Hakimin reddi tangosunda sıradaki dans
8 ve 9 Mart ve takibenki haftalarda verilen hakimin taraflılık nedeniyle reddi dilekçelerinin hepsi başarısızlıkla sonuçlandı. Mahkeme Zschäpe’nin savunmasının son iki hafta içerisinde verdiği dilekçeleri geri almış olduğunu belirtti. Bunun nedeni Zschäpe’nin savunmasının kısa süreliğine yürüttüğü takım çalışmasının yine sona ermiş olduğunu gösteren bir yazışmaydı: Başlangıcı Zschäpe’nin kendisi heyet başkanına verdiği bir mektupla yaptı. Mektupta avukatları Heer, Stahl ve Sturm’un onun adına vermiş oldukları son red dilekçeleriyle ilgili kendi fikrinin hiç sorulmamış olduğunu, kendisinin bu dilekçeleri istemediğini iddia ediyordu. Heer, Stahl ve Sturm uzun bir yazılı beyanla avukatlar Borchert ve Grasel’in Zschäpe’nin dilekçelere onay vermiş olduğunu kendilerine defalarca temin ettiklerini söylediler. Borchert ve Grasel ise bunu reddederek Heer, Stahl ve Sturm’u susma yükümlülüklerine uymamakla suçladılar.
Duruşmayı izleyenlerde yine Zschäpe’nin farklı avukatlarına yönelik tavrının ustaca manipülatif olduğu izlenimi uyandı. Heer, Stahl ve Sturm bu izlenimi bir kez daha görevlerinden alınmaları için dilekçe vermek için kullandılar, çünkü ya Grasel ve Borchert ya da Zschäpe onlara yalan söylemişti. Zschäpe ise buna karşılık Heer, Stahl ve Sturm’un susma yükümlülüğünü ihlal etmeleri nedeniyle görevden alınmalarını talep etti.
Hakimin reddi tangosunda bir sonraki dans Wohlleben’in savunmasına aitti. Duruşmaya yarın sabaha kadar ara verilmesini istediler. Bunun nedeni yarın red dilekçeleri hakkında karar vermiş olan üç hakimi (iki hakim muvini ile heyetin ek hakimi) kendilerinin reddedecek olması.
Savunma delil programına bugün içeriksel bir katkı sağlamadı. Sadece Heer, Stahl ve Sturm Paskalya tatilinden sonraki hafta gelmek üzere kendi bilirkişilerini çağırmış olduklarını duyurdular. Bu bilirkişi muhtemelen Prof. Saß’ın bilirkişi raporuna yönelik pek de ikna edici olmayan bir„yöntem eleştirisi“ yapacak.
Müdahil dava avukatları, 1995 yılından Yahudi düşmanı bir propaganda suçu ve ırkçı motifli bir bombalı saldırı teşebbüsü ile ilgili soruşturma dosyalarını incelemek için dilekçe verdiler. Bu dosyalarda Jena Silah Arkadaşlığı’nın olaylara dahil olma olasılığıyla ilgili ipuçları bulunuyor. Bu dosyalar Federal Başsavcılık tarafından şu ana kadar Münih’teki dosyalar arasına alınmadı.