14.07.2016

Zschäpe’nin NSU arşivindeki parmak izleri. Ve Wohlleben’in savunması da artık olayları aydınlatılmasını talep ediyor.

Dünkü uzun duruşmanın ardından mahkeme bugün sınırlı bir delil programı gerçekleştirdi: Bir bilirkişi parmak izleri konusunda bilgi vererek NSU arşivinde bulunan, cinayetler ve patlayıcılı saldırılarla ilgili iki gazete haberinin üzerindeki parmak izlerinin Beate Zschäpe’ye ait olduğunu somut örtüşmeler sayesinde nasıl ortaya çıkarığını anlattı. Bu izler anlattığına göre sadece makalelere dokunma sonucunda oluşabilirdi. Başka kağıtlardan bulaşmış olmaları imkansız değildi, ama o durumda izin yansıması oluşmalıydı ki bu makalelerde bu durum söz konusu değildi. Yani Zschäpe’nin gazete arşivindeki bu makalelere dokunmuş olduğu varsayılıyordu.
Bunun yanısıra Wohlleben’in savunması çok sayıda dilekçe verdi: Federal Savcılığın NSU’nun bilinen ve bilinmeyen destekçilerine dair dava dosyalarının dava kapsamında incelenebilmesi talep ediliyordu. Bu dilekçenin nedeni bu dosyalarda bulunan ve 2013 yılından çok sayıda tanık sorgusunun ancak bu hafta talep üzerine dosyalar arasına konmuş olmasıydı.

Bunun dışında sağcı rock grubu Landser’e açılan davaya ait telefon takip tutanaklarının incelenmesi ve Jan Werner (Blood and Honour Chemnitz) ve Ralf Marschner’in (Blood and Honour Zwickau ve Federal Anayasayı Koruma Dairesi muhbiri) Böhnhardt ve Mundlos için ateşli silahlar tedarik etmeleri gerektiğini kanıtlamak üzere iki tanığın sorgulanması isteniyordu. Marschner ile ilgili muhbir dosyalarının Anayasayı Koruma Dairesinden edinilmesi, Dairenin ortadan kaybolan üçlünün nerede olduğunu bildiği ama bu bilgiyi polise vermediği anlamına geliyordu.

Bu dilekçelerin çoğu benzer şekillerde müdahil davacılar tarafından zaten verilmişti. NSU ağının büyüklüğü ve eylemleriyle ilgili yeni bilgiler edinmek için Federal Savcılığın diğer dava dosyalarının incelenmesi, cinayet kurbanlarının yakınlarıyla yaralıların NSU’nun işlediği suçlarda devletin nasıl bir sorumluluğu olduğunun aydınlatılması konusundaki haklı taleplerinden dolayı Ralf Marschner’in ve Anayasayı Koruma Dairesi’nin rolünün açıklığa kavuşturulması istenmişti. Wohlleben’in savunmasının müdahil davacıların vermiş olduğu dilekçelere katılması, mahkemenin bu dilekçeleri kabul etmesini sağlayacak mı göreceğiz.