Zschäpe’nin savunması müdahil davacıları suçlamak ve böylece Zschäpe’nin “delil niteliğindeki itirafı” ile ilgili tanıklıklara yönelen dikkatleri dağıtmak istiyor
Bugünkü tanıklıklar Keupstraße’de gerçekleşen bombalı saldırının mağdurlarının müdahil davacı olma haklarıyla ilgili anlaşmazlıklar tarafından gölgelendi. Bu durum dün kimi mudahil dava temsilcilerinin Keupstraße sakinlerinden çok agresif şekilde vekalet aldıklarının ve kısmen net bir uzlaşma olmadan ve yaralanmalara dair net olmayan ididalarla müdahil dava izni için dilekçe verdiklerinin anlaşılmasıyla baş göstermişti. Zschäpe’nin savunması bunu açıkça hem müvekkilini çok dramatik şekilde zan altında bırakan delillere yönelik dikkati dağıtmak hem de rahatsızlık verici müdahil dava avukatlarına saldırmak için bir fırsat olarak gördü.
Akşamüstü geçen hafta sorgulanan bir müdahil davacının terapisti ifade verdi. Zschäpe’nin savunması öncelikle onu yoğun şekilde sorgulamaya başladı ve tanıktan müdahil davacının saldırının psikolojik yan etkilerini yaşamadığını, mevcudiyeti kesin olan panik ataklarına çocuklukta yaşadıklarının yol açtığını duymak istedi. Terapist bunu onaylamadı. Çocuklukta yaşananlar depresyona yol açmıştı ama bunlar panik ataktan tamamen farklı semptomlar ortaya çıkarmıştı. Tanık ona bu semptomların bombalı saldırı sonrasında ortaya çıkıp uzun bir süre içerisinde giderek kuvvetlendiğini anlatmıştı. 2011 yılında içinde savaş sahnesi olan bir sinema filmi sırasında ekstrem bir panik atak geçirmişti. Acil doktorunun gelmesi gerekmişti. Hastane yolunda tıbbi müdahale görebilmesi için ilk yardım aracının durması gerekmişti. Ancak bunun ardından hastaneye sevk edilebilmişti. Bombalı saldırıda yaşanmış olanların o anda paniğe yol açtığını düşünüyordu. Bugün teşhisini post-travmatik stres sendromu olarak değiştirmeyi düşünüyor ve bunu saldırıyla bağlantı içerisinde görüyordu.
Sorgunun ardından müdahil davacının avukatı ve bu blogun iki yazarından biri olan avukat Hoffmann, savunmanın sorguyu bu şekilde esneterek müdahil davacıyı hastalığının yanlış bir tasviriyle suçlamaya yönelik tavrının yerinde olmadığına dikkat çeken bir açıklama yaptı. Savunma avukatı Heer bunun üzerine Zschäpe’nin savunmasının önümüzdeki hafta bu tanığın ve başka müdahil davacıların müdahil dava izninin iptal edilmesi için dilekçe vereceğini duyurdu.
Böylesi bir dilekçe hukuki açıdan başarısızlığa uğramaya mahkum. Böyle bir iptal burada sadece izin dilekçesinde yanlış bilgi verilmesi durumunda başarılı olabilir. Burada söz konusu olan tanık, Keupstraße’deki bombalı saldırı sonucunda doğrudan yaralanmamıştı ve bunu asla iddia etmemişti. Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi onu ve fiziksel olarak yaralanmayan başka kişileri, bombaya suçluların onların ölümünü hedefledikleri varsayılacak kadar yakın oldukları için müdahil davacı olarak kabul etmişti. Mahkeme bombalı saldırıyı 17’si hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanan 21 kişiye yapılmış bir cinayet teşebbüsü olarak kabul ediyordu. Müdahil davacının, doktorunun ve terapistinin tarif ettiği olay mahkemenin müdahil davaya izin vermesine gerekçe olanın tamamen aynısıydı.
Diğer bir deyişler: Bu insanlar aslında bomba nedeniyle yaralandıklarından dolayı müdahil davacı değillerdi. Onlar müdahil davacıydı, çünkü bomba onlara da yönelikti, çünkü NSU katilleri bombanın çevresindeki herkesi, bu müdahil davacıları da öldürmek istemişlerdi. Bu cinayet teşebbüsünün bu kurbanlarını şimdi katillerin planına rağmen yaralanmadıkları için “gerçek” kurbanlara karşı kullanmak sadece sinik bir tutum olmakla kalmıyordu. Bu her şeyden önce NSU 2011 yılında kendini ifşa edene kadar Keupstraße sakinlerine karşı yürütülen polis soruşturmaları ve basının şüphelerinin ardından Keupstraße halkını bölmeye ve içlerinden bazılarını suçluların kurbanı (bu durumda mahkemeye yanlış bilgi verildiği iddiasıyla) olarak göstermeye yönelik yeni bir çabaydı.
Geçtiğimiz haftalarda edinilen izlenimlerin ardından Keupstraße sakinlerinin bu bölme çabalarına ortak olmayacakları bekleniyor. Mahkemedeki ifadeleri ve mahkeme salonu önünde yaptıkları bildiriyle NSU bombasının tüm Keupstraße sakinlerine yönelik olduğunu sürekli vurguladılar ve mahkeme karşısındaki genel tavırları birbirlerine karşı kullanılmalarına izin vermeyecekleri izlenimini verdi.
Bu (göstermelik) çatışmanın özellikle can sıkıcı olan yanı bugünkü önemli tanıklıklara az ilgi gösterilmesiydi.
İlk olarak bombanın konudğu yerin karşısındaki binanın iki sakini yaşadıklarını anlattılar. Bir adam bomba patladığı sırada BMW aracıyla avlu girişine girmişti. Arabanın tüm tavanı patlamanın kuvvetiyle çökmüştü. Bina cephesinin ikinci katında çivilerin saplı olduğunu anlattı. Kayınvalidesi bomba nedeniyle yaşadığı korkuları mahkeme heyeti başkanını memnun edecek şekilde anlatma konusunda önceki tanıklarla aynı zorlukları yaşadı. Geceleri bir araba kapısı kapandığını duyarsa uyanıyor ve olayı hatırlıyordu, genel olarak kötü uyuyordu. Saldırının ardından 6-12 ay içerisinde 15 kilo kaybedip 70 kilodan 55 kiloya düştüğü bilgisi bile belli bir dikkat uyandırdı. Bu kadın için de bombanın olayın 11 yıl sonrasında hala yaşamının kimi kısımları üzerinde etkili olduğu anlaşıldı.
Günün en önemli şahidi Frühlingstraße’deki yangın enkazında bulunan bir DVD’yi incelemiş olan bir polis memuruydu. Bu DVD ile ilgili olarak tahminen daha fazla memurun sorgulanması gerekecek. DVD’de “Killer” (katil) ve “für die aktions (eylemler için) -dvd” isimlerini taşıyan iki klasör vardı. “Killer” isimli klasörde muhtemelen olası saldırı noktalarına ait adres ve isim listeleri vardı. Aralarında Köln’den çeşitli kuruluşlar vardı. Bunlardan ikisi Keupstraße’deydi ve bu ikisinden biri de çocuk yuvasıydı. Ama bunun dışında göçmen yurtları, silah dükkanları ve Siegenli bir savcının adresi de vardı. Ayrıca Nürnberg, Burgdorf ve Frankfurt’taki iki tenis kulübü ve bir hotelin üye ve personel kimliklerine ait 3 taslak vardı. Her birinde Zschäpe’nin vesikalık resmi ve Mandy Struck’un ismi vardı.
Bunun dışında Zschäpe ve Böhnhardt’ın kilo verme planlarıyla ilgili “bahis sözleşmeleri” vardı. Bahisle ilgili “200 kez video klip montajı yapmak” gibi girdiler vardı. Bilgisayarların tamamında bu kadar çok sayıda montajı gerekli kılan çapta kendileri tarafından hazırlanmış videolar bulunmadığından, hangi videoların sözkonusu olduğu açıkça anlaşılıyordu: Bahis NSU’nun suçları üstlendiği videoların hazırlanması üzerineydi. Yani Zschäpe görünüşe göre bu videoların hazırlanmasına dahil olmuştu. Bu, grupta suç ortağı olarak rolüne dair önemli bir ipucuydu. Böhnhardt bu bahislerde “Killer” ismini kullanıyordu, Zschäpe’nin ismi “Liese” ve Böhnhardt’ınki ise “Cleaner” (temizlikçi) idi. Bu cinayetlerdeki görev dağılımına işaret ediyor olabilirdi. Mundlos hedefi öldürmeye yönelik şekilde ateş ediyor, Böhnhardt ise işi garantiye almak amacıyla ateş ediyor, izleri siliyor, örneğin mermi kovanlarını topluyor olabilirdi. DVD Zschäpe’nin de grubun eşdeğerli bir üyesi olarak suçların üstlenildiği DVD’lerin hazırlanması gibi temel işlere dahil olduğunu ve hatta üçlünün aralarında cinayetlerin işlenmesiyle ilgili “şaka” yaptıklarını gösteriyordu. Müdahil dava avukatı Scharmer bu DVD’nin delil gücüyle ilgili olarak Zschäpe’nin “delil niteliğindeki itirafı” ifadesini kullandı.