09.05.2018

Gerlach’ın savunmasının mütalaası: gayet iyi hazırlanıp kendi müvekkileri tarafından çürütüldü

Bugün Gerlach’ın savunması mütalaada bulundu. Ve bu mütalaa da sonuçta ikna edici olmayıp Gerlach’ı hakettiği hükümden kurtaramayacak olsa da en azından avukat Hachmeister’in açıklamaları için şu söylenebilir: Hiç olmazsa nihayet bir mütalaa! Gerlach’ın avukatları da davayı politik amaçlarla kullanmak isteyen „politik çevrelere“ saldırdı ve 2000’ler öncesinde sağcı terörle uğraşmanın asla gerekmemiş olduğu gibi tuhaf tezler öne sürdü. Ama en azından mahkemeyi ikna etmek için gerçekten çaba gösterdiler ve Federal Savcılığın sunduğu delillere bir nebze derinlemesine eğildiler.

Hachmeister ilk olarak davanın üzerindeki „büyük cezalandırma baskısından“ yakındı ve Böhnhardt ve Mundlos artık cezalandırılamayacakları için müvekkilinin onların işlediği suçların „günah keçisi“ haline gelmekten duyduğu endişeyi dile getirdi.Bu noktada Gerlach’la ilgili olarak bu baskının ne kadar büyük olduğu sorusu gündeme geliyor. Federal Savcılığın beş senelik hapis cezası isteminin ardında körü körüne bir cezalandırma arzusu yok. Aksine tam da Gerlach’ın, Federal Savcılığın NSU’nun çekirdek üçlüsünün çevresinde yapmış olduğu pek de istekli olmayan soruşturmalardan yarar sağlamış olduğu tezi savunulabilir. Çünkü 2011 yılına kadar kendileriyle sürekli bağlantıda olduğu üçlünün eski dostu, sadık silah arkadaşı ve düzenli „sistem kontrollerine“ katılan biri olarak NSU’yu sadece desteklemek yerine onun üyesi olduğu da düşünülebilir.

Ama Gerlach’ın üçlüyle ilişkisine dair az sayıda nesnel delil bulunduğundan savunma onu eski arkadaşları olması nedeniyle Zschäpe, Böhnhardt ve Mundlos’u yasadışı yaşamlarında desteklemek istemiş olan, böylece bu yaşamın sürdürülmesi için işlenen suçları da göze alan, ama asla cinayet işleneceğini ve bombalı saldırılar gerçekleştirileceğini hesaba katmamış birisi olarak tanımlayabildi. Gerlach bu nedenle savunmaya göre sonuçta sadece bir suç örgütünü desteklemekten (banka soygunları nedeniyle) iki yılın altında bir hapis cezasına çarptırılmalıydı. Ancak Gerlach’ın kendisi somut bir ceza miktarı talebinde bulunmamıştı ve mahkemenin vereceği cezayı kabullenmeye hazırdı. Avukat Rokni-Yazdi bunun ardından, iki yılın altındaki bir cezada da, Gerlach’a yönelik iyi sosyal prognoza rağmen NSU’nun özel öneminden dolayı„hukuk düzeninin savunması“ adına cezanın tecilinden vazgeçilebileceğine yönelik açıklamalarda bulundu. Bu da mahkemeye Gerlach’ı bir ya da bir buçuk yıllık ama tecilsiz kısa bir cezaya çarptırması için açık bir davetti.

Avukat Hachmeister’in özellikle Gerlach’ı cinayetlerden ve patlayıcılı saldırılardan haberi yokmuş gibi gösteren argümanları soyut olarak tamamen dinlenmeye değerler ve Hachmeister makul soruşturma sonuçlarının eksikliğinden yararlanmayı da tamamen başardı. Ancak müvekkilinin kendisi onun planlarına engel oldu: Gerlach sadec NSU’nun çekirdek üçlüsüne 2001/2002 yıllarında bir ateşli silah getirdiğini itiraf etmekle kalmamış, üçlüye o zaman beş kişiyle dünyayı kurtarmaya kalkışılamayacağını söylemiş olduğu bilgisini vermişti. Bu cümlenin, özellikle de beş rakamının ne anlama geldiğini son olarak Carsten Schultze’nin avukatları tarif etmişti: Schultze NSU’yu Jena Silah Arkadaşlığı’nın ve politik hedeflere ulaşılması için silahlı şiddete başvurulmasına yönelik tartışmalarının mantıklı sonucu olarak tanımlıyor. „Yer altında yaşayan“ ve şiddet suçlarını işleyen üç kişi yasal yaşamlarını sürdüren ve „yasal kol“ olarak görev gören iki kişi tarafından -yani Gerlach ve Wohlleben tarafından, çekirdek kadronun son üyesi olan André Kapke örgüt içi yolsuzluk suçlamaları nedeniyle dışarıda bırakılmıştı- destekleniyordu. Gerlach’ın kendisi, işlenecek suçları öngörmüş olduğunu itiraf etmişti, ama „onları“ bu suçları işlememeye ikna etmeye çalıştığını öne sürmüştü. Bu ikna çabalarının başarıya ulaşıp ulaşmadığıyla ilgili bir şey anlatmamıştı, ancak NSU’nun çekirdek üçlüsüne silahın ardından çok kez kimlik belgelerini teslim etmiş ve bu belgelerle „saçma bir şey yapmayacakları“na yönelik verdikleri sözde söze güvenmişti. Böylece Gerlach’ın kendisi verilecek bir hüküm için gerekli olan kastını itiraf etti ve hüküm giyecek. Böylesine iyi bir mütalaa bile bunu değiştiremez.

Savunmanın argümanlarından bazılarının içeriksel olarak da yersiz olmaları çok önemli değil ama içlerinden birinden bahsetmek gerekli: Hem Hachmeister hem de Rokni-Yazdi Zschäpe, Mundlos ve Böhnhardt’ın Gerlach’ın Nazi camiasından „ayrılmasını“na ne kadar kayıtsız kalmış olduklarını ifade etmişlerdi. Bunun nedeni bu ayrılığın çok da ileri gitmemesi olabilirdi. Ne de olsa 2011 yılında Gerlach’ın dairesinde el konulan PC ve telefonda sayısız Nazi müzik parçası ve resmi, Neonazi internet sitelerine yapılan ziyaretler, bir „Hammerskin“ festivaline davet vs. bulunmuştu. Müdahil davacıların Gerlach’ın camiadan „ayrılış“ının ardından da en azından üç Nazi gösterisine katılmış olduğuyla ilgili delil tespit dilekçeleri talebi mahkeme tarafından kabul edilmemişti.

Yani avukatlarının teknik açıdan kısmen çok başarılı olan mütalaası da sonuçta Gerlach’ın bir işine yaramayacak.

Davaya 15 Mayıs Salı günü Wohlleben’in savunmasının mütalaasıyla devam edilecek.