02.06.2016

Müdahil davacılar olayların aydınlatılmasını talep ediyor – Delil tespiti dilekçelerinin “ne pahasına olursa olsun” reddedilmesine itiraz

Bugünkü duruşmanın büyük kısmı, müdahil davacıların mahkemenin son aylarda merkezi önem taşıyan delil tespiti dilekçelerine yönelik verdiği red kararlarına itiraz etmesiyle geçti.
İlk olarak iki polis memuru Wohlleben’in maddi durumu ve Schultze’nin polise vermiş olduğu başka bir ifadeyle ilgili olarak sorgulandılar,ama bu ifade dava açısından önemli bir yeni bilgi sağlamadı.

Ardından müdahil davacıların merkezi önem taşıyan delil tespiti dilekçelerine yönelik kapsamlı itirazları geldi. İtiraz edilenler arasında Chemnitz’li NSU destekçisi Thomas Starke’nin hattına ait kısa mesajların okunması, 11 Kasım 2011’de Federal Anasayası Koruma Dairesi’nde imha edilen ve daha sonra eski hallerine getirilen dosyaların dava kapsamında incelenmesi, Zwickaulu muhbir Ralf Marschner’in sorgusu (bkz. 20.04.2016 ve 11.05.2016 tarihli bloglar) ve NSU’nun Chemnitz Blood and Honour üyeleri aracılığıyla silahlanma planları hakkında bilgi vermiş olan eski muhbir Szcepanski ile ilgili dosyaların dava kapsamında incelenmesine (bkz. kendisinden sorumlu olan muhbir yöneticisinin son ifadesiyle ilgili 02.03.2016 tarihli blog) yönelik red kararları vardı.

İtirazlar mahkemenin verdiği kararlara yönelik resmi olmayan şikayetler ve ceza yargılamasıyla ilgili protesto niteliği taşıyorlar. Müdahil davacılar bu itirazlarla delil tespiti dilekçelerinin kapsamlı şekilde reddedilmelerinin ve mahkemenin bu şekilde belirginleşen çizgisinin, olayların aydınlatılacağına dair verilmiş olan sözün kabul edilemez şekilde feshedilmesi olarak gördüklerini ortaya koydular.

Müdahil davacılar mahkemeyi, vermiş olduğu bir karara gerekçe olarak; o zamanlar muhbir olan Marschner’in NSU’nun cinayetlerine yardımının açıklığa kavuşturulmasının dava için gerekli olmadığı, çünkü bunun iddianamede somut olarak belirtilmemiş olduğunu göstermekle de suçladı. Resmi makamların Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’yi tutuklama olanaklarından yararlanmayarak NSU’nun işlediği suçlarda sorumluluğunun olduğunun, yetkililerinin üçlünün dairesini tespit edilme ardından da kanıtlanamayacağı, çünkü üçlünün o zaman hala kaçma şanslarını kullanabilmelerinin mümkün olduğu argümanı da ağır eleştiriye uğradı. Müdahil davacılar dilekçelerin ne pahasına olursa olsun reddedildiklerini gösteren kararların hukuki gerekçelerini eleştirdiler.