Kategori arşivi: Allgemein

21.07.2015

Zschäpe’nin savunması oyunlarına devam ediyor. Ve André Eminger’in üçlüyle yakınlığı hakkında bilgiler

Bugünkü duruşma bir kez daha oynanan oyunlarla başladı: Heyet başkanı, dün oturma düzeni ile ilgili olarak verilen dilekçeye dair karar vermesi gerekiyor mu, yoksa savunma kendi arasında anlaşabilir mi diye sordu. Avukat Heer kendinden beklenen cevabı verdi: Buna aslında hazırdı, ama Zschäpe kendisine karşı başka bir görevden muafiyet dilekçesi vermiş olduğundan bu konu artık güncel bir konu olmayabilirdi. Avukat Grasel buna tepki göstererek oturma düzeniyle ilgili dilekçeyi izah etti: Heer’in şimdi Zschäpe’den bir koltuk daha uzakta oturması gerekiyordu. Öyle de yapıldı ve ilk tanık geldiğinde saat 10:15 olmuştu. Normalde hızlandırma prensibi konusunda o kadar ısrarcı olan savunma, çocukça kavgasıyla bir kez daha orada bulunan herkesin zamanını harcadı. Şu ana kadar tüm katılımcıların bilgisine sunulmamış olan ve Heer’in görevden alınması için verilen dilekçe ile ilgili olarak mahkeme esas duruşmanın dışında karar verecek.

Bugünün ilk tanığı, NSU DVD’sini ve örgütün 2001 yılında başka Nazilere yolladığı NSU mektubunu incelemiş olan bir Federal Kriminal Dairesi memuresiydi. Ancak FKD’de sıklıkla olduğu üzere sadece başka meslektaşlarının bilgilerini özetlemişti ve anlatacak yeni bir şeyi yoktu. Yine başka memurların bildiklerini biraraya getirerek Beate Zschäpe’nin 2011 yazında Holger Gerlach için çıkartılan pasaportu teslim almak üzere Niedersachsen’a yapmış olduğu yolculukla ilgili (bkz. 14.07.2015 tarihli blog) bilgi verdi.

Kendisi ayrıca Frühlingstrasse’de bulunan bir DVD’yi incelenmişti. Bu DVD André Eminger’e ait olabilirdi, çünkü içerisinde Eminger’in bilgisayarında da bulunan çeşitli Nazi kitapları vardı. Rudolf Hess’in resmi ve NSU’yu hatırlatan “Daha bitmedi, yine geleceğiz” sloganının olduğu ve bir fotoğraf editleme programıyla hazırlanmış bir belge de vardı. DVD böylece sadece Eminger’in üçlü ile yakın bir şahsi bağa sahip olduğunu göstermekle kalmıyordu; bu slogan sanığın NSU’nun ideolojisi ve eylemleri ile kabul ettiğinden daha yakın bir bağı olduğunu da gösteriyordu.

İfade sırasında Federal Savcılık ve Federal Kriminal Dairesi’nin ölen muhbir Thomas Richter’de (Corelli takma adlı) bulunan “NSU-NSDAP” CD’si ile ilgili bir “dava takibi” de yürütmüş olduğu ortaya çıktı. (bkz. 29.04.2014 tarihli blog).

Ardından, 1996/1997 yıllarından bir davada Jena’da bulunan çeşitli bomba ve sahte bombalar nedeniyle üçlü, Wohlleben ve Kapke ile birlikte yargılanan Henning H. geldi. Onun evinde kendisinin yapmış olduğu bir borulu bomba bulunmuştu. -Çivi ve vidalarla dolu !- bu bombanın yılbaşı eğlencesi olduğunu iddia etmişti. O zamanlar 29 yaşındaydı, onu yeni yıla girerken bir gençlik kulübünde ateşlemek istemişti. Ama soruşturmalar da Zschäpe, Mundlos, Böhnhardt ve Wohlleben ile olan kontağı konusunda somut ipuçları sağlamamıştı. Ancak H., Nazi dükkanı Madley’s’in sahipleri Liebau ve Schultz ile yakındı ve onlarla çok kez Chemnitz’deki Nazi konserlerine gitmişti. Yanında bulunan kişileri hatırlamamasına gerekçe olarak vurguladığı üzere, her defasında çok sarhoş oluyordu.

Beklendiği üzere sorgusu bugün pek yeni bir şey ortaya çıkarmadı, daha önce verdiği bilgileri tekrarladı. Bunların arkasında daha fazlası mı var, yoksa H. gerçekten de tesadüfen bir borulu bomba imal etmiş olan sağcı bir alkolikten ötesi değil mi sorusunun cevabınını öğrenmek, hem 1990’lar hem de 2011 sonrasındaki isteksiz soruşturmaların sonrasında bugün artık pek mümkün değil.

20.07.2015

Mahkemenin atamış olduğu savunma üçlüsü, herhangi bir sebep göstermeden istifa dilekçesi verdi.

Bugünkü duruşma mahkeme tarafından atanmış üç avukat Heer, Stahl ve Sturm’un savunma görevinden ayrılmak üzere verdikleri dilekçeyle başladı. Bu dilekçeler, sadece görevden muafiyet için “önemli sebepler” bulunduğunda dair bir avukat temini ile gerekçelendirildiler. Avukatlar susma yükümlülüğünden dolayı daha fazla açıklamada bulunamadıklarını, Zschäpe’ye de üç avukatı görevlerinden muaf tutmasının önerilmesinin mümkün olmadığını belirtiyorlardı. Avukat Sturm, Zschäpe’nin bu sebepleri “kısmen” bildiğini söyledi. Çok sayıda ara, görüş bildirme ve açıklamaların sonrasında heyet başkanı hakim, dilekçeleri reddetti.

Dilekçenin bu şekilde amacına ulaşması mümkün değildi, çünkü bir gerekçe içermiyordu. Avukatların teminleri yeterli değildi: Hukuki bir değerlendirmenin (önemli sebeplerin mevcut olması gibi) avukatlar tarafından temin edilip edilemeyeceği bile fazlasıyla şüpheliydi. Bunun da ötesinde üç avukatın daha birkaç hafta önce, Zschäpe’nin kendisi avukat Sturm’un görevinden alınması için dilekçe verdiğinde, neden onlara göre görevden alınma için bir sebep olmadığını ayrıntılı şekilde açıklamışlardı.

Dilekçe sadece, Zschäpe’nin Sturm’un görevine son verilmesi için verdiği dilekçeyle ilgili yakışıksız oyunun ardından en azından Heer, Stahl ve Sturm’un kalan itibarlarını kurtarmak için mi verildi, yoksa gerçekten de savunmadan ayrılmak mı istiyorlar bilinmiyor. Kesin olan üçünün de dilekçeleri başarıya ulaşamasın diye her şeyi yapmış oldukları. Özellikle de Heer çok ileri gitti: Dilekçesinde heyet başkanı hakimi, kendisini defalarce “böyle koşulların ortaya çıkacağı” konusunda uyarmış olmakla ve bu uyarıların “hiçe sayılmasıyla” suçladı. Ama, bu konuşmaların susma yükümlülüğüne tabi olmasının pek mümkün olamayacağının açık şekilde ifade edilmesi üzerine bile bu şifreli suçlamayı herhangi bir şekilde açıklamaktan kaçındı. Yeni ve dördüncü avukat Grasel, Zschäpe’nin başka bir açıklamada bulunmayacağını, yani ona göre mahkemenin dilekçeleri reddedebilmesi için gerekli olanı yapmış olduğunu belirtti.

Heyet başkanı, öğle arasının ardından en çok da avukat Heer’in çelişkili tutumuna tepki göstererek üç avukatın mahkemeyle yaptığı birçok konuşmayı kısaca özetledi: Konuşulanlar arasında üç kişiyken müvekkillerine „sınır koymanın“ hala mümkün olduğunu, bunun artık mümkün olmadığını, dördüncü bir avukatın atanmasının müvekkillerinin başka görevden alınma dilekçeleri vermesine neden olabileceği de vardı. Böylesi gizli konuşmalar hakkında verilen bilgiler, tabii ki üçlünün dilekçelerinde öne sürdüklerinin savunma anlayışıyla hiçbir şekilde bir araya gelemeyeceğini gösteriyordu. Bu bir yana, avukatların susma yükümlülüğüne de açıkça uyulmuyordu. Grasel de bu bilgilerin Zschäpe’de „yabancılaşmaya“ yol açtığını söyledi.
Grasel müvekkilinin bu sabah yazlı şekilde verdiği bir dilekçeden bahsetti: Dilekçede müvekkili mahkemenin savumanın oturma düzeniyle ilgili bir karar vermesini talep ediyordu, çünkü avukay Heer hakim kürsüsünün hemenyanındaki yerinden vazgeçmek istemiyordu.
Heyet başkanının dilekçeyi reddetme gerekçesi de oldukça kısaydı. Karara göre Heer, Stahl ve Sturm davada kaldılar. Tüm bunların sonunda, şu anda davanın „patlamasından“, yani durdurulup yeniden başlanmasından korkulması için bir neden yok.

Son olarak akşamüstünün geç saatlerinde, 29.04.2015‘te sorgulanmaya başlanmış olan bir tanığın sorgusuna devam edildi. Sorgu, bu duruşma gününde davayı sürdürebilmek adına az çok formalite icabı gerçekleşti ve kısa süre sonra tekrar ara verildi. Tanığın bir kez daha gelmesi gerekecek. Zschäpe’nin savunmasının yer yer çocukça bir hal alan söz dalaşının ardından, 1996/1998 yıllarında Mundlos, Böhnhardt, Zschäpe ve Wohlleben’e yalan tanıklık etmiş olan bu tanığın bir sözü, bu davada aslında önemli olanın ne olduğunu ortaya koydu: “Hepsini itiraf ettim, bunun doğru olmadığını…Ve nihayetinde sözkonusu olan ödlek cinayetler, vahşi banka soygunları.”

15.07.2015

Utanmaz, daha da utanmaz, Mario Brehme

Bu sabah mahkeme farklı konularla ilgili olarak üç tanığı dinledi: İlk olarak Chemnitz’de Wolgograder Allee 76 adresinde yaşayan annesini ziyaret ettiği zamanlarda apartmanda birçok kez Beate Zschäpe’ye rastlamış olan bir Chemnitzli ifade verdi. Üçlü, ortadan kaybolmalarının çok kısa bir süre ardından André Eminger’in aracılığı üzerine bu binada kalmaya başlamıştı. Tanık, annesinin yeni kiracıların gürültü yapmasından, Nazi şarkıları söylemelerinden ve balkondan sigara izmariti atmalarından şikayetçi olduğunu anlattı. 2011 sonrasında Beate Zschäpe olarak teşhis ettiği kadınla konuşmuş ve kadın onu azarlamıştı.

Ardından Thüringen Vatan Koruma’nın gelişimiyle ilgili çok sayıda kayıt tutmuş olan bir polis memuru geldi. Sorgusunun başlangıcında açık sözlü bir şekilde sadece „ev ödevi şeklinde“ Anayasayı Koruma ve Devlet Güvenlik Daireleri’nin yazılı raporlarını özetlemiş olduğunu, yani Okumaya devam et

14.07.2015

Ve Nazi tanıklar her gün yalan söylüyor – O kadar utanmazca ki Başsavcılık bile bunun sonuçları konusunda uyarıyor.

Bugünün ilk tanığı Holger Gerlach’ın 2011 yılında Uwe Böhnhardt’in isteği üzerine çıkartmak istediği bir pasaportla ilgili araştırma yapmış olan bir polis memuru oldu. Soruşturmalar, bu pasaportu Gerlach’ın kendisinin 16.6.2011 yılında teslim almış olduğunu gösteriyordu. Önümüzdeki hafta bir Federal Kriminal Dairesi memuresi, pasaportla daha sonra ne yapıldığında dair soruşturmalarla ilgili bilgi verecek. Beate Zschäpe buna göre pasaportu almak üzere aynı gün tek başına Niedersachsen’a gitmişti. Bu da Zschäpe’nin NSU içerisindeki derin bağları ve oynadığı eşit rol hakkında başka bir ipucuydu. Okumaya devam et

07.07.2015

Zschäpe’nin dördüncü avukatına hazırlanmak için bir hafta süre verildi.

Duruşma günü önce Zschäpe’nin şu ana kadarki avukat üçlüsü ve yeni atanmış olan avukat Grasel arasında belli ki oturma düzeni gibi konuların konuşulmasıyla başladı. Sturm, Stahl ve Heer önce her zamanki yerlerine oturdular ve Grasel’e kenardaki yeri gösterdiler. Zschäpe ise bunun üzerine Grasel’in yanına oturdu.

Grasel verdiği ilk dilekçe ile davaya uygun şekilde hazırlanabilmesi için esas duruşmaya üç haftalığına ara verilmesini talep etti. Mahkeme bunu kısmen kabul etti, bu hafta tamamen iptal oldu, Temmuz’un son iki haftasıysa üç günden iki güne indirildi.

Bu ara hukuk açısından gerekli değildi. Başsavcılığın bildirdiği görüşte doğru bir şekilde tespit ettiği üzere Zschäpe “üç avukat tarafından ilaveten savunmaya devam ediliyordu.” Ancak Grasel’in atanması da, heyetin Anja Sturm’un görevden alınması için verilen dilekçeyi Okumaya devam et

01.07.2015

Bugün Carsten Szczepanski’nin bir başka muhbir yöneticisi ifade verdi. Bu da Anayasayı Koruma Dairesi ve muhbir sisteminin alternatifsiz şekilde kaldırılması gerektiğine dair bir başka ders oldu.

Bugün ilk olarak Federal Kriminal Dairesin’den bir soruşturmacı, NSU’nun Frühlingsstraße’deki evinde bulunan bir CD ile ilgili kısaca bilgi verdi. CD’de üçlünün 2004 yılında Holsteinischer Schweiz’de yaptıkları bir tatilin fotoğrafları vardı. Fotoğraflardan biri daha sonra Böhnhardt ve Zschäpe arasındaki, Zschäpe’nin „200 kez video montajı yapmak“ üzerine girdikleri bir iddiada (bkz. 16.06.2015 tarihli blog) kullanılmıştı. Bugünkü ifade iddianın 2005 sonuna tekabül ettiğini de doğruladı.

Akşamüstü Brandenburg Nazi kadrosundan ve Carsten Szczepanski’nin (onun ifadeleriyle ilgili olarak bkz. 03.12.2014 ve 13.01.2015 tarihli bloglar) eski muhbir yöneticisi Reiner Görlitz ifade verdi. Mahkeme önüne kapşonunun ardında yüzünü saklayarak çıktı ve sesi -kimi dinleyicilerin edindiği izlenime göre- teknik olarak değiştirilmişti. Okumaya devam et

30.06.2015

Anayasayı Koruma Dairesi’nden Andreas Temme ile ilgili daha fazla bilgi

Bugünkü duruşmanın Kasselli Anayasayı Koruma Dairesi çalışanı Temme ve eşinin yeniden sorgulanmasıydı. Daha önce anlattığımız gibi müdahil davacılar, Federal Kriminal Dairesi’nde inceledikleri dosyalar aracılığıyla Temme ve meslektaşları ve karısı ile onun kız kardeşi arasında geçen farklı telefon görüşmelerini incelemişlerdi. Bu görüşmeler Temme’nin hiçbir şey görmediği, duymadığı ve yapmadığı konusundaki iddialarını şüpheye düşürüyordu.

Esas duruşma Zschäpe’nin, diğer tanıkların sorgusuna ancak avukat Grasel’in diğer savunma avukatı olarak tayin edilmesinin ardından devam edilmesi için verdiği dilekçeyle başladı. Grasel’i bugüne kadar sadece mahkeme dışında cezaevinde görmüş gitmiş ve ona danışmıştu. Bir diğer savunma avukatı olarak atanması veya reddedilen avukat Sturm’un yerine geçmesi için şu ana kadar bir dilekçe verilmemişti. Bunun da ötesinde, avukat Sturm’u Zschäpe’nin isteğine karşı gelerek mecburi olarak davada bırakmak ve aynı zamanda Zschäpe’nin güvendiği bir avukata sahip olma isteğini Grasel’i tayin ederek yerine getirmek, açıkça heyet başkanının fikriydi. Okumaya devam et

24.06.2015

Bir kez daha Keupstraße hakkında ve Anayasayı Koruma Dairesi çalışanı Temme’ye devam

Bugün ilk olarak Köln’deki Keupstraße’de gerçekleştirilen bombalı saldırının bir diğer mağduru ifade verdi. Tanık, patlama anında babasının Keupstraße’de bulunan seyahat acentasındaydı. Kendisi ve bomba arasında şans eseri bulunan bir kamyonet, onlarca çivinin üzerine isabet etmesini önlediğinden yaralanmamıştı. Bombanın yarattığı hayati tehlikeyle ilgili çok açık ve net raporlar vermiş olan iki bilirkişi (bkz. 11.02.2015 tarihli blog), bugünkü tanığın ve geçtiğimiz aylarda ifade veren diğer Keupstraße tanıklarının ifadeleri üzerine raporlarını tamamlayıp teyit ettiler.

Akşamüstü Hessen Anayasayı Koruma Dairesi’nden Temme’nin başka bir meslektaşı olan ve o zamanlarda gizli serviste görevli olan Hess ifade verdi. O da Halit Yozgat’ın Kassel’de öldürülmesinin ardından -o zaman sanık olan- Temme ile kriminal polis tarafından dinlenmiş ve kaydedilmiş olan çok sayıda telefon görüşmesi gerçekleştirmişti. İlk konuşmada kelimesi kelimesine şunları diyordu „Herkese, bir yerde böyle bir şey olduğunu biliyorsanız oradan Okumaya devam et

23.06.2015

Üçlünün başından bu yana öldürmeye hazır olması hakkında

Bugünkü duruşmada sadece bir kişi sorgulanabildi. Sanık Zschäpe’nin diş ağrıları ve diş muayenesinin gerekmesi nedeniyle duruşmaya ara verildi.Ancak bu sorgu, NSU’nun sadece üç üyeden oluştuğuna dair suçlama tezini tehlikeye düşüren ilginç bilgiler ortaya çıkardı.

Tanık, 18.12.1998’de Chemnitz’deki Edeka şubesine yapılan saldırı sırasında arkadaşlarıyla marketin önünde duruyor olduğunu, ardındansa saldırganların arkasından koştuğunu anlattı. Saldırganlardan biri ona „orada kal“ demiş ve ardından defalarca ateş etmişti. Mermiler ona isabet etmeden göğüs ve baş hizasında önünden geçmiş ve en azından bir tanesi süpermarketin duvarına isabet etmişti. Göğüs hizasındaki mermi deliğine daha sonra tekrar tekrar bakmıştı. Merminin kafasının yanından geçerken çıkardığı sesi duymuştu.

Tanık bunun dışında üç fail görmüş olduğunu da anlattı. Silah çeken kişi daha önce marketten koşarak gelmişti. Tiz sesli ve çelimsiz biriydi ve kadın mı erkek mi olduğunu anlayamamıştı. Okumaya devam et

17.06.2015

Muhbir yöneticisi Temme’nin iş arkadaşlarıyla yaptığı ve dinlenen telefon görüşmeleri hakkında

Bugün Hessen Anayasayı Koruma Dairesi’nden muhbir yöneticisi Temme’nin, 2006 yılı Nisan ve Mayıs aylarında Halit Yozgat cinayetinin sanığı olarak Kassel’de bulunduğu sırada onunla telefonlaşmış olan üç eski iş arkadaşı sorgulandı.

Temme, 9 Mayıs 2006’da amiri Muth ile telefonlaşarak Temme’nin bildireceği resmi bir görüş hakkında konuşmuşlardı. Muth ona önce olayı olduğu gibi anlatmasını tavsiye etmiş, ama daha sonra bu dediğini hemen geri alarak Temme’ye onun yerine önce Gizli Servis’ten Hess ile bağlantı kurmasını önermişti.

2 ve 15 Mayıs 2006’te Temme Fehling ile telefonlaşmıştı. Fehling ilk konuşmada Eyalet Anayasayı Koruma Dairesi’nin polis soruşturmalarını engellemek ve yönlendirmek için hangi önlemler aldığını anlatmıştı: Polisin, kaynaklarına erişememesi ve Temme’nin konuyla bağlantılı raporlarından haberi olmaması sağlanmıştı. Fehling bunun sonrasında polisin Temme ile Okumaya devam et