15.05.2018

Wohlleben’in savunmasının mütalaası: Acelecilik ve Şikayetçilik

Aşırı sağcı ideolojinin kendini dışarıya yansıtış şeklinin iki temel unsuru olduğu -yani acelecilik ve şikayetçilik- genel olarak geçerliyse, Ralf Wohlleben’in savunmasının bugün sunduğu mütalaasında avukat Schneiders ilkinden, avukat Klemke ise ikincisinden sorumluydu.

Schneiders’ göre müvekkili her şeyden önce bir kurbandı: Onun hakkında ağır şekilde peşin hükümde bulunan basının kurbanı, „camia röntgenciliği“ yapan „kimi müdahil davacıların“ kurbanı, politika ve medyanın beklentileri nedeniyle müvekkillerine her ne pahasına olursa olsun hüküm giydirmek isteyen önyargılı medyanın kurbanıydı. Mütalaası mahkemenin davayı yönetim şekline yönelik eleştirilerin, Wohlleben’in savunmasının içeriksel konulara yönelik verdiği delil tespit dilekçelerinin ve ilkel komplo teorilerinin bir karışımıydı. Schneiders mütalaasını, müvekkilinin beraat etmesi talebi  ve mahkeme üylerine kararlarının „hesabını bir gün ahirette vermek zorunda kalacakları“ uyarısıyla bitirdi. Hitler’in temsilcisi Hess’in Nürnberg Davalarındaki mütalaasına bu kısa saygı duruşu, bu Nazi mütalaasını uygun bir şekilde noktaladı.

Wohlleben’ün üç avukatı içerisinde daha önce şahsen bir Neonazi örgütünde faaliyette bulunmamış tek avukat olarak bunu telafi ihtiyacı olan Klemke mütalaasına AfD’nin Höcke „kanadında“ bile sansasyon uyandıracak bir atakla başladı. „Kızıl-yeşil“ medya ve Alman halkının „bir soy, kültür ve kader birliği olarak çöküşüne“ yol açacak olan bir „suç kültünü“ yöneten ve bu kültü finanse de eden bir „sözde göçmenler lobisi“ hakkında saçma sapan açıklamalarda bulundu. Yani NSU’nun itiraf videosunda da görülen klasik etnik evrilme ve halk ölümü ideolojisi hakkında. Klemke mütalaasının bugünkü ilk bölümünü özellikle Federal Savcılığın Ceska seri tabancayla ilgili delillere yönelik değerlendirmesine adadı. Wohlleben’in başağrılarından şikayetçi olması üzerine mütalaasına akşamüstüne doğru ara verildi.

Wohlleben’in savunmasının mütalaası fazla şaşırtıcı olmayan şekilde, Federal Savcılığın delilleri değerlendirmesine yönelik tek tek sunduğu eleştirilere ve bu kapsamdaki birkaç delil tespiti dilekçesine rağmen doğrudan mahkemeyi değil, daha çok dışarıdaki çevreleri hedef alıyordu. Savunmanın avukatlarının acele içerisinde kendi kendileriyle çelişmeleri de avukatları fazla rahatsız etmedi.  Örneğin Schneiders’in savunmanın vermiş olduğu halk ölümü dilekçesine yönelik öfkeli tepkilere karşı çıkarak bunların itham anlamına geldiklerini söylemesinin kısa süre ardından Klemke aynı tezlere karşı çıktığında. Ya da Schneiders bir yandan davayı politize eden kötü niyetli müdahil davacılara saldırıp diğer yandan müdahil davacıların çok sayıda delil tespiti dilekçesine (örneğin Anayasayı Koruma Dairesi’ndeki dosyaların imhası hakkındakilere) eklenmeye çalıştığında ve kendini müdahil davacıların devletin rolünü açıklığa kavuşturma çabalarının sözcüsü gibi gösterdiğinde.

Bu mütalaa Wohlleben’i „sol-yeşil kirletilmiş“ medyanın ve adaletin suçsuz bir kurbanı olarak görmek isteyenleri bu iddiaya inandırma amacına ulaşamayacak. Bununla ilgili daha fazla söylenecek bir şey yok. Yarın yeniden avukat Klemke mütalaasına devam edecek, onun ardındansa avukat Nahrath.