30.11.2016

Sinagogun gözetlenmesine dair daha fazla bilgi – Zschäpe’nin savunması delillerden “rahatsız oldu”

Bugünkü duurşma dünkünden biraz daha uzun sürdü: Mahkeme yaklaşık 70 dakika süresince, 2000 yılı Mayıs ayında Zschäpe ve Mundlos’un başka iki kişiyle birlikte Berlin Rykestraße’deki sinagogun hemen yanındaki bir kafede oturduğunu gören Berlinli bir güvenlik polisinin ifadesini aldı. Hem tanığın kendisinin (bkz. 26.10.2016 tarihli rapor) hem de onu sorgulayan polis memurunun (bkz. 23.11.2016 tarihli blog) tanığın o zamanki ifadesini özünde doğrulayıp ancak tüm ayrıntıları hatırlayamamaları nedeniyle tanığın kendisi bugün yeniden çağrılmıştı. Mahkeme dün duyurduğu gibi tanığın 2000 tarihli sorgusunun tutanağından belli kısımları “hafızasını desteklemek” amacıyla okudu. 

Heyet başkanı hakim Götzl’ün eski sorguların büyük kısmını okuması yni bir şey değil. Ama bu bugüne kadar hep haturlatma şeklinde gerçekleşiyordu. O durumda delil olarak, okunan metin değil tanığın ona dair verdiği bilgi kabul ediliyordu. Bugünkü gibi bir „tamamlayıcı okuma“da ise buna karşılık okunan sorgu tutanağının içeriğinin kendisi delil olarak kabul ediliyor. Bu da heyetin tanığın ifadesine büyük önem verdiğini ve onu muhtemelen vereceği kararda esas alacağını gösteriyor.  Tanığın verdiği bilgiler, Zschäpe’nin olası saldırı hedeflerinin gözetlenmesiyle doğrudan ilgisi olduğunu gösterdiğinden bu anlaşılır bir durum. (Konunn ancak müdahil davacıların verdiği dilekçe üzerine dikkate alınmış olması, tanığın NSU’nun 2011 yılında kendini açığa çıkarmasının ardından yeniden sorgulanmasının bile o zamanlar gereksiz görülmüş olması bu açıdan bakılınca manidar.)

Savunmanın açısından, doğrudan aleyhlerine olan bir delile karşı kendilerini savunmaları, en azından bunu denemeleri akla yatkın olurdu. Ama bunu yapmadılar. Avukat Stahl, heyet başkanının tavrından „rahatsızlık duyduklarını“ belirtti, ama ettiği itirazı da hemen geri aldı.

Okunan belgelerin ardından heyet başkanı duruşmayı 11’e doğru sonlandırdı. Yarınki delil programı da çok sınırlı. Bu da bu davanın uzun sürmesinin esas nedeninin müdahil davacıların dilekçeleri değil mahkemenin davayı yavaş yönetmesi olduğunu bir kez daha gösterdi.