09.03.2017

Zschäpe’nin savunmasından red dilekçesi ve: Mahkeme duruşmaya 23.03.2017’ye kadar ara veriyor

Wohlleben’in savunmasının dün tüm hakimleri reddetmesinin ardından avukat Heer bugün Beate Zschäpe’nin heyet başkanına karşı taraflılık nedeniyle verdiği red dilekçesini okudu.  Bu red de temelde duruşmanın son aylarda fazla hızlandırılmaması göz önüne alınarak yeni dilekçeler için belli bir süre verilmesiyle gerekçelendiriliyordu.

Duruşma günü  bunun dışında sürekli verilen aralarla geçti. Savunmaların “kendi içlerinde görüşmeleri” için 30 dakika, 20 dakikalık bir ara talebinin reddediliği bir mahkeme kararının verilmesi için 20 dakika…

Verilen çeşitli red dilekçeleri nedeniyle 14-16.03 arasındaki ve 21 ile 22.03 tarihlerindeki duruşmalar iptal oldu. Duruşmalara 23.03.2017 Perşembe günü devam edilecek.

Zschäpe ve Wohlleben’in savunmalarının verilen süreye o kadar da şaşırmadıkları, daha çok ellerinde başka bir savunma yöntemi ve fikir kalmadığı gerçeğini saklamak istedikleri ortada. Mahkemenin delil programının bilirkişi Prof. Saß’ın ardından sonlanacağı en geç geçtiğimiz yılın Aralık ayından bu yana belliydi. O zamandan bu yana ne Zschäpe ne de Wohlleben’in savunması elle tutulur bir şey sundular. Başka bir bilirkişinin hazırlandığı öne sürülen rapor bir fiyaskoydu, Wohlleben’in savunması Hitler’in vekili Hess’in sözde öldürülmesi ve “halkın ölümü” tehlikesine yönelik propaganda dilekçeleri verecek kadar ileri gitti. Bu ümitsiz strateji bugün verilen ve “FBI ajanlarının” Heilbronn’daki olay yerinde bulunma olasığıyla ilgili bir dilekçeyle doruk noktasına ulaştı. Bu dilekçe belki iki sene önce komplo teorisi yönünde bir şaka olarak görülebilirdi, ama Zschäpe’nin Böhnhardt ve Mundlos’un kendisine bu eylemi itiraf ettiklerini söylemesinin ardından bu dilekçenin hiçbir anlamı yok.

Bu açıdan mahkemenin tanıklıklıklara yavaştan son vermek istemesi anlaşılır bir durum. Ancak mahkemenin Salı günü -kısmen uzun süre önce verilmiş- delil tespiti dilekçelerini kısmen kötü şekilde gerekçelendirerek reddetmesi ve aynı zamanda verilecek yeni dilekçeler için bir haftadan az bir süre vermesi kötü bir girişim ve ikna edici değil. O noktada mahkemenin duruşmayı aylarca ağırdan almasının ardından neden bir anda bu kadar hızlandığı sorusu gündeme geliyor. Bunun sebebi belki de bu hafta meclis araştırma komisyonunun son tanık ifadesini alması ve mahkemenin Münih’te vereceği kararının öncesinde Berlin’den önemli bir bilgi gelecek mi diye beklemek istemesi olabilir.