney şehirinde, kafasına iki kurşun sıkılarak öldürüldü. Araştıran polislerin sorgulamasında mentalitelerinin ilk izlenleri alındı. Bu mentalite, Neonazilerin, yani NSU’nun cinayet serisinin uzun zaman ‘Döner-cinayetleri’ diye adlandıran ve kurbanların ve etrafında araştırmalar yapılmasının, nedenidir. Komşular, öldürülen kişiyi çok dosthane bir komşunun olduğunu tarif ederken, ceseti ve olay yerini fotoraf eden iz sürücüdeki polisler ise, sık sık öldürülen kişinin terzi dükkanınında ve evinde çok dağınık yerlerin olduğuna deyindi. Araştırma dosyasındaki resimli raporda devamlı türk insanları aşağılayıcı ifadeler var.

2012 de polis sorgulamalarında bir komşusunun ifadesinde, Beate Zschäpe’yi olayın oladuğu yerde gördüğünü demişti. Ana davada, kadın kendisini ‘beni yok ederler diye’ korkusunu yaşadığından dolayı, ifade vermesinden çekindiğini belirtti. Kadının eski ifadesi güven verici mi veya bu şahit sonradan birşeyleri karıştırabilirmi diye, ancak 2012 de yapılan sorgulama protokolu gösterebilir. Bir müdahil dava temsilcisi o protokolu bu davaya ek olarak kullanılsın diye, dilekçede bulundu.

Toplam, Abdurrahim Özüdoğru’nun cinayetini net gören şahitler yok. Fakat bu olay farklı bir şekilde NSU’ya bağlantılı olacak. Silahdan ve NSU bu olaylarla ve cinayetlerle kendi reklamlarını kutlayarak yaptığı videolardan dolayı.

Kendilerinin üstlendikleri videolar – yani ‘Paulchen-Panther’ dedekleri videolar ve bunların iki önceki versiyonları, şahit sorgulamalarının arasındaki, arada gösterildi. Bu video gösterilerde, davalı olan Zschäpe ve onun savunması tarafından gösterilen açık ilgisizliğinden tut, taha ki davalı olan Schultze’nin endişelenmesine kadar, reaksiyonlar görünebilinyordu.

Dava günün başlangıcında Müdahil davacılar kanıt dilekçesinde bulundular: Geçen hafta, Beate Zschäpe‘nin ceza evinden, şiddetli olan Neonazi Robin Schiemann ile mektuplaşması ortaya çıktı. Schiemann ve onun bir ilişkisi olan kişi sorguya çekilmesi istenildi. Dilekçenin hedefi: Dortmund ve Kassel arasındaki Neonazi saflarındaki ilişkiler ortaya cıkmasıdır. Her iki şehirde de NSU cinayetler yapılmıştı. Konum özellikle, Dortmund ve Kassel daki cinayetlerinden birkaç hafta önceki, yani 18.3.2006 da Dortmund’un ve Kassel’in Neonazileri, Uwe Mundlos, Uwe Böhnhardt’ın ve aralarında bulunan Anayasal Koruma Dairesinin (Verfassungsschutz) ihbarcısı, Kassel de bir sağ-rok konserinde, buluşmalarıydı. 

19./20.6.2013

Carsten Schultze’ ye – daha fazla soru soruldu fakat nerdeyse cevapsız kaldı ve yetersiz bir özür dileme

Tüm çarşamba boyunca davalı Carsten Schultze’nin sorgulamasına devam edildi. 20.6. yani Perşembe günü tüm davaya dair olanlar, şimdiye kadar süren sorgulamaya yorum yapacaklar. Önümüzdeki hafta, Nürnberg’te uygulanan ilk cinayetlerden dolayı, kanıt kayıdı başlayacak. Aslında pilanda bu hafta, suçluları sorgulayan polisler, sorgulanacaktı. Fakat şimdiye kadar olan ertelenmelerden dolayı, ertelendi.

Carsten Schultze’nin sorgulaması, dünki gibi katı ve çoğunun tarafından anlaşılmayan, hafıza boşluklarla doluydu. En azında, sorgulamasında dayatıldıktan sonra, şöyle bir itraf da bulunmuştu: Onun, yasa dışı organize edilen Nazi-Müzik grubların konserleine, gitmesi. Hatta birtanesinde 1000 kişilik katılım vardı. Partilerde belli şarkılarda da birlikte söylenildi. Schultze şimdiye kadar ırkçı olmadığını bellirtmişti. Fakat şimdi ki ifadesinde: Kendisi de, Türk insanlara karşı ki uygulanan cinayetlerden sonra ki çıkan ve iyi kılınan şarkı sözlerini birlikte bağırdığını, belirti. 1997 den 2001′ e kadar ‘bu böyle yapılıyordu’, yani ‘bütünün bir parçasıydı’, diye açıkladı.

Öğlenden sonra Schultze, NSU-suikast’ın kurban ailelerinden özür dilemeye çalıştı. Özür dileme gerçekçi görünüyordu. Fakat sadece ve sadece Çeska-silah’ın satın alması ve teslim etmesi için gerçerliydi bu özür dilemesi. Schultze kendi sorumluluğu, sadece bu konuda olduğunu, gibiymiş gösteriyor. Bundan dolayı bütün konsentresini silahın siparişine, satın almasına ve teslim etmesiyle ne alakası varsa, vermişti. Bu olayın sırf kısa öncesi ve kısa sonrası ile ilgili olanlarlı hatırlamaya çalışıyordu. Tabi diğer, ilegaliteye kaçanlarının desteklemesi, Wohlleben ile günlük çalışmalarını veya kendi politik çalışmalarını, dile getirmedi. Nerden baksak yine 20 ve 30 genci ‘Junge Nationaldemokraten’ (genç nasyonaldemokratlar) o örgütlemişti.

Schultze bugüne kadar, NSU’nun var olması için, onların cünhalarını desteklediğini ve farklı çalışmalarda yer aldığının sorumluluğunun tümünü, hala kavramadı. Buda kendi özür dilemesinin değerini çok büyük bir şekilde düşürdü.

Schultze’nin Wohlleben’e karşı ki yeni ortaya çıkan bilgilerle ağır yüklenmesi, aynı zamanda kendisini de suçluyor. Çünkü o ‘üç kişilik grubun’ başka bir insanı yaraladığını bildikten sonra hala onları devam desteklemeleriydi. Eğer Carsten Schultze sırf bir yardımcı olarak hizmet ettiyse, ki yaş ve tarihsel olaylardan Zschäpe’ye Mundlos’ a ve Böhnhardt’ a mesafeli olmasına rağmen, ‘elfener bombasından’ bahs ediyorsa, ozaman büyük bir ihtimale göre suçlu olan Gerlach ve Eminger de bu olaylar hakkında bilgileri vardır.

18.06.2013

Anayasal Koruma Dairesinin, 2000 de ‘Jena’ nın yardımcıların etrafında ki olan kişilerle ilişkilerdeydiler.

Davalı olan Carsten Schultze’nin sorgulaması yavaş bir şekilde ilerledi. Schultze nerdeyse hiç birşeyi hatırlamadığını söyledi. Herzaman türklere karşı herhangi bir önyargısının olmadığını belirtiyor. Tabi Döner dükkanının yıkımını anlatırken, dükkanının sayibinin kökeni bilmemesi, nekadar saçma olduğu gayet net ortada. Ayrıca ‘Thüringer Heimatschutz’ da (Nasyonalsosyalist Partilerinin Birliği) ‘NPD’ de (Almanya nasyonaldemokrasi Partisi) ve ‘Junge Nationaldemokraten’ de ki (Nasyonaldemokrat gençliği) kendi politik çalışmalarını önemsemiyor.

İlginç olan, Schultze’nin 2000 de ‘Thüringer Heimatschutz’ un başkanı Tino Brandt’a, üç ilegaliteye kaçan kişilerle ilişkide olduğunu anlatmasıdır. Yani en geç o andan itibaren başkanın haberi bundan olduğu belli. Tino Brandt tüm süre boyunca da Anayasal Koruma Dairesinin ihbarcısıydı.

Ayrıca, sözde çıkış yapan ve o süreçte de Anayasal Koruma Dairesiyle ilişkide bulunan bir şahız, 2000 yılında Schultze’ye direk o üç kişiyle ilgili sorular sormuş. Zamanında da ona, bununla ilgili hiç birşey bilmediğini demiş.

Bundan kısa bir süre sonra, Brandt’ın Anaysal Koruma Dairesinin ihbarcısı olduğu ortaya çıktı. Schultze onun bu Daireyi desteklediğini bildiği halde, aklına sonradan olacaklarını düşünmediğini belirtti.

Bu demekki: Gayet erken bir zamandan belli, ilegaliteye kaçan üç kişi ve onların yardımcılarının, Anaysal Koruma Dairesi tarafından takipte bulundukları, çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor.

12./13.6.2013

Davalı olan Carsten Schultze´nin devam eden sorgulaması

Davalı olan Carsten Schultze Salı günündeki sorgulamasında yeni bulgular ortaya koymuştu. En az NSU´nun önce bilinmeyen bir saldırı uyguladığını, davalı olan Wohlleben üzerine veridiği bilgiler, Uwe Böhnhardt`ın ve Uwe Mundlos`un saldırıyı uygulama bilgilerini verdikten sonra, Haziran`ın 12. ve 13. deki sorgulaması sonuçsuz geçti.Ortalığı telaşlandırılan bir şey vardı: Schultze, Wohlleben´nin savunmacısının sorularını ret etti. Schultze´nin duygusal açıklaması şuydu: Wohlleben´nin savunmacısı mahkemeden eşitlik istemişti, şimdi Schultze de aynısını Wohlleben den bekliyor. Schultze bildiklerini ortaya koydu, yanı ‘soyundu’. Wohlleben de ifadesini düzgün ve bildiklerinin hepsini derse, ancak ozaman Schultze´nin avukatının sorularını cevaplandıracakmış.

Davalı olan Schultze üç sorgulama gününde kendisini nekadar ‘soyduğu’ yani bütün bilgileri verdiği, tabi hala belirsiz. Kesin şu ifade açıklamasında zorlanmıştı: Böhnhardt ve Mundlos`a Ceska silahını teslim etmeden önce, patlıyıcı maddeli olan bomba saldırısı´nın yapılacağı, bilidiğidir. Şu itirafda da çok zorlanmıştı: O anlattığı ana kadar üç kişinin silahlara sayip olduklarını bilmesi. Demekki Schultze´nin onlara teslim etmiş olan susturucu Ceskası kesinlikle banka soygunu için olmadığı. Aksine bu itiraf gayet net, Ceskayı cinayet için kullandıklarını bellirtti.

Başka noktalarda ise Schultze kuvvetli bir şekilde kendisini kapalı tutuyor. Kendisinin ırkçı biri olmadığını, ‘Afrika maymunlara ait’ sloganını attıkları halde. Kendisinin, türk insanlara karşı herhangi negatif bir duruğuşu olmadığını söyledi. Birkere solcular dövüldüğünde, kendisininde birlikte dövmesi, hatta Wohlleben bu tür baskınlardan birisinde bir kurban´ın yüzüne tekmeyle giriştiğini belirtti. Fakat bu şiddetli olaylar için, kendi amacını burda açıklamıyor. İdeoloji, İçerikler ve görüşmeleri unutmuş. Eğer Schultze, silahlı savaş için mutlaka herhangi bir teorinin olması gerektiğini diyorsa, ama kendisinin onu hatırlamaması, çoğu şeyi daha sakladığını gösteriyor. Birkaç dakika önce daha, bir susturucu cinayet silahı alıp da teslim etmesini anlatıyordu.

Haziran`ın 18 de, yani salı günü Schutze´nin sorgulaması, müdahil davacılar tarafından devam edecek.