16.05.2018

Wohlleben’in savunmasının mütalaasına devam

Wohlleben’in avukatı Klemke’nin mütalaasının bugünkü devamına dair dün söylememiş olduğumuz yeni bir şey yok. Klemke de savunmanın vermiş olduğu halk ölümü dilekçesini savunmayı denedi. Klemke „mizahının“ söz konusu olduğu yerler (örneğin Klemke’nin müdahil davacıların mahkeme salonundan nasıl „göçeceklerini“ görmek için bu dilekçeyi bir kez daha sunmak istediği ifadesi gibi- çok komik, çünkü o zaman avukatların kendileri göçmen olacaklar!“) dışında bu çıkışta da yeni bir şey yoktu.

Söz konusu edilmeye değer olan tek şey, Klemke’nin (kendi standartlarına göre nispeten üstü kapalı şkilde ifade etse de) özellikle de Carsten Schultze’nin „eşcinsel eğilimlerini çekinmeden yaşayabileceği güzel yeni hayatı“ndan bahsederkenki aşağılayıcı tonlamasında kendini belli eden eşcinsel düşmanlığıydı.

Klemke artık kendisini her şeyden önce cesur bir avukat olarak göstermeye çalışmıyor. Bunun artık zaten kabul edilmiş olduğunu düşünüyor gibi görünüyor. Onun yerine açıkça sağcı provokasyonlarla kendini göstermek istiyor gibi. Belki de yakında bitecek olan davanın ardından bir daha asla böyle büyük bir izleyici kitlesine sahip olamayacağının farkında.

Klemke’nin hukuki açıklamalarının temelinde Ceska tabancanın teslimatıyla ilgili dilekçelere saldırı ve bununla ilgili olarak Başsavcı Weingarten’ın mütalaasındaki delil değerlendirmelerine yönelik ayrıntılı eleştirilerin yanısıra birkaç yasal açıklama da vardı. Bunlara göre özellikle Nazi dükkanı Madley’de çalışan ve kendi ifadesine göre Ceska’yı sanık Schultze’ye satmış olan tanık Andreas Schultz’un ifadesi delil olarak değerlendirilmemeliydi. Schultz’un ismi Jena’daki garajda bulunan isim listesinde olduğundan ve susturuculu bir silahın satışı cinayete yardım ve yataklık şüphesini gerekçelendirmeye yettiğinden Schultz’a açıklamada bulunmak zorunda olmadığı belirtilmeliydi. Ama soruşturmada bulunan Weingarten o zaman bunu yapmamıştı. Oysa ki Klemke’nin açıklamalarının aksine böylesi kapsamlı bir susma hakkı mevcut değildi, çünkü satıcının örneğin sanık Wohlleben’in aksine, silahın kime ulaşacağını ve söz konusu kişilerin senelerden bu yana silahlı mücadele tartışmalar yürütüp patlayıcı madde kullandıklarını bildiğini gösteren hiçbir dayanak yoktu.

„Sanığın akşamüstünün erken saatlerinde başağrısının tutması“ dizisinde bugün sıra André Eminger’deydi. Duruşma bu nedenle saat 14’ü geçerek sona erdi. Klemke mütalaasını bugün sonlandıramadı.

Klemke, ele alacağı bir sonraki konunun kasıt konusu olduğunu belirtti. Yanı yarınki duruşmanın yine boş „etnik çoğulcu“ sözlerle dolu geçmesi bekleniyor. Onun ardındansa Wiking gençliğinin ülke çapındaki son lideri, Wohlleben’in savunmasının mütalaasını sonlandıracak.