07.10.2015

“Jena Silah Arkadaşlığı”nda militanlık tartışmaları ve Meral K. hakkında

Geçtiğimiz haftaya kadar avukat Willms’in temsil ettiği ve görünüşe göre aslında var olmayan müdahil davacı Meral K. konusundaki skandal, bugün esas duruşmada konu edildi. Heyet başkanı müdahil davacıyı defalarca kez tanık olarak çağırıp avukatına müvekkilinin nerede olduğunu söylemesi için büyük bir baskı uyguladıktan sonra avukat Willms, kandırıldığını ve sözde müvekkilinin aslında var olmadığını yazılı olarak bildirdi. Başka bir müdahil davacı ona kendisini aracı olarak tanıtmıştı ve Meral K.’nın vekaletinin aracılığı için ondan para almıştı. Müvekkilinin aslında mevcut olmadığını ancak şimdi tespit etmiş ve bu yüzden “aracıya” yönelik suç duyurusunda bulunmuştu. Bu kişinin müvekkili için yapmış olduğu tanıklığın da sahte olduğunu da şimdi farketmişti.

Bugünlü duruşma Zschäpe’nin savunmasının verdiği bir dilekçeyle başladı. Dilekçede Meral K.’nin müdahil dava izni hakkında karar veren hakimlerin bu kararı nasıl verdikleri ve özellikle de tanıklığın sahte olduğunu anlayıp anlamadıkları veya ne zaman anladıkları konusunda resmi açıklamada bulunmalarını isteniyor. Savunma böylelikle, bir müdahil davacıya yeterli denetleme yapılmadan izin verildiği gerekçesiyle hakimin reddinin olası olduğunu üstü kapalı şekilde bildirdi.

Ama skandalı müdahil davanın meşruluğuna ve mahkemeye saldırmak amacıyla kullanma çabası ters tepti: Çünkü Beate Zschäpe, avukatları Heer, Sturm ve Stahl’ın dilekçesine bariz şekilde şaşırdı. Dördüncü avukat Grasel, Zschäpe ile görüşmek üzere ara verilmesini talep etti ve sonra kendisi ve Zschäpe’nin dilekçeden şu ana kadar haberi olmadıklarını bildirmekle yetindi. Bununla birlikte Heer ve Grasel arasında bir tartışma başladı: Heer Grasel’i davaya iyi hazırlanmamakla suçladı. Grasel ise Heer, Stahl ve Sturm’un kendisiyle görüşmekten kaçındıklarından ve ona şu ana kadar toplanan delillerle ilgili notları vermediklerinden şikayet etti. Avukat Heer’in doğru tespit ettiği üzere bu, “daha rezil olması mümkün olmayan” bir oyundu.

Burada gerçekten de aldatma kastıyla müdahil dava izni konusunda yalan mı söylendi ve bunun sorumlusu kim ortaya çıkarılması gerekiyor. Nihayetinde delillerin özenli şekilde incelenmesinin böylesi girişimleri açığa çıkardığı belli oldu.

Bunun ardından Jena Silah Arkadaşlığı’nın kurucu üyelerinden olan ve son sorgusunda ideoloji vb. konularda ifade vermiş olan (bkz. 16.09.2015 tarihli blog) bir tanığın sorgusuna devam edildi. Tanık, polise verdiği bir ifadede İskandinavya’daki sağcı çevrelerle ilgili bir videonun izlenmesinin ardından militan bir organizasyonun oluşturulmasına yönelik yapılan tartışmalardan bahsetmişti. Bu ifadeyi Münih’teki ilk sorgusunda doğrulamıştı. Bugün soru üzerine İskandinav bir Blood and Honour kolunun “savaş muhabiri” videosundan bahsettiğini söyledi. Tanığın anlattığına göre videolarda konser görüntülerinin yanısıra Nazilerin yaptığı silah ve bomba talimleri görülüyordu. Ama şimdi verdiği ifadede zamanları karıştırdığını, bu filmlerin 1997/1998 yıllarından olduklarını, bu yüzden onları başka arkadaşlarıyla izlemiş olması gerektiğini söyledi. Ama hangi arkadaşlarının söz konusu olduğu konusunda bilgi veremedi. Jena Silah Arkadaşlığı’nda, militan bir organizasyonun oluşturulmasına yönelik tartışmaların hangi koşullar altında geliştiğini de açıklayamadı. “Savaş muhabiri” videolarının 1996 yılından bu yana dolaşımda oldukları kendisine hatırlatıldığındaysa kendini savunmaya devam etti. Tanığın bir yandan olayların tarihini karıştırdığı ama diğer yandan da kendini ve özellikle de arkadaşlarını korumaya çalıştığı belli oldu.

Başkalarını aklamaya yönelik eğilimi bir yerde daha çok belli oldu. Tanığa o zaman polise verdiği ifadede birşeylerin üzerini çizdi mı diye sorulunca tanık çizmediğini söyledi. Ama sorgudaki “Militan bir organizasyon hakkında konuştuğumuz sırada nereden silah tedarik edilebileceğinden bahsedilmemişti.”cümlesinin üzeri elle çizilmişti. Üzerinde tanığın isminin kısaltmasının bulunduğu bu değişiklik cümlenin üzerinin “kendi rızasıyla” çizildiğini doğruluyordu ki bu gerçeklerin kendine hatırlatılması üzerine tanık da bunu doğruladı. Yani belli ki o zamanlar şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesi hakkında ne sıklıkta konuşulmuş olduğunun ortaya çıkmasını istemiyordu. Bugün birlikte izlenen videolarla bağlantılı olarak böylesi eylemler hakkında yapılan konuşmalar hakkında bir şey bilmek istemedi. Sorguda o zamanlar aslında ne anlatmış olduğu sorusunun cevaplanması gerekiyor.