30.03.2017

Guguk Kuşu – Zschäpe’nin savunmasından psiko-dilekçe

Bugünkü duruşmanın içeriksel doruk noktası (ya da dibe vurduğu nokta) Zschäpe’nin avukatı Grasel’ın verdiği bir delil tespiti dilekçesi oldu: Zschäpe’yi cezaevinde toplamda dört gün boyunca ziyaret etmiş olan psikiyatrist Prof. Bauer, Zschäpe’nin “ağır bir bağımlı kişilik bozukluğu” nedeniyle olayların gerçekleştiği sırada sınırlı cezai sorumluluğa sahip olduğunu kanıtlamak üzere bilirkişi olarak ifade vermeliydi. Bauer önümüzdeki günü mahkemeye gelmek için müsaitti.

Bu dilekçe avukatlar Borchert ve Grasel’in Zschäpe’yi hiçbir şeyin farkında olmayan, pasif biri olarak göstermeye dayalı savunma stratejilerinin mantıklı bir sonucu. Onu şimdi de Böhnhardt ve Mundlos’un bağımlı bir eklentisi gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu strateji şu ana kadar göründüğü üzere işe yaramadığından, savunma şimdi bahsi yükselterek dilekçede Zschäpe’nin Bauer’e “Uwe Böhnhardt’ın kendisine sürekli ağır fiziksel şiddet uyguladığını” anlatmış olduğunu duyuruyor. Savunma, Zschäpe’nin heyet ile bir yılı aşkın süredir devam eden yazılı soru-cevap oyununu bu konuda bir şey anlatmak için kullanmamış olmasının ardından buna kimin inanacağını cevapsız bırakıyor.

Yani bu dilekçenin pek bir başarı şansının olmadığı kesin. Belli olmayansa savunmanın dilekçe konusunda ciddi olup olmadığı. Çünkü on cinayet ve çeşitli şiddet suçları nedeniyle verilecek bir hüküm aynı anda azalmış cezai sorumluluğun tespit edilmesi durumunda çok kolay bir şekilde uzun süreli bir hapis cezasıyla birlikte bir psikiyatri hastanesine yatırılma kararı verilmesine neden olabilir. Zschäpe bunu ömür boyu hapis cezasına tercih mi ediyor, avukatları ona bu tehlikeden hiç bahsettiler mi bilinmiyor. Ama bu müdahil davacılar açısından zaten önem taşımıyor.

Mahkemenin dilekçe konusunda ne yapacağını göreceğiz. Bir yandan heyet başkanının şu ana kadarki tutumu Zschäpe’nin verdiği tüm içeriksel bilgilerle ilgilendiğini gösteriyor ki bu da Bauer’in dinlenmesinin lehine. Diğer taraftan bilirkişi Prof. Saß, Zschäpe ve cezai sorumluğu ile ilgili halihazırda çok kapsamlı bir bilirkişi raporu verdi. Bu raporun sonucuna göre Zschäpe’nin suçluluğundan şüphe duyulması için hiçbir neden yok.

Wohlleben’in savunması bunun yanısıra heyet başkanına ve onun bir vekiline karşı dün verilmiş olan red dilekçelerini reddetmiş olan hakimlere karşı red dilekçesi verdi. Dilekçenin gerekçesi verilen red kararının bu hakimlerin tarafsız olmadığını göstermesiydi. Yine “kuru gürültü”ye bir örnek. Hukuki açıdan bugün müdahil avukat Doris Dierbach’ın önerdiği gibi bir yaklaşım yerinde olurdu: Prof. Bauer’in Zschäpe’nin kendisine anlatmış olduklarıyla ile ilgili olarak dinlenmesi, ardındansa Prof. Saß’dan vermiş olduğu rapora bu anlatılanların ışığında ilavelerde bulunmasının rica edilmesi.

Önümüzdeki haftaki üç duruşma gününün ardından mahkeme iki haftalığına Paskalya arası verecek. Mahkemenin Prof. Bauer’i çağırıp çağırmayacağının o zamana kadar belli olması gerekiyor.