Wohlleben’in savunmasından hakimin taraflılık nedeniyle reddi için ufak bir dilekçe ve: Muhbir “Görlitz” Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi karşısında yalan mı söyledi?
Müdahil davacıların Brandenburglu muhbir yöneticisi Görlitz ve muhbir Carsten Szczepanski arasında 25.08.1998 tarihinde gerçekleşen bir görüşmeye dair bir tutanağın dava kapsamında incelenip okunabilmesi için verdiği delil tespiti dilekçesi Görlitz’in Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde gerçekleşen sorgusu sırasında yalan söylemiş olduğunu ortaya koyuyor (bu sorgularla ilgili olarak bkz. 16.06.2016, 01.07.2015, 29.07.2015 ve 02.03.2016 tarihli bloglar).
Konu somut olarak şu: Irkçı bir şiddet eylemi nedeniyle uzun süreli bir hapis cezasına çarptırılan Carsten Szczepanski, Brandenburg Eyalet Anayasayı Koruma Dairesi tarafında işe alınmıştı ve görevleri arasında Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe ile ilgili olarak Blood and Honour’un Saksonya “bölüğü”nde casusluk yapmak da vardı. Eyalet Dairesi’nin Szczepanski’ye verdiği bir cep telefonunda “çat pata ne oldu?” diye, muhtemelen Chemnitzli Blood and Honour aktivisti Jan Werner’den gelmiş olan bir mesaj vardı. Bu mesaj bir silah tedariği teşebbüsüne işaret ediyordu.
Görlitz mahkemeye o sırada eski iş telefonunu geri vermiş ve kapatmış olduğunu, bu nedenle mesajdan hiç haberi olmadığını anlatmıştı. Buna karşılık bahsi geçen tutanağa göre -delil tespiti dilekçesine göre- Görlitz’in bu ifadesi yalan ifadeydi, telefon daha uzun bir süre açıktı ve kullanımdaydı. Dilekçeye göre bunun yanında Szczepanski ve Jan Werner arasında bir buluşma gerçekleşmişti: Orada belki de bir silah mı teslim edilmişti?
Heyet başkanı bu dilekçeye pek sevinmedi, çünkü dilekçeye bahsi geçen ve “gizli” damgalı tutanağın bir kopyası da iliştirilmişti. Götzl dilekçenin ve tutanağın kopyalanmaması ve dava katılımcılarına teslim edilmemesi talimatını verdi. Önce tutanağın gizli tutulma olasılığı konusunda ne yapılması gerektiğini denetlemek istiyordı. Yani heyet başkanı delillerin toplanmasına bir kez daha engel oldu.
Başkan bunun ardından birkaç belgenin okunacağını duyurdu ve bu da yine Wohlleben’in savunmasının anlamsız bir hakimin reddi dilekçesi daha vermesiyle son buldu. Federal Savcılığın ısrarı üzerine yarınki duruşma iptal edilmedi, duruşmaya devam edilecek.