17.11.2016

Wohlleben’ın savunması oyunlarına devam ediyor

Wohlleben’in savunması bugün duruşmaya bir kez daha mani oldu ve üstelik yine gerekçesiz bir taraflılık nedeniyle red dilekçesi verdi: Mahkeme bugün duruşmaya devam edip dün verilen dilekçe hakkında verilecek kararı beklememe kararı aldı. Bu ceza muhakemeleri usülü kanunun da öngördüğü gayet normal bir tutum. Ancak Wohlleben’in savunması bu kararın gerekçesinde taraflılığa işaret eden başka nedenler olduğunu öne sürüyor. Bu gerçekten de kulağa geldiği kadar gülünç bir durum. Bugün verilen dilekçe, tıpkı dünkü 00 gibi tamamen gerekçesiz ve yine reddedilecek.

Savunma anlaşılan bu şekilde devam edecek, çünkü davada içeriksel olarak bir şeye ulaşamayacağını anladı. Deliller Wohlleben’in ağır şekilde aleyhine ve bu delillerin Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi ve Federal Yargıtay tarafından verilen tutukluluğun devamına yönelik kararlardaki değerlendirmeleri çok açık. Tamamen açık olmayan ise savunmanın oynadığı bu oyunlarla neyi hedeflediği: Sadece davayı sürüncemeye uğratmak mı istiyorlar? Ya da mahkemeyi bir noktada temyiz yoluyla saldırabilecekleri bir hata yapacak denli kızdırmak mı istiyorlar?

Bunlardan ikincisi pek başarı vaat etmeyen bir strateji. Heyet savunmanın çabalarına yavaş da olsa çok deneyimli şekilde tepki veriyor. Buna rağmen savunma duruşmayı yavaşlatmayı (komik bir şekilde sürekli davayı hızlandırma prensibinden bahsetse de) her seferinde başarıyor. Bugün gelmesi planlanan tek konuğun sorgusunu akşamüstünün geç saatlerine kadar erteletmeyi başardı. Ancak Savcılığın heyet başkanının savunmayı dikkate almasını abartılı bulduğunu oldukça açık bir şekilde belirtip artık gerekmedikçe daha fazla uzun aralar verilmemesini önermesinin ardından avukat Schneiders meselenin gecikme olmadığını bu nedenle daha fazla taraflılık nedeniyle red dilekçesi vermeyeceklerini duyurdu.

Böylece tanık sonuında sorgulanabildi. Bu tanık geçtiğimiz haftaki tanığın refakatçisiydi ve bu nedenle kendisi de Schultze’nin anlattığı “tramvay son durağındaki” saldırının kurbanıydı (bkz. 08.11.1016 tarihli blog). Büyük oranda geçen haftaki tanığın verdiği bilgileri doğruladı. Sanık Wohlleben bu ifadenin üzerine söz almak isteyerek kendisinin bu saldırıda mevcut olmadığını, Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin ortadan kaybolmalarının üzerinden daha birkaç ay geçmişken kendisini tamamen arka planda tutmuş olduğunu anlattı.

Ancak tanıkların ifadeleri hem olayın kendisinin hem de Wohlleben’in olaya dahil olduğunun doğru olduğunu gösteriyor.